Hesekê’de Kadınların Birliği Konferansı: Kadınlar demokrasi, birlik ve özgürlüğü tartışıyor
Hesekê’de düzenlenen konferansta Suriyeli kadınlar, toplumsal sözleşmeden siyasete, eğitimden özsavunmaya kadar her alanda kadınların aktif katılımının önemini vurguladı ve özgür bir toplumun temelinin kadınların özgürlüğü olduğunu ifade etti.

Hesekê- Hesekê’de düzenlenen “Kadınların Birliği, Birleşik ve Merkezi Olmayan Bir Suriye'de Adalet ve Demokrasiyi İnşa Etmenin Temeli” başlıklı konferans konuşmalarla devam ediyor.
Alevi kadınları temsilen konuşan Abir Süleyman, dinî metinlerle kadınların toplumsal yaşamındaki gerçeklik arasındaki çelişkiye dikkat çekti.
Abir Süleyman, “Dinler özünde kadını onurlandırıyor; fakat bu, gerçek hayatta yansımıyor. Metinle uygulama arasında, erkek egemen siyaset tarafından yaratılan derin bir uçurum var” diyerek, bu durumun basit bir aksaklık değil, tarihsel bir birikimin sonucu olduğunu söyledi.
Abir Süleyman, siyasal otoritelerin dini, hayatın dışına itip, kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde seçmeci biçimde kullandığını, bunun da kadını sürekli edilgen bir konumda tuttuğunu ifade etti.
Suriye’de gerçek bir kadın uyanışının başladığını vurgulayan Abir Süleyman, Abdullah Öcalan’ın şu sözünü hatırlattı: “Toplumun temel unsuru yok sayılıyorsa, gerçek bir toplum inşa edilemez.” Kadının yok sayılmasının toplumun ilerleme imkanlarını yok etmek anlamına geldiğini belirterek, Kuzey ve Doğu Suriye’deki Özerk Yönetim modelini kadınlar açısından öncü bir deneyim olarak nitelendirdi.
Ermeni kadınlar: Acımızı güce dönüştürerek ortak geleceğimizi kuracağız
Ermeni Kadın Meclisi adına söz alan Anahid Kasbian, konferansı yalnızca bir etkinlik değil, kadınların iradesinin somut ifadesi olarak tanımlayarak şöyle konuştu:
“Biz Ermeni kadınları, hafızamızda soykırımın izlerini, göçün acılarını taşıyoruz. Ama bu acıdan özgürlük iradesi doğdu. Bugün buradayız çünkü bu ülkenin demokratik geleceği ancak kadınların katkısıyla kurulabilir.”
Anahid Kasbian, demokrasinin zorla değil, çoğulculukla ve kadının karar mekanizmalarına kurucu bir unsur olarak katılmasıyla mümkün olduğunu kaydederek, “Annelerimizin acısını direnişe dönüştürerek geleceği biz kuracağız” dedi.
Suriye Kadın Meclisi: Özgürlük, kadınsız mümkün değil
Suriye Kadın Meclisi adına konuşma yapan Suhail es-Senuh, kadınların bir araya gelmesinin, demokratik ve özgür bir toplum inşasında tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Bizler, dar aidiyetleri aşarak ulusal bir kadın platformu kurduk. Kadını yalnızca mağdur değil, çözümün asli unsuru olarak tanımlıyoruz. Kadınların özgürlüğü toplumun özgürlüğünün temeli.”
Suhail Es-Senuh, Demokratik Ulus felsefesini sadece bir slogan değil, mücadele yöntemi olarak benimsediklerine dikkat çekerek, “Suriye silahla değil, kadınların iradesiyle ve ortak çalışmalarıyla inşa edilecek” diye belirtti.
Foza Yusif: Kadınsız siyaset gayrimeşrudur
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi üyesi Foza Yusif, kadınların parlamentoda yalnızca yüzde 20 ile temsil edilmesinin gündeme getirilmesine sert tepki göstererek, “Bu, Suriyeli kadınların emeğine ihanettir. Kadınlar bedel ödedi, şehit düştü, göç etti; karşılığında yüzde 20 temsil reva görülemez. Kadının siyasetten dışlanması, onu göstermelik makamlara hapsetmek, gerçek bir katılım değildir. Bizim talebimiz yüzde 50 temsildir ve bu tarihsel bir hak, politik ve ahlaki bir zorunluluktur.”
Kadınların hazırladığı yeni toplumsal sözleşmeyi hatırlatan Foza Yûsif, “Demokrasi, kadınsız kurulamaz. Kadın olmadan yazılan anayasa gayrimeşru, kadınsız bir barış masası da çözümsüzdür” dedi.
Rohilat Efrin: “Kadınların özsavunması hayati bir gereklilik”
Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) komutanlarından Rohilat Efrin, kadınların kendi varlıklarını ve kazanımlarını korumak için özsavunmaya ihtiyaç duyduğunu hatırlatarak, “Kadın devrimi, 19 Temmuz’dan bu yana büyük bedellerle korundu. Bugün Şengal’den Efrin’e, Serêkaniyê’den, Gire Spi’ye kadınlar en ağır saldırılarla yüz yüze. Kadınların kendi özsavunma sistemlerini geliştirmeleri, varoluşlarının teminatıdır.”
Rohilat Efrin, “Kadının olmadığı her toplum yok olmaya mahkûmdur. Biz, özsavunma anlayışını yalnızca askeri değil, siyasi ve toplumsal düzeyde de geliştirmeliyiz” dedi.
Sabah Şabo: Kadın özgürlüğü toplum özgürlüğüdür
Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi adına konuşan Sabah Şabo, kadın özgürlüğünün toplumun kaderini doğrudan etkilediğini dile getirerek sözlerine şöyle devam etti:
“Kadın özgürleştiğinde toplum değişir. Kadının güçlenmesi, yalnızca bireysel bir hak değil, toplumsal adaletin ve eşitliğin şartıdır. Özerk Yönetim deneyimimiz, kadınların öncülüğüylee dünyaya bir mesaj sundu: ‘Jin, Jiyan, Azadî’.”
Êzidî Kadın Birliği: Mezopotamya’nın ana tanrıça mirasıyla yeni bir sözleşme
Êzidî Kadın Birliği adına konuşan Gule Cafer, Êzidî kadınlarının tarihsel rolüne işaret ederek, “Biz kadınlar, Mezopotamya’da ana tanrıçaların mirasını taşıyoruz. 73 fermana rağmen kimliğimizi ve dilimizi koruduk. Bugün de Suriye’nin dört bir yanında kadınlara yönelik saldırılar aynı zihniyetin devamıdır. Çözüm, kadınların mezhep ve etnik kimlikleri aşan bir birlik kurmasındadır” ifadelerini kullandı.
Gule Cafer, demokratik bir anayasa ve toplumsal barış için kadınların ortak mücadelesinin şart olduğunu belirtti.
Üniversiteli Dürzi kadınlar: Eğitim hakkı bir toplum hakkıdır
Konferansta Dürzi kadın öğrenciler adına yapılan konuşmada, üniversiteli kadınların sistematik olarak dışlandığına dikkat çekilerek şunlar söylendi:
“Kadın, toplumun yarısı değil, onun temeli. Kadının eğitimden mahrum bırakılması, toplumun geleceğini ipotek altına almak demektir. Üniversiteli kadın, düşüncenin, üretimin ve özgürlüğün simgesidir. Onu yok sayan anlayış, tüm toplumu karanlığa sürükler.”
Öğrenciler, özellikle geçici hükümet kontrolündeki bölgelerde kadınların ağır ihlaller yaşadığını belirterek, kadınların eğitim ve özgürlük mücadelesinin toplumsal bir görev olduğunu ifade ettiler.