Kişisel Statü Yasası’ndaki belirsizlik kadınları endişelendiriyor
Iraklı kadın hakları savunucuları, Kişisel Statü Yasası’nda yapılması planlanan değişikliklerin kadınların ve çocukların haklarını tehlikeye attığını vurgulayarak, bu sürecin sadece yasal değil, toplumsal ve ulusal bir sorumluluk olduğunu dile getirdi.

NUR EL-MURSUMİ
Irak- Iraklı Kadınlar Ağı, 13 Temmuz’da Bağdat’taki El-Amal Derneği salonunda bir toplantı düzenledi ve Kişisel Statü Yasası’nın uygulanmasında karşılaşılan zorlukları, boşlukları, bu durumun kadınların ve çocukların kazanılmış haklarına etkilerini ve eşitlik ile adaletin sağlanması bağlamında tartışmalar yürüttü.
Toplantıya Irak mahkemelerinden uzman yargıçlar, hukukçular, aktivistler ve yasal değişikliklerden olumsuz etkilenen kadınlar katıldı. Oturumda, söz konusu değişikliklerin kadınlar ve çocuklar üzerindeki yansımaları ve bu sorunların nasıl çözülebileceği üzerine kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.
Toplumsal bir sorumluluk
Kadın aktivistler, düzenlenen toplantıda bu yasal değişikliklerle mücadele etmenin yalnızca bir hukuki süreç değil, kadının onuru ve toplumun birliği için verilen bir mücadele olduğunu vurguladı. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadelenin yalnızca bireysel değil, toplumsal ve ulusal bir sorumluluk olduğuna dikkat çektiler.
Adalete erişim nasıl sağlanacak?
Iraklı Kadınlar Ağı İcra Direktörü Emel Kebaşi, bu toplantının kadınlara yönelik şiddetle mücadele kampanyaları kapsamında gerçekleştirildiğini belirterek, değişikliklerin kadınların adalete erişimini nasıl etkilediğini tartışmak amacıyla düzenlendiğini söyledi. Emel Kebaşi, mevcut 1959 tarihli 188 Sayılı Kişisel Statü Yasası’nın kadınlara sağladığı hakların yeni değişikliklerle doğrudan tehdit altında olduğunu vurguladı.
Uygulama yönetmeliği olmadan oylanan yasa değişikliği
İnsan hakları, çocuk hakları alanında aktivist olan Beşra Ebu’l-İys de, Irak Kadınlar Ağı ile 188 Koalisyonu’nun düzenlediği toplantının özel olduğunu belirtti. Etkinlikte, Yargıtay’dan hâkimlerle, sivil toplum kuruluşları ve avukatlarla birlikte yaklaşık dört saat boyunca 2025 tarihli yeni yasa tasarısının getireceği riskler tartışıldı.
Beşra Ebu’l-İys, yargı temsilcilerinin yasa uygulamasına dair güven verici mesajlar verdiğini, ancak esas sorunun yasanın parlamento tarafından ilgili uygulama yönetmeliği yayımlanmadan kabul edilmesi olduğunu söyledi. Parçalı biçimde çıkarılması ve yönetmeliğin aylar sonra yayımlanacak olmasının, halkta ciddi bir güvensizlik yarattığını belirten Beşra Ebu’l-İys, yargının da bu gecikmeye şaşırdığını ifade etti.
Sorunların çözümü için diyalog şart
Irak Kadın Danışma Konseyi Başkan Yardımcısı Ayet Kemmune ise, hâkimlerin yasa değişikliği ve olası uygulamalara dair önemli noktaları açıkladığını belirtti. Bu tür toplantıların çoğaltılması gerektiğini vurgulayan Ayet Kemmune, sivil toplumun ve halkın kafasındaki soru işaretlerinin giderilmesinde diyaloğun büyük rol oynadığını dile getirdi. Ayet Kemmune, “Şu an halkın tepkisini yatıştırmak için yapıcı diyaloglara ihtiyacımız var” dedi.
Ayet Kemmune, kadın haklarıyla ilgilenen tüm kuruluşları bu tür oturumları artırmaya ve uygulamaya yönelik konuşmalar yapabilecek, mahkemelerde aktif görev alan yargıçları da bu süreçlere dahil etmeye çağırdı.
Kadın ve çocuk hakları tehlikede
Aktivistlerin temel kaygılarından biri, bu değişikliklerin kadınların yıllar içinde elde ettiği kazanımları mezhepçi sistemlerle değiştirme riski taşıması. Çocuk yaşta evliliklere izin verilmesi, çok eşliliğin denetimsiz şekilde yaygınlaştırılması, velayet ve miras konularında ayrımcılık yapılması, yalnızca temel insan haklarını ihlal etmekle kalmayıp, ailenin ve toplumun istikrarını tehdit edecek uygulamalar olarak değerlendiriliyor.