Kadınlar, cihatçı HTŞ'nin sanata yönelik saldırılarına nasıl bakıyor?
Hîlala Zêrîn Sanat Yüksek Okulu yöneticileri ve öğrencileri, cihatçı HTŞ'nin sanata ve sanatçıya yönelik politikalarını değerlendirerek, “Tüm bunlar, sanat ve tıbbın geleceği için bir tehdit oluşturmaktadır” uyarısında bulundu.

SORGUL ŞÊXO
Hesekê - Baas rejiminin yıkılması ve cihatçı HTŞ'nin Suriye geçici yönetime gelmesinden bu yana, sanat dünyasına ve sanatçılara yönelik saldırılar arttı. Bu saldırılar, sanatçıların taciz edilmesinden, müzik aletlerinin kırılıp el konulmasına kadar uzanıyor. Son olarak, Şam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde "çıplak model" kullanımı ve üretimi 17 Ağustos'ta yayınlanan bir kararnameyle yasaklandı.
Bu karar, sanatçılar ve sanat severlerin tepkisine neden oldu. Hîlala Zêrîn Sanat Yüksek Okulu Resim ve Heykel Bölümü yöneticileri ve öğrencileri kararı eleştirerek, Suriye'yi bekleyen tehlikeleri hatırlattı.
'Suriye, medeniyetlerin beşiğidir'
Hîlala Zêrîn Yüksek Sanat Okulu Yönetimi Evîn Paşo, Suriye'nin Ortadoğu'da tarihi ve siyasi öneme sahip olduğunu belirtti.
Baas rejiminin yıkılmasından sonra halkın gelecek güzel günlere dair yeniden umutlandığını söyleyen Evîn Paşo,"Çünkü Baas rejiminin düşüşü sırasında halk, dillerindeki ve ellerindeki zincirlerin kırılacağını düşünüyordu. Ancak önemli olan rejimden sonra hangi sistemin geldiğidir. Cihatçı HTŞ’nin gelişi ve yasakları halkı yeniden umutsuzluğa itti” dedi.
'Özgürlükleri kısıtlamak'
Evîn Paşo, cihatçı HTŞ'nin yönetime gelişiyle ilgili endişeleri hatırlattı ve nedenlerini şöyle açıkladı: "HTŞ, Suriye halkının varlığı için ciddi bir endişe kaynağıdır ve Suriye şehirlerini katı bir dini zihniyetle yönetme deneyimleri, bu endişeleri pratiğe dökmüştür. HTŞ, ülkeyi dini bir zihniyetle, yani radikal İslam'la yönetmektedir. Dolayısıyla, din ile ülkenin genel çıkarları arasındaki dengesizlik bir çatışma konusu haline gelmektedir. Bu durum, beraberinde toplumsal ve politik sıkıntılar getirmekte ve ülkenin güvenliğini daha büyük bir riske atmaktadır. Suriye'yi radikal İslamcı bir zihniyetle yönetmek, özgürlüğü kısıtlamak ve toplumun bölünmesine yol açmak anlamına gelir."
‘Müziğin duyulduğu yerlere saldırılıyor ve müzik aletlerine el konuluyor’
Evîn Paşo, sanat alanının sınırsız ve özgür bir alan olması gerektiğini vurguladı ve şöyle devam etti: "HTŞ'ye göre müzik dinlemek, akademik ve bilimsel çalışmalar yapmak günahtır. Bu bağlamda, sanatçılarla birlikte sanat alanı da hedef alınıyor ve saldırıya uğruyor. Eğitim kurumları da kapatıldı; bunlardan biri de Halep Müzik Akademisi'ydi. Müzikseverler öldürülüyor. Örneğin, keman çalan küçük Tala, Süveyda'da öldürüldü. Müziğin duyulduğu yerlere saldırılıyor ve müzik aletlerine el konuluyor."
Sanatın geleceğine yönelik tehdit
Evîn Paşo, Şam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin "çıplak model" yapımına getirdiği yasağı eleştirerek şunları söyledi: "Bu yasak kararı bilimsel cehaletten kaynaklanıyor, çünkü çıplak model yapımının birçok amacı ve gerekçesi var. Çıplak model heykelleri başlangıçta insan vücudunun güzelliğini ve mükemmelliğini gösteriyor. Diğer tarafı ise, kadının saçını ve erkeğin vücudunu günah sayan toplumsal bilince karşı bir protesto biçimi."
Evîn Paşo, çıplak model yaratma alanında sanat ve sağlık bölümleri arasındaki bağlantıyı karşılaştırdı ve şöyle devam etti: "Çıplak model yaratmanın eğitimsel yönü, insan vücudunun inceliklerinin incelendiği tıp fakültelerinin anatomi bölümlerinde de mevcuttur. Anatomi tıp fakültelerinde yaratılır, aynı fikir güzel sanatlar fakültelerinde de çıplak bedenler yaratmak için kullanılır, böylece insan vücudunun ayrıntıları görülebilir ve tanınabilir. Dolayısıyla, sanat fakültesinde bunu yasaklarlarsa, tıp fakültesi ve öğrencilerinin de bir kadın bedeninin anatomisini yapmasını yasaklayacakları anlamına gelir. Tüm bunlar, sanat ve tıbbın geleceği için bir tehdit oluşturmaktadır."
'Silah seslerinin müzik sesinden daha yüksek olmasını istiyorlar'
Evîn Paşo, "Suriye'yi yöneten cihatçılar, Suriye'den müzik sesi yerine silah sesinin yükselmesini istiyor. Dolayısıyla bu tür kararlar Suriye toplumunun mozaiğini etkiliyor. HTŞ, toplumu kendi zihin yapısına göre şekillendirmek istiyor. Bu şekilde, Suriye halkının inşa etmeye çalıştığı özgürlük ve demokrasiye yönelik büyük bir tehlike kapıda diyebiliriz" ifadelerini kullandı. Evîn Paşo, Suriye'de sanatın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “İlk ve en eski müzik notası Suriye topraklarında bulundu, ancak şimdi burada müzik yasak. Suriye'de dinlerin ortaya çıkışından önceki döneme ait antik heykeller bulundu, ancak şimdi heykel yapımı yasak. Bunu eleştiriyoruz. Şam hükümetinin Kültür ve Yükseköğretim Daireleri'nin dini zihniyeti devlet yönetimi zihniyetinden ayırmasını istiyoruz” çağrısında bulundu.
'Öğrencilerin HTŞ kararlarına karşı eylemlerini destekliyoruz'
Suriye halkını bekleyen tehlikelere işaret eden Evîn Paşo, "Suriye halkı dayatılan kararlara karşı isyan ediyor. Dayatılan karar geçici bir karar değil, stratejik bir karardır ve Suriye toplumunun yapısını ve Suriye'de verilen eğitimi değiştirecektir. Biz, bir yükseköğretim kurumu olarak, öğrencilerin hoşnutsuzluğunu destekliyoruz ve öğrencilerin HTŞ’ye karşı eylemlerini destekliyoruz” ifadelerinde bulundu.
‘İnsan vücudundan utanılmamalı’
Resim ve heykel öğrencisi Diyana Ferman da, yasak kararına şu sözlerle tepki gösterdi: "Sanatçıların sanatı ve fikirleri kısıtlanmamalı ve çıplak heykel ve resim yapmak ayıp olarak görülmemeli. Çıplak bir vücut yarattığımızda, ona cinsel veya dini bir bakış açısıyla bakmamalıyız. Sonuçta bu bir insan vücudu ve utanılacak bir şey yok."
‘Sanatsız bir hayat anlamını yitirir’
Diyana Ferman, bu karara karşı ses çıkaran öğrencilerin sessiz kalmamasını önemli olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "Sanatsız bir hayat var olamaz ve yeni nesillere kültürümüzü, dilimizi ve sanatımızı nasıl koruduğumuzu, kendimizi hangi yollarla ve hangi araçlarla ifade ettiğimizi göstermemiz önemlidir. Sanatsız bir hayat ve sanatçısız bir toplum anlamsız bir hayat gibidir."