Iraklı gazeteci: Kişisel Statü Kanunu’ndaki değişiklik ataerkilliği besliyor

Iraklı gazeteci Afrah Şawqi, Kişisel Statü Kanunu’nda yapılan değişikliklerin halklar arasında ayrımcılığı derinleştireceğini ve ataerkil toplum yapısını besleyeceğini belirterek, kadınlara mücadele çağrısı yaptı.

MALVA MUHAMMED

Haber Merkezi – Irak Parlamentosu’nun 20 Ocak’ta onayladığı 3 yasa tasarısından biri olan Kişisel Statü Kanunu’ndaki değişikliklere birçok kesimden tepki gelmeye devam ediyor.

Iraklı gazeteci Afrah Şawqi, konuyla ilgili ajansımıza konuştu.

 ‘Irak parlamentosu toplumun tüm kesimlerini temsil etmiyor’

Son dönemde Irak'taki kadınların durumlarını olumsuz etkileyen birçok krize tanık olunduğunu belirten Afrah Şawqi, “Kadınların karşılaştıkları en belirgin zorluklardan biri de Kişisel Statü Kanunu’nda yapılan değişikliklerdir. Iraklı kadınlar, kendi haklarını koruyan bazı yasaların çıkarılması ve cinsiyetler arasında ortak bir yaşamın inşa edilmesi için büyük çaba sarf etti, ancak Irak parlamentosu toplumun tüm kesimlerini temsil etmeyen bir yapıya sahip” dedi.

Kanun değişikliğine karşı bir dizi eylem yapıldı

Kişisel Statü Kanunu’na ilişkin son parlamento oturumunun en kötü oturum olduğunu dile getiren Afrah Şawqi, “Tartışmaları ve itirazları artırdı. Sivil toplumdaki birçok kadın örgütü bu karara karşı birleşti ve bu yasanın olumsuzluklarını netleştiren düzinelerce açıklama yoluyla kararı kınadı. Bu kararın olumsuzluklarını ve toplum üzerindeki etkisini tartışmak için toplantılar düzenlendi. Toplantılara çok sayıda insan hakları ve kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları katılım sağladı. Toplantılarda kadın haklarını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlere karşı koymak amacıyla olumlu bir hareket yaşandı” şeklinde konuştu.

‘Halkın parlamentodan umudu yok’

Parlamentoda bulunan kadınların Iraklı kadınların gerçek gücünü temsil etmediğini vurgulayan Afrah Şawqi, sözlerine şöyle devam etti: “Sadece partilerinin görüşlerini uygulamaya çalışıyorlar. Iraklı kadın milletvekillerinin kadınlara yönelik iyi bir vizyonu yok. Halkın umudu bu parlamentodan yok ve maalesef bu durum geçmişte de tekrarlandı. Halkın çıkarlarına ters düşen kararlar alınıyor. Kişisel Statü Kanunu’nda yapılan değişiklikler sürpriz olmadı. Değişiklikleri reddeden görüşler görmezden gelindi ve karar altına alındı.”

Yasada meydana gelen değişikliklerin ardından düzenlenen eylem ve etkinliklere değinen Afrah Şawqi, “Kişilerin haklarını korumayan kanunla ilgili çok sayıda seminer, toplantı ve protesto eylemi düzenlendi. Buna rağmen Irak Parlamentosu talepleri görmezden geldi. Bu ihbarları dinlerken uluslararası insani yardım kuruluşlarına ulaşan ve Irak Parlamentosu’nu herhangi bir değişiklik yapılmasına karşı uyaran çok sayıda açıklama geldi. Oturum uluslararası itirazlarla karşılandı ve Fransa'daki Irak toplumu bu değişiklikleri reddeden birçok etkinlik düzenledi. Vahim sonuçlara yol açacak olan Kişisel Statü Kanunu'na ancak Temsilciler Meclisi sağır davrandı” sözlerine yer verdi.

‘Karar inanç ve halkları ayrıştırmayı amaçlıyor’

Afrah Şawqi, Kişisel Statü Kanunu'nda yapılan değişikliklerin özünde kasıtlı mezhepçi bir yaklaşımı benimsemek olduğunu ve Irak'taki halkları ve inançları ayrıştırmaya çalıştığını, aynı zamanda dini yaklaşıma dayalı evlilik sözleşmelerine olanak sağladığını vurguladı. Bu değişikliklerin kadın ve çocuk haklarına getirdiği endişelere dikkat çeken Afrah Şawqi, "Kanunlarla evlendirme yaşı 9’a düşürüldü. Bazı mezheplerde yani Caferi mezhebinde 9 yaşından itibaren evliliğe izin veriliyor. Bunun yanı sıra velayet hakkı iki yaşından sonra babaya veriliyor. Bu durum birçok anneyi erken yaşta çocuklarından mahrum bırakacak, çözüm yerine toplumda büyük bir yıkım oluşturacaktır. Kadınlar miras hakkından da mahrum bırakılacak. Dolayısıyla Kişisel Statü Kanunu’nun değişimi kararının bozulması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

‘Hakimlerden çok din ‘adamları’nın görüşlerine başvurulacak’

Evlilik sözleşmelerinde gelenek adına geri uygulamaların büyük bir rolünün olduğunu belirten Afrah Şawqi, sözlerini şöyle tamamladı: “Mahkemede nikah yapıldıktan sonra aşiret şeyhinin yanına gidiyorlar ve bu bir seçenek değil, halka dayatılan bir gelenek. Karar vermede aşiret şeyhinin ve din adamlarının önemli bir rolü var. Yasalar toplumun yararına olması gerekiyor. Ancak yapılan değişikliklerle yargı mahkemelerinin rolü zayıflatıldı. Çünkü değiştirilen Kişisel Statü Kanunu ile hakimlerden çok din adamlarının görüşlerine başvurulacak. Kadınlar onları engelleyen her türlü yasa ve değişiklikleri reddetmelidir.”

Not: Bu röportaj Irak Federal Mahkemesi'nin Kişisel Statü Kanunu’ndaki değişiklikleri durdurma kararından önce yapılmıştır.