Husiler din kılıfı altında kadınlara yeni bir kölelik dayatıyor
Husi yetkililerinden Abdülazim el-Husi’nin Yemenli kadınlar için küçük düşürücü sözlerine tepki gösteren ve bir kampanya başlatan kadınlar, toplumsal sessizliğin bu söylemleri meşrulaştırdığını belirtiyor.

Yemen- Husilerin kontrolündeki bölgelerde kadınlar, kısıtlayıcı politikalar nedeniyle giderek artan zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Kadınların seyahat, çalışma ve kamusal hayata katılım özgürlüğünü sınırlayan sert önlemler uygulanırken, dini söylem kadınları bastırmak ve toplumdan uzaklaştırmak için bir silah olarak kullanılıyor.
Husi yetkilisiden tepki çeken açıklama
Kadınlar bu baskıları yaşarken, tartışma yaratan bir açıklama da Husi yetkililerinden Abdülazim el-Husi’den geldi. Abdülazim El-Husi, “Hicap yalnızca ‘şerayif’ için zorunludur” diyerek, Yemenli kadınlar için “özgür kadınlar” ve “cariye kadınlar” şeklinde ayıran ifadeler kullandı.
Abdülazim El-Husi’nin bu sözleri aşağılayıcı ve ayrımcı bulundu ve tepki gördü.
Kadınlar kampanya başlattı
Açıklamanın ardından sosyal medyada “#Husi Yemenli kadınlara cariye dedi” etiketiyle bir kampanya başlatıldı. Gazeteciler ve aktivistler, bu etiket altında kadın onurunu hedef alan, gerici ve aşağılayıcı olarak niteledikleri söyleme tepki gösterdiler.
Sessizlik bu söylemleri meşrulaştırır
Aktivistlere göre bu tür açıklamalar, münferit bir olay değil; Husilerin zorla hayata geçirmeye çalıştığı, mezhepçi ve ırkçı bir ideolojik projenin parçası. Toplumsal sessizliğin, Yemenli kadınların onuruna saldıran bu söylemleri dolaylı olarak meşrulaştıracağı uyarısında bulundular.
Kampanyada, toplumun tüm kesimlerine bu ırkçı ve ayrımcı söylemlere karşı durma ve Yemenli kadınların haklarını ve onurunu savunma çağrısı yapıldı. Kadınların, ülkenin onur ve özgürlük mücadelesinde temel ortaklar olduğu, hiçbir gerekçeyle aşağılanamayacağı hatırlatıldı.
Rapor: Yüzlerce kadının hakkı ihlal edildi
Ayrıca, Muwatana İnsan Hakları Örgütü’nün Ocak ayında yayımladığı bir raporda, Husilerin kontrolündeki bölgelerde yüzlerce kadın hakkı ihlali işlendiği belirtildi. Bu ihlaller arasında seyahat özgürlüğünün kısıtlanması, yanlarında erkek akraba olmadan seyahat yasağı, çalışma ve kamusal katılımın engellenmesi gibi uygulamalar yer aldı. Rapora göre, bu kısıtlamalar herhangi bir yazılı yasaya değil, fiili yönetimin sözlü talimatlarına dayanıyor ve dini/ahlaki gerekçelerle meşrulaştırılarak kadınların yaşamları üzerinde tam kontrol sağlanmaya çalışılıyor.