Kayıp yakınları adalet talebi ile bir araya geldi
İHD ve Kayıp yakınları, Amed’de eylemlerinin 854'üncü haftasında bir araya gelerek kayıplar için adalet talep etmeye devam etti.

Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları her hafta gerçekleştirdikleri “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 854'üncü haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
Gözaltında kaybettirilen ve faili meçhul cinayetlerle katledilenlerin fotoğraflarının açıldığı eylemde konuşan ve İstanbul'dan gelen kayıp yakını İkbal Eren, devletin kendisine karşı olan insanları gözünü bile kırpmadan, dil, din, ırk ayrımı gözetmeden kaybettirdiğini belirtti. İkbal Eren, "Burada 30, 40 yıldır sevdikleriniz için adalet arıyoruz. Verdiğimiz bu adalet mücadelesinin başarıya ulaşması için devletin cezasızlık anlayışına son vermesi, zaman aşımı kavramının kaldırılması ve yasalarla belirlenmesi gerekir. Bu talepler karşılanmadığı müddetçe ne Galatasaray Meydanı ne de Koşuyolu demokrasiye kavuşur" dedi.
Ardından 1992'de Colemêrg’in Şemzinan (Şemdinli) ilçesinde kaybettirilen 13 yaşındaki Serhat Kazak'ın hikayesi İHD yöneticisi Fırat Akdeniz tarafından okundu.
Cenazesi evlerinin önünde bulundu
Serhat Kazak'ın okunan hikayesi şöyle: “13 yaşındaki Serhat Kazak, ilkokulun son sınıfında okuyordu. O günlerde, Şemzinan’a yeni gelen Özel Harekât Timleri, Serhat’ın okuduğu Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun bodrum katında kalıyordu. Serhat olaydan kısa bir süre önce okula giderken boynuna ve beline sarı, kırmızı, yeşil renklerden yapılmış bir puşi bağlar. Serhat’ı bu şekilde gören dönemin İlçe Kaymakamı, Özel Harekât Timlerine seslenerek ‘Bu çocuğun boynundaki paçavraları sökün’ der. Ancak Serhat bu duruma direnerek ‘Ben Kürdüm ve bunları çıkarmayacağım’ deyip oradan ayrılır. Bu olaydan sadece birkaç gün sonra, Serhat okul çıkışında Halit adlı arkadaşıyla birlikte evine doğru yola çıkar. Ancak o akşam eve dönmez. Ailesi endişelenerek, ilçedeki tüm akrabalarının evlerini arar. Ama Serhat’ı hiçbir yerde bulamazlar. Ertesi gün amcası Hayrettin Kazak, sabah erkenden Gever’deki akrabalarının evine gider ama Serhat’ı orada da bulamaz. Amca Hayrettin Kazak hemen Şemzinan’a geri döner. Aynı gün saat 10.00 sıralarında Serhat’ın küçük kardeşi dışarıda bağırır. Serhat’ın cenazesi evlerinin duvar dibine atılmıştır.
Ailenin anlatımına göre, olayın yaşandığı civarda çalışan Colemêrgli bazı inşaat işçileri, Özel Harekât timlerini Serhat’ın cenazesini oraya bırakırken görmüştü, ancak korktukları için susmuşlardı.
Tanık beyanları
Yetkililer aileye Serhat’ın elektrik direğindeki elektrik akımına kapılarak öldüğünü söyler.
Ailenin beyanına göre ise bahsedilen elektrik direği yetkililerin söylediği şekilde demir direk değildir, PTT’nin telefon hatlarında kullanılan ve ağaçtan yapılmış direktir. Ayrıca uzun süreden beri elektriğe bağlı değildir.
Olay yerine Cumhuriyet Savcısı, İlçe Kaymakamı ve dönemin Milletvekili Mustafa Zeydan gelir. Serhat’ın amcası, savcıya yeğeninin Özel Harekât Timlerince öldürüldüğünü söyler. Özel Harekâtçıların kaldığı okul bodrumuna gittiğini ve orada Serhat’a verilen elektrik kablosu, kan izleri, yüksek elektrik etkisiyle kopan saçlarını dahi gördüğünü söyler.
Olaydan sonra katledilen Serhat’ın cenazesine otopsi işlemi yapılmaz. Serhat’ın babası Şerafettin Kazak o dönem Almanya’da çalışmaktadır. Olayın ardından gelip otopsi yaptırmak istemiştir ancak aile tehdit edildikleri ve can güvenliklerinden endişe ettikleri için bu işin üzerine daha fazla gidememiştir. O tarihten bu yana Serhat Kazak dosyası, faili meçhul olarak raflarda yerini almıştır."
Açıklama yapılan oturma eylemiyle son buldu.