Hatice Rabbah: Fas’ta Eşitlik Komisyonu’nun kurulmasını istiyoruz

Eşitlik ilkesinin uygulanabilmesi için “Eşitlik Komisyonu”nun kurulmasının zorunlu olduğunu söyleyen İnsan Hakları Aktivisti Hatice Rabbah, “Komisyonun eksikliği, anayasa ve eşitlik ilkesine darbe vuruyor” dedi.

HANAN HARITE

Fas- Fas’ta toplumsal cinsiyet eşitliğini izlemek ve teşvik etmekle görevli anayasal bir komisyonun hâlâ kurulmaması, ülkede kadın-erkek eşitliği ilkesinin uygulanması konusunda ciddi soru işaretlerine yol açıyor. Anayasada açıkça belirtilmesine rağmen bu komisyonun on yılı aşkın süredir hayata geçirilmemesi, devletin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik taahhüdünün sorgulanmasına neden oluyor. Bu gecikmenin arkasında neyin yattığı ve komisyon eksikliğinin Fas’taki kadın haklarına nasıl bir tehdit oluşturabileceği, kamuoyunda ve insan hakları çevrelerinde giderek daha fazla tartışılıyor.

Demokratik Faslı Kadınlar Derneği üyesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği komisyonunun kurulması için mücadele eden insan hakları aktivisti Hatice Rabbah, bu gecikmenin ardındaki nedenleri ve Faslı kadınların yaşamı üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Hatice Rabbah, komisyonun hâlâ hayata geçirilmemesini, eşitlik ilkesini uygulamaya koyacak siyasi iradenin eksikliğinin açık bir göstergesi olarak nitelendirdi. Komisyonun sadece hukuki bir talep değil, 2011 Anayasası'nın 19’uncu maddesinde yer alan açık bir anayasal zorunluluk olduğunu vurgulayan Hatice Rabbah, komisyona ilişkin kuruluş kanununun yıllar önce onaylandığını ancak hâlâ yürürlüğe girmediğini belirtti.

‘Komisyon, kadınların seslerini duyurabilecekleri güvenilir bir mekanizma anlamına geliyor’

Hatice Rabbah, "Faslı kadınlar 2014 ve 2015'ten beri bu komisyonun faaliyete geçmesini dört gözle bekliyorlardı, ancak bu COVID-19 salgını sonrasına ertelendi. Mevcut hükümetin 2021'de göreve başlamasıyla umut yenilendi. Ne yazık ki 2025'e geldik ve hiçbir ilerleme kaydedilmedi, bu da eşitlik ve eşitlik mekanizmalarını uygulama konusunda gerçek bir iradenin eksikliğini doğruluyor. Eşitlik Komisyonu, kamu politikalarındaki eksiklikleri izlemek ve bu politikaların toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerine uygunluğunu sağlamak açısından son derece önemli bir mekanizmadır. Ayrıca yarı yargısal bir niteliği olduğu için, kadınlar ayrımcılığa uğradıklarında başvurabilecekleri etkili ve resmi bir yol bulmuş olacaklar. Bu, kadınların seslerini duyurabilecekleri güvenilir bir mekanizma anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

‘Devlet, yerel yapıları harekete geçirmiyor’

Demokratik Faslı Kadınlar Derneği, eşit fırsatlar için bölgesel organların eksikliğinden endişe duyuyor. Hatice Rabbah, devletin yerel yönetimlere bu yapıları harekete geçirmeleri ve rollerini yerine getirmeleri için gerekli kaynakları sağlama konusunda güçlü bir sinyal göndermediğini söyledi. Fas’ın cinsiyet eşitliği konusunda bölgesel ve uluslararası duruşunu ele alan Hatice Rabbah, “Pekin Platformu, kadınlar için insan hakları için küresel bir anayasadır. Ayrımcılığın ortadan kaldırılması, ekonomik güçlendirme, yoksullukla mücadele ve kadın sorunlarının iklim değişikliği ile ilişkilendirilmesi gibi 12 stratejik alanda odaklanmaktadır. Ancak, otuz yıl sonra, uluslararası raporlar, beyan edilen taahhütlerle sahadaki gerçek uygulama arasında büyük bir boşluk olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

‘Komisyonun eksikliği, anayasa ve eşitlik ilkesine darbe vuruyor’

Hatice Rabbah, sözlerine şöyle devam etti: 

"BM tahminleri, bölgemizin eşitliğe ulaşması için 130 yıldan fazla bir zamana ihtiyaç duyulabileceğini gösteriyor. Bu durum, ilerlemenin ne denli yavaş olduğunu gözler önüne seriyor. Bu, Fas için şu soruyu gündeme getiriyor: Mücadele eden ülkelerle aynı yolu mu izlemek istiyor, yoksa bölgesel ve uluslararası düzeylerde liderlik pozisyonunu mu hedefliyor? Fas, jeopolitik ve insan potansiyeli açısından bölge için bir model olma kapasitesine sahip. Ancak, eğitim, sağlık, şiddetle mücadele ve kadınların ekonomik güçlendirilmesi gibi alanlarda cesur siyasi kararlar ve entegre kapsamlı politikalar gerekmektedir.”

Eşitlik Komisyonu'nun eksikliğinin, Fas kadın hareketinin onlarca yıldır savunduğu anayasa ve eşitlik ilkesine büyük bir darbe vurduğunu söyleyen Hatice Rabbah, “Uluslararası değerlendirmeler, beyan edilen taahhütler ile sahadaki gerçek uygulama arasında büyük bir boşluk var. Uluslararası değerlendirmeler, yolun hala uzun olduğunu ve önemli engellerin bulunduğunu gösteriyor. Kuzey Akdeniz’deki bazı ülkeler bu engelleri aşmayı başardı, ancak güneydeki ülkeler, özellikle Levant ve Kuzey Afrika’dakiler, hala yapısal zorluklarla karşı karşıya” dedi.

‘Fas’ın diğer ülkelerin gerisinde kalmasını istemiyoruz’

Hatice Rabbah, Fas’ın önemli bir jeopolitik bölgede bulunduğunu, özellikle Afrika, Mağrip ve Kuzey Akdeniz ile iş birliği açısından ülkelerin ön saflarında olma potansiyeline sahip olduğunu ifade ederek, “Hem erkek hem de kadın Fas halkı, insan hakları değerlerine derin bağlılıklarını teyit etti. Bu bağlılık, Filistin davasına ve Gazze’deki kadın ve çocukların savunulmasına yönelik geniş halk katılımıyla açıkça gösterildi. Fas’ın eğitim, sağlık, ekonomik güçlendirme, şiddetle mücadele veya hizmetlere erişim gibi eşitlik göstergelerinde geride kalan ülkeler arasında yer almasını istemiyoruz. Kamu politikalarını sürekli izliyoruz ve her perşembe, Ekonomik ve Sosyal Konsey ve Ulusal İnsan Hakları Konseyi gibi önemli kurumlarda atamaların ve değişikliklerin duyurulduğunu görüyoruz. Ancak, bütünleşik ve kapsamlı politikalarla eşitliği uygulamaya yönelik gerçek bir irade yoksa, bu değişiklikler yeterli değildir. Eşitlik ve her türlü ayrımcılıkla mücadele için bir kurumun olmaması, eşitliği uygulama konusunda siyasi iradenin zayıflığını teyit ediyor” diye aktardı.

‘Fas’ın demokrasi alanında lider olmasını istiyoruz’

Fas’ta kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 20'yi geçmediğine dikkat çeken Hatice Rabbah, aynı zamanda kadına yönelik şiddetin hem kentsel hem de kırsal alanlarda arttığını kaydetti. Hatice Rabbah, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Bu sorunlara, özellikle Ceza Kanunu ve Aile Kanunu gibi yasal sorunlar da ekleniyor. Toplulukların örgütlenme yasaları çerçevesinde oluşturulması gereken eşitlik, fırsat eşitliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği organlarının yokluğunu da eleştiriyorum. Devlet, yerel yönetimlere bu organları harekete geçirmeleri ve kamu politikalarını izleyip, eşitlik ilkesini içselleştirme görevlerini yerine getirmeleri için gerekli kaynakları sağlamadığını gösteriyor. Bugün kritik bir tarihi andayız. Bu mekanizmaların eksikliği, anayasaya bir darbe vuruyor. Demokrasi hakkında, onu güçlendirecek araçlarla hayata geçirmeden konuşamayız. Fas'ın Afrika ve bölgede birçok alanda lider olmasını istiyoruz, ancak bu insan hakları ve gerçek bir demokrasi ile olabilir."