Kadın aktivistlere dönük saldırılar artıyor

Kadın aktivistler, son dönemde sistematik saldırılarla karşı karşıya. Dijital medyada karalama kampanyalarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışılan kadınlar, bu saldırıların arkasında derinleşmiş erkek egemen zihniyetinin olduğunu belirtiyor.

MARÎA KADÎMÎ

Sine – Kadınların sosyal alanlarda yürüttüğü gönüllü çalışmalar, giderek daha fazla kişisel saldırı, iftira ve özel hayata müdahaleyle gölgeleniyor. Ne yasal çerçeve ne de sivil toplum bu saldırılar karşısında yeterli tepkiyi gösteriyor. Bu durum, kadınların hem resmi kurumlar hem de erkek egemen toplum yapısı tarafından korunmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kadın aktivistler hedefte

Kadınlar ve çocuklar için yıllardır gönüllü olarak mücadele eden birçok kadın aktivist, son dönemlerde bilinçli bir karalama kampanyasının hedefi hâline geldi. Bu kişiler; sokakta yaşayanlar ve aile içi şiddete maruz kalanlar gibi kesimlere yardım ederken, bazı çevreler tarafından dijital medyada ve yerel basında itibarsızlaştırılıyor.

‘Bu saldırıların arkasında erkek egemen zihniyet var’

Kadın hakları savunucularından Semîrem Rastî, ajansımıza değerlendirme yaparak, şunları söyledi:

“Toplumda derinleşmiş erkek egemenliğinden başka bu denli yoğun saldırıları açıklayacak bir neden göremiyorum. Kadınları susturmak, gözden düşürmek isteyenler aslında kadın hareketini hedef alıyor. Bir arkadaşım kişisel olarak saldırıya uğradı ama yılmadı, çünkü hayatı mücadeleyle geçmiş bir kadının başka bir yolu yoktur.”

Semîrem Rastî, yaklaşık 60 kişilik bir gönüllü grubun parçası olduklarını ve kent genelinde kadınlara destek amacıyla çeşitli alanlarda faaliyet yürüttüklerini belirtti. Ancak destek çalışmalarıyla eş zamanlı olarak başlayan saldırıların hedefinin önce erkek gönüllüler, ardından da kadınlar olduğunu ifade etti.

Semîrem Rastî, “Bu saldırılar kadınlar tarafından yapılmıyor, bunu biliyoruz. Arkasında kadın düşmanı erkek yapılar var. Amaçları bizi yıldırmak” diye belirtti.

Tehditlere rağmen mücadele sürüyor

Kadınların karşılaştığı fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete rağmen mücadelelerini sürdürdüklerini söyleyen Semîrem Rastî, toplumsal baskı ve erkek şiddetine karşı yıllardır direnen birçok kadının bugün yeniden aynı zihniyetin saldırısına uğradığını dile getirerek, şöyle konuştu:

“Bizi tehdit eden, üzerimize çamur atanlar aynı toplumun parçası. Bu sadece birkaç kişiye yönelik değil, bütün kadın hareketine bir saldırıdır.”

Jin, Jiyan, Azadî’ ayaklanmaları ardından gelen baskılar

Semîrem Rastî’ye göre, bu saldırıların zamanlaması da tesadüf değil. İran’da başlayan ve bölgeye yayılan "Jin, Jiyan, Azadî" ayaklanmasının ardından bu tarz saldırıların sistematik biçimde arttığını kaydeden Semîrem Rastî, “Bu, devrimi rayından çıkarmak isteyenlerin bir oyunudur. İçeriden ya da dışarıdan, bu saldırıların amacı kadınların ilerleyişini durdurmaktır. Ne yazık ki kendini sivil toplum aktivisti olarak tanımlayan bazı kişiler de bu sürece bilinçli ya da bilinçsiz şekilde alet oldu” dedi.

Toplumun sessizliği

Semîrem Rastî, birçok kadının yıllar süren gönüllü çalışmalar sonrası şimdi de sözlü saldırılara ve tehditlere maruz kaldığına dikkat çekerek, buna rağmen pes etmediklerini ve çalışmalara devam ettiklerini belirtti. Semîrem Rastî sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadınların, çocukların ve toplumun en kırılgan kesimlerinin iyiliği için bu mücadeleyi seçtik. Ne kadar zor olursa olsun vazgeçmeyeceğiz.”

Semîrem Rastî sivil toplumun sessizliğini eleştirerek, “Sivil toplum bu saldırılar karşısında sessiz kalmamalı. Yıllarını toplumsal mücadeleye adamış kadınların itibarsızlaştırılmasına göz yummak, tüm kadın hareketlerine zarar verir. Sessiz kalmak, suç ortaklığıdır” çağrısında bulundu.