Kayıp yakınları 1994’te kaybedilen Vasıf Öztürk’ün akıbetini sordu

İHD ve kayıp yakınları "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganı ile gerçekleştirdikleri eylemlerinin 852’nci haftasında, 1994’te Amed’in Pasur ilçesinde askerlerce gözaltına alınan ve kaybedilen Vasıf Öztürk’ün akıbeti soruldu.

Amed- İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirdikleri eylem, Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’nda 852’nci haftasında da devam etti. Eylemde, kayıplarının fotoğraflarının olduğu dövizler taşındı. Bu haftaki eylemde, Haziran 1994’te Amed’in Pasur (Kulp) ilçesi Salkım mezrasında askerlerce gözaltına alınan ve kaybedilen Vasıf Öztürk’ün akıbeti soruldu.

Vasıf Öztürk’ün hikayesini, İHD Kayıp Komisyonu üyesi Avukat Berfin Elçi okudu.

‘Cenazelerimizi aramaya devam edeceğiz’

Vasıf Öztürk’ün hikayesini okunmadan önce eyleme katılan kayıp Ali Tekdağ’ın eşi Hatice Tekdağ, Ali Tekdağ’ın kaybolma sürecine dair hatırlatmalarda bulunarak, “Bizler Kürt’üz, biz ne yaptık? Olaya dair subay da itirafta bulunarak, ‘Ali Tekdağ’a işkence yaptık, onu bir nehre götürdük’ dedi ama nereye, hangi nehre götürdüler? Ne kadar aradıysak da onun cenazesine de kemiklerine de ulaşamadık. Devlet neden kabul etmiyor? Barış var, özgürlük var diyorlar, nerede? Kemiklerimiz nerede? Nerede olursa olsun ben ve çocuklarım sağ olduğumuz sürece cenazemizi aramaya devam edeceğiz. Bizler barış ve özgürlük istiyoruz ama eğer bir barış sağlanacaksa, bize kemiklerimizi geri versinler” diye konuştu.

Askeri helikoptere bindirildi

İlk olarak Vasıf Öztürk’ün kim olduğunun belirtildiği hikâyede, daha sonra Vasıf Öztürk’ün gözaltına alınma süreci anlatıldı. Hikâyeyi okuyan Berfin Elçi, devamında olayla ilgili şunları söyledi: “1 Haziran 1994 tarihinde, Bolu Tugayı’na bağlı askerler tarafından yürütülen bir operasyon sırasında, Kulp’a bağlı Salkım mezrasında bulunan Vasıf Öztürk, Cembeli Tuncer ve Efendi Şen gözaltına alındı. Aynı gün çevredeki bazı köylere de askerî baskınlar yapıldı. Gözaltına alınan köylüler, gece boyunca köyün okul binasında tutuldu. Ertesi sabah, Cembeli Tuncer ve Efendi Şen serbest bırakıldı. Ancak Vasıf Öztürk, elleri ve gözleri bağlanarak bir askerî helikoptere bindirildi. Kulp’a götürüleceği söylendi. O günden sonra Vasıf Öztürk’ten bir daha haber alınamadı.”

‘Tüm başvurular sonuçsuz kaldı’

Görgü tanıkları tarafından Vasıf Öztürk’ün Lice Jandarma Karakolu’nda olduğunu ve işkence gördüğünü anlattıklarını ifade eden Berfin Elçi, “Tanık ifadelerine göre Vasıf Öztürk burada 25 gün boyunca gözaltında tutuldu. Resmî kurumlar, tanık ifadelerine rağmen Vasıf Öztürk’ün gözaltına alındığını inkâr etti. Ailesi; Kulp, Lice ve Diyarbakır’daki askerî yetkililere, Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne, Diyarbakır Valiliği’ne ve OHAL Bölge Valiliği’ne başvurdu. Ancak yapılan tüm başvurular sonuçsuz kaldı” diye kaydetti.

Hikâyenin devamında, Vasıf Öztürk’ün ailesinin valiliğe yapmış olduğu başvuru sonucunda valiliğin aileye şu yanıtı verdiği belirtildi: “Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’ne vermiş olduğunuz ve Valiliğimize intikal eden 26.09.1994 tarihli dilekçeniz üzerine yapılan tahkikat sonucunda; oğlunuz Vasıf Öztürk’ün herhangi bir nedenle gözaltına alınmadığı, aranan şahıslardan olmadığı anlaşılmıştır.”

‘Vasıf Öztürk için adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz’

Hikâyede son olarak şu sözlere yer verildi: “Bizler hem kayıp yakınları hem de insan hakları savunucuları olarak, 31 yıl önce gözaltında zorla kaybedilen Vasıf Öztürk için adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Vasıf Öztürk’ün akıbeti açıklanana ve sorumlular hesap verene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Vasıf Öztürk için adalet istiyoruz.”

Açıklama, yapılan oturma eylemiyle sona erdi.