Havla Hamdan Gazze’deki vahşeti anlattı: Kurtulabilen kimse yoktu

Gazze Şeridi’nde hayatta kalmaya çalışan binlerce kişiden biri olan henüz 17 yaşındaki Havla Hamdan, İsrail’in okul saldırısında aile üyelerini kaybetti. Havla Hamdan, yaşananları ajansımıza anlattı.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Gazze’de neredeyse tüm binalar yerle bir olurken, her bir yıkıntı altında onlarca hikaye gizleniyor.

Havla Hamdan henüz 17 yaşında ve aslında gençliğinin ömrünün en güzel yıllarında.26 Mayıs günü onun yaşamında belki de bir daha hiç silinemeyecek izler bıraktı.

Havla Hamdan, 26 Mayıs günü akşamı Gazze Şehri'ndeki El-Daraj semtinin ortasında bulunan Fahmi El-Cercavi Okulu'nun zemin katındaki bir odadaydı. Okul aylar önce yüzlerce yerinden edilmiş insanın yaşadığı bir sığınağa dönüştürülmüştü. Odada çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 20'den fazla aile üyesi bulunuyordu. Okul nerdeyse yıkılmaya yüz tutmuş bir çatıdan oluşuyordu. Yine de insanlar için bir sığınak olarak görülüyordu.

Okula saldırı düzenlendi

O gün gece yarısından sonra okulda büyük bir patlama oldu. Ardından peş peşe patlamalar devam etti. Duvarlar sallanıyor, zemin çatlıyor, aynı anda toz, duman ve ateş yağıyordu. Havla Hamdan, yaşananları şu sözlerle anlatıyor:

"Uyuyordum, ancak ilk patlamanın sesi yüzüme tokat gibi indi. Bana sanki dünyanın iç kısmı aniden yarılıp öfkesi yukarı doğru yükselmiş gibi geldi. O sırada ne olduğunu fark etmemiştim. Gözlerimi açtığımda alevlerle sarılmış karanlık, yıkılan duvarların sesi ve her yeri dolduran korkunç çığlıklar gördüm."

‘Sahne hayal gücünün ötesindeydi’

Havla Hamdan, kendisini odanın içinde sıkışmış halde bulduğunu, odanın yarısının kısa sürede alev aldığını, diğer yarısının ise moloz altında kaldığını anlatıyor. Ahşap kapı sıcaktan erimiş, demir kapı ise duvar çerçevesine yapışmış ve artık açılamadığından kimse dışarı çıkamıyordu. "Tüm gücümle bağırmaya başladım” diyen Havla Hamdan, devam ediyor: “Kardeşlerimin ve kuzenlerimin çığlıklarını duyabiliyordum. Alevler odanın kenarlarını sardı, siyah duman nefesimi boğdu ve toz etrafımdaki yüzlerin hatlarını gizledi."

Yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlatan Havla Hamdan, “Her şey çok hızlı çöktü. Enkaz yanımda uyuyanların üzerine düştü. Şilteler ve battaniyelerin arasından sıçrayan ve tavana yükselen alevler gördüm. Kuzenlerimden birinin küçük oğlunu çıkarmaya çalıştığını gördüm ama yangın daha hızlıydı” diye konuşuyor.

Yandıklarını gördü

Vücudundaki yanıklara rağmen odadan çıkmadığını annesi ve aile üyelerini kurtarmak için çabaladığını söyleyen Havla Hamdan, şöyle konuşuyor:

“Yanmış yüzlere bakıyordum ve kimseyi tanıyamadım. Annem çığlık atıyordu. Ciddi şekilde yaralanmıştı ve yüzü morluklar ve yaralarla kaplıydı. Kardeşlerimden biri hareketsiz yatıyordu ve diğeri önümde vücudu yanan ve hayatta kalamayan yeğenimi sürüklemeye çalışıyordu.”

Tedavi altına alındı

Ambulans geldiğinde artık her şey için çok geç kalındığını belirten Havla Hamdan, ailesinin birçok üyesini kaybetti. Ancak hastaneye kaldırıldığında ise yaralarını fark etti:

“Sağ elimde ve yüzümün bir kısmında ikinci derece yanıklar olduğunu ve daha fazla müdahale gerektirebileceğini söylediler, fiziksel acı gördüğüm ve duyduğum şeyle kıyaslanamazdı. Yananların sesleri kafamdan gitmiyordu. Uyumaya çalışırken bile onları duyabiliyordum.”

Alevler çadırları da sardı

Yangının sadece okul odalarıyla sınırlı kalmadığını, binanın hemen yanına kurulan mültecilerin çadırlarını da yakıp kül ettiğini ifade eden Havla Hamdan, “Okulun dışında bulunan ve yere yayılıp bitişikteki bahçeye çadırlar kuran yerinden edilmiş insanlar bile alevlerden kaçamadı. Çığlıklarının yükseldiğini duydum, sonra aniden söndüler. Ateş onlara ulaşmış ve çadırları ve içindeki herkesi yakmıştı. Kimse yaklaşamadı veya yardım edemedi” şeklinde konuşuyor.

Yine aynı okulun bahçesinde bekliyor

Ailesinden 4 kişiyi kaybeden Havla Hamdan, "Dört cenaze aynı odadan çıktı. Sadece birkaç dakika önce yanımdaydılar, konuşuyorlardı, kuru ekmek paylaşıyorlardı ve bombalamanın olmadığı yeni bir sabahı bekliyorlardı” derken gidecek başka bir yeri olmadığı için hala aynı okulun çevresinde bekliyor. Okul bahçesinde kurulan çadırda kalan Havla Hamdan, son olarak “Burada kalmak istediğim için kalmadım, artık başka seçeneğim olmadığı için kaldım. Her şeyimizi kaybettik. Artık giyecek kıyafetimiz, bizi koruyacak yatağımız yok. Ailem yaralandı, kardeşlerim yaralandı veya kayboldu” diyor.