Haber Merkezi- Hasta Mahpuslar Özgürlük İnisiyatifi, 531’inci haftasında Ankara Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen okurken, üzerinde “Tedavi haktır, engellenemez; hasta mahpuslar serbest bırakılsın” yazılı pankart açıldı.

İHD olarak tespit edebildikleri kadarıyla hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak bulunduğunu belirten Nuray Çevirmen, “Hapishanelerde hasta mahpusların yaşadığı sorunlar, sağlığa erişim haklarının önündeki engeller, uzun süren hapis koşulları, temiz su ve gıdaya erişimdeki sıkıntılar; tek kişilik ring araçlarıyla sevkler ve kelepçeli muayene gibi hasta haklarını ihlal eden uygulamalarla birlikte mahpuslar adeta ağır bir yaşam savaşı vermektedir. Bu hastaların içerisinde kronik ve çoklu rahatsızlıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek durumda olanlar hapishanelerde ısrarla tutulmaya devam edilmektedir” diye belirtti.

Cezaevlerinden gelen ölüm haberlerine değinen Nuray Çevirmen, “Oysa gerek iç hukukta gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yaşam hakkının korunması devletin sorumluluğundadır. Hapishanelerde mahpusların tüm yaşamları ve sağlığa erişimleri de devletin kontrolü altındadır. Bu nedenle gerek yaşam hakkının korunması gerekse sağlık hakkının kesintisiz olarak sağlanması zorunludur.” sözlerine yer verdi.

‘Melek Akgün’ün bir an önce tedavisinin yapılması gerekiyor’

Bu hafta Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Melek Akgün’ün durumuna dikkat çeken Nuray Çevirmen, şunları söyledi: “58 yaşında olan Melek Akgün, 6 Şubat 2024 tarihinde tutuklanmış ve ilk tutuklandığında önce Silivri’ye götürülmüştür. Bir süre orada tutulan Akgün, daha sonra kendi talebi dışında ailesine çok uzak olan Kayseri/Bünyan Kadın Kapalı Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Melek Akgün’ün pek çok hastalığı bulunmaktadır. Kalp hastasıdır, mitral kapak yetmezliği mevcuttur ve kalbine stent takılmıştır, tekrardan anjiyo olması gerekiyor. Hipertansiyon hastasıdır ve hapishanede yapılan ölçümlerinde sürekli olarak yüksek çıkmakta, aynı zamanda koroner arter hastasıdır. Kalp hastalıkları için bir an önce tedavisinin yapılması gerekmektedir.

KOAH hastasıdır ve yapılan tetkiklerde akut alevlenmeler teşhis edilmiştir. Osteoporoz, yani ileri derecede kemik erimesi rahatsızlığı mevcuttur ve sendelemesi halinde dahi kemikleri kırılacak düzeye gelmiştir. Romatoid artrit hastalığı bulunmakta olup bu hastalık için 20 yıldır kortizon kullanmaktadır. Bel kayması mevcuttur. Eklemi çevreleyen kas ve diğer yumuşak dokuların çeşitli sebeplerden esnekliğini yitirmesinden dolayı hareket kabiliyeti kısıtlıdır ve eklem ağrıları çekmektedir. Kronik böbrek yetmezliği hastalığı bulunan Melek Akgün’ün böbrekleri yaklaşık yüzde 37 oranında çalışmaktadır. Tedavileri yapılmadığı ve diyetle beslenemediğinde diyaliz hastası olma riski doğacak, ayrıca böbrek rahatsızlığından dolayı yüzde 50 engellidir. Yine kulaklarında işitme kaybı mevcut olup gözlerinde katarakt gibi rahatsızlıkları da bulunmaktadır.”

Melek Akgün’ün yüzde 82 engelli olduğuna dair rapor düzenlenmesine rağmen hâlâ tahliye edilmediğini hatırlatan Nuray Çevirmen, “Bu hastalıklarından kaynaklı olarak 21.12.2023 tarihinde sürekli olarak hastaneye götürülüp getirilmektedir. Ailesiyle yaptığı telefon görüşmesine dahi yürüyerek gelemeyen Melek Akgün, gardiyanların koluna girmesiyle getirilmiş ve dengede durması sağlanmıştır. Ağır hasta olan ve sürekli olarak doktor kontrolü altında olması gereken, hastalıkları nedeniyle ağır engelli olduğu raporlanmış Melek Akgün’ün hapishanede tutulması, yaşam hakkı ve sağlık hakkı ihlalini de beraberinde getirmesi kaçınılmazdır. Hâlihazırda tutuklu olarak yargılanması devam eden Melek Akgün’ün tutuksuz olarak yargılanmasına devam edilmesi mümkündür. Bir an önce tahliye edilmesini ve ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavisine devam edilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.