Kadınlar Gazze’de alternatif bir yaşam örüyor
Evlerin, okulların ve hastanelerin bombalandığı Gazze'de, Filistinli kadınlar farklı bir yaşam biçimi yaratıyorlar. Kadınlar yalnızca devlete değil, aynı zamanda erk sisteme, uluslararası ihmale ve her türlü geriliğe karşı yeni bir yaşam üretiyor.

NAGHAM KARAJEH
Gazze- İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Saldırı altındaki Gazze’de insanlar en temel ihtiyaçlarından mahrum kalırken, yetersiz beslenmeden kaynaklı ölümlerde ciddi oranda artış yaşanıyor. Ayrıca bölgede tüm kamu kurumları kapalı ve artık insanları yönlendirecek ve koruyacak bir güç söz konusu değil.
Öte yandan sivil oluşumlar kadın ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya geliyor.
Bölgede yardım çalışmalarında yer alan kadın hakları savunucusu Hanan Siam, yaşanan kaos hakkında "Kanunun olmadığı, yetkililerin sorumluluklarını terk ettiği ve kaosun egemen olduğu bir anda, Filistinli kadınlar yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Kadınlar umutsuzluk karşısında eyleme geçiyor, sadece yardım sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yıkımın kalbinden doğan alternatif bir toplumsal düzen de oluşturuyor” şeklinde konuşuyor.
Kadınlar alternatif yönetimler oluşturdu
“Okullar kapalı, yargı yok ve polis teşkilatları etkisiz, Gazze'deki kadınlar toplumu tamamen çöküşten korumayı kendilerine görev edindiler” diyen Hanan Siam, çadırlarda geçici sınıflar kurduklarını, yerinden edilmiş aileler için yaşam alanları oluşturmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
Yargı sistemi çöktüğü için “mahkemeler” kurduklarına dikkat çeken Hanan Siam, bu yolla anlaşmazlıkları çözdüklerini ifade ediyor. Bazı kadınların yardım dağıtımından sorumlu olduğunu bazılarının da farklı görevler üstlendiklerini söyleyen Hanan Siam, su kuyruklarının bile kadınlar tarafından organize edildiğini anlatıyor. Bu durumun kadınların “basit görevler” alması şeklinde tarif edilemeyeceğini vurgulayan Hanan Siam, bu durumun alternatif yönetim anlamına geldiğini belirtiyor. Hanan Siam, konuşmasına şu sözlerle devam ediyor:
"Yaptıklarımız sadece bir yardım kavramının ötesinde. Geçici bir felakete benzemeyen bir krizle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Bir imha savaşı yaşıyoruz ve hayatta kalan herkes hayatını düzenlemek zorunda. Yoksa kaosun içinde kaybolup gideceğiz. Gazze'deki kadınlar kenarda durmadı, aksine her çadırda, her mahallede ve ortak bir mutfakta mini organizasyonlar kurdu. Her kadın grubu nasıl yaşayacaklarına karar vermek için bir araya geldi."
‘Onur Çantaları’ Girişimi
Öte yandan Gazze’de bir grup kadın kişisel hijyen malzemeleri içeren "Onur Çantaları" dağıtmak üzere bir girişim başlattı. Hanan Siam, bu girişimin kadınların acil ihtiyaçlarını en iyi anlayabilecek kadınlar tarafından başlatıldığını dile getiriyor ve “Düzinelerce kadın tuvalet, hijyenik ped veya iç çamaşırı olmadan tek bir odada yaşarken, asıl mesele güvenlik veya yiyecek değil, onurdur. Bu yüzden ilk girişimimiz bu temel ihtiyacı karşılamaktı” diye ifade ediyor.
Kadınların girişimleri önemli rol oynuyor
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) raporlarına göre, savaşın başlamasından bu yana Gazze'de 1,9 milyondan fazla insan yerinden edildi. Bunların arasında 750 binden fazla kadın ve kız çocuğu bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü istatistikleri, hamile kadınlara yönelik sağlık hizmetlerinin sağlık tesislerinin yüzde 70'inde durduğunu ve bu durumun kadınları doğum sırasında ölüm riskiyle karşı karşıya bıraktığını gösteriyor. Bu boşlukta, kadınların girişimleri kadınlara asgari düzeyde bakım, sağlık eğitimi ve psikolojik destek sağlamada önemli bir rol oynadı. Hanan Siam, aktivistlerin yardım dağıtmanın ötesine geçip velayet, nafaka ve kadın haklarıyla ilgili danışmanlık gibi alternatif hukuki hizmetler sunduğunu da söylüyor.
‘Kadınların çalışmaları hedef alınıyor’
Hanan Siam, “Devlet kurumlarının başarısızlığı düşünüldüğünde, eşleri ölmüş kadınları mirastan mahrum bırakılmaktan kim koruyor? Şiddet mağdurlarını kim dinliyor? Bir kadının, aile evine dönemeyeceği nasıl açıklanabilir? Biz hukuki danışmanlık veriyoruz ve kanunsuz bir gerçeklikte biraz olsun adalet duygusu getirmeye çalışıyoruz. Ancak yol güllerle kaplı değil. Savaşın ilk haftalarında bazı feminist aktivistler doğrudan saldırılarda öldürüldü. Bazı mahallelerde silahlı grupların hakimiyeti ile kadınlara meydan okundu. Korku sadece bombalamadan değil, aynı zamanda erk zihniyetten de kaynaklanıyor. Çalışmalarımız hedef alınıyor. Ancak tabi ki kadınlar cesaretli” şeklinde konuşuyor.
‘Kadınlar yeterli güce sahipler’
Savaşın ortasında ortaya çıkan bu çalışmanın halkın gerçek ihtiyaçlarından yola çıkarak inşa edildiğini ifade eden Hanan Siam, kadınların kurban değil, aktör olarak yer aldığı, temelden farklı yeni bir siyasi yapının çekirdeğini oluşturduklarını belirtiyor.
Hanan Siam, şunları söylüyor:
"Eski otoriteyi geri dönüştürmüyoruz. Aynı ataerkil baskıyı yeniden üretmiyoruz. Başarısız hükümetleri taklit etmeyi hedeflemiyoruz. Yaşama hakkına dayalı farklı bir siyaset biçimi deniyoruz. Bu ilkeler, savaş sonrası dönemde yeni bir güç olmamızı sağlayan temel ilkelerdir."
Hanan Siam, kadınların bugün yaptıklarının yarının temeli olacağına inanarak "Savaş bittiğinde, projelerimizin ruhsatsız olduğu veya resmi belgelerimizin olmadığı söylenecek. Ancak tekrar dışlanmayı kabul etmeyeceğiz. Çadırlarda direnen, yiyecek dağıtan ve çatışmaları çözen kadınlar, girişimci ve toplum lideri olmak için yeterli güce sahipler" diyor.