‘Halkın sesine kulak vermek adil bir gelecek inşa etmenin tek yoludur’

Cihatçı HTŞ’nin Alevi mahallelerine yönelik saldırılarının toplumsal barışı tehdit ettiğini belirten Delal Xelil, “Tüm taraflar halkın sesine kulak vermeli, çünkü bu, istikrarlı ve adil bir gelecek inşa etmenin tek yoludur” uyarısında bulundu.

ASMA MUHAMMED

Qamişlo- Suriye, krizlerin birikmesi ve siyasi, güvenlik ile ekonomik boyutların iç içe geçmesi nedeniyle yıllardır derin bir parçalanma yaşıyor. Ülke bir geçiş dönemine girerken, Heyet Tahrir el-Şam cihatçılarının çeşitli mezhep ve dinlere yönelik acımasız uygulamaları, iç barışı tehdit eden tehlikeli göstergelerin artmasına yol açıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi Dinler ve İnançlar Konseyi Eşbaşkanı Delal Xelil, Humus’taki Alevi mahallelerine düzenlenen son saldırılar hakkında ajansımıza konuşarak, bu saldırıların münferit olaylar olarak görülemeyeceğini; aksine sistematik olduğunu ve belirli bir grubu hedef alarak bir arada yaşamanın temellerini sarstığını belirtti.

‘Siyasi ve toplumsal güçler ortak bir zeminde buluşmalı’

Bu saldırıların açıkça mezhepsel boyutları olduğunu ve güvenlik önlemlerinin kırılganlığını ortaya koyduğunu belirten Delal Xelil, sivilleri korumak ve Suriyeli topluluklar arasındaki uçurumun daha fazla derinleşmesini önlemek için acil ve sorumlu bir müdahale gerektiğini vurguladı. Delal Xelil, "Ülke bugün oldukça hassas bir kavşakta bulunuyor ve siyasi ile toplumsal güçlerin, ülkenin daha fazla bölünme ve çatışmaya sürüklenmesini önlemek için ortak bir zemin bulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

‘Mevcut kırılganlığın devam etmesi patlamaya yol açar’

Delal Xelil, mevcut aşamanın topluluklar arasında kaybedilen güveni yeniden inşa etmek, gerginlikleri azaltmak ve halkın iradesini yansıtan istikrarlı bir geçiş sürecinin önünü açmak için tüm taraflara iki kat daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Delal Xelil, aksi takdirde mevcut kırılganlığın devam etmesinin, daha önce görülmemiş derecede tehlikeli ve karmaşık yeni bir patlamaya yol açabileceği uyarısında bulundu.

Delal Xelil, sözlerinin devamında şunlara yer verdi:

“Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi Dinler ve İnançlar Konseyi olarak Heyet Tahrir el-Şam cihatçılarının Alevi mahallelerine yönelik saldırılarını doğrudan belirli bir grubu hedef aldığı, örgütlü bir mezhepsel karakter kazandırdığı ve münferit suçların ötesine geçtiği için hafife alınamayacak kadar ciddi bir tehlike olarak görüyoruz. Bu saldırılar, özünde toplumsal barışı baltalıyor ve devam etmeleri veya tırmanmaları halinde kontrol altına alınması güç bir şiddet sarmalına kapı açan kolektif tehditler oluşturuyor.

‘Saldırılar organize bir örüntünün parçası’

Saldırıların tehlikesi sadece fiziksel etkileriyle sınırlı değil, aynı zamanda güvenlik, mezhep, sosyal, politik ve psikolojik boyutları da kapsayan çok yönlü bir tehlike oluşturuyor. Alevi bölgelerinin tekrar tekrar hedef alınması, münferit olaylar olarak değil, bir arada yaşamayı bozmayı ve farklı gruplar arasında anlaşmazlık yaratmayı amaçlayan organize bir örüntünün parçası olarak görülebilir. Bu durum, hızlı ve kararlı bir şekilde ele alınmazsa mevcut gerginliklerin uzun vadeli bir çatışmaya dönüşme riski taşıyor.”

‘Sorumlular hesap vermeli’

Suriye’de hassas bölgelerde tarafsız güvenlik güçlerinin konuşlandırılması gerektiğini söyleyen Delal Xelil, saldırılardan sorumlu olanların geçmişlerine bakılmaksızın hesap vermesini sağlayacak önlemlerin alınmasını istedi. Delal Xelil, sivilleri hedef almak veya duygularını manipüle etmek için dini ya da mezhepsel aidiyetin bir bahane olarak kullanılmasının önlenmesi gerektiğini vurguladı.

‘Sorunlar çözülmezse güvensizlik derinleşecek’

Suriye toplumunun devamlılığı ve parçalanmaktan korunması için mezhepleri ve dinleri birbirine bağlayan günlük ilişkiler ve bir arada yaşamanın önemine dikkat çeken Delal Xelil, son saldırıların bu bütünleşik yapıya zarar verdiğine dikkat çekti. Delal Xelil, “Birçok kişi siyasi çözümlerin uygulanabilirliğinden ve yetkililerin tüm toplulukları koruma kapasitesinden şüphe ediyor. Bu durum, hızlı ve sorumlu şekilde ele alınmazsa halk ile iktidardaki yetkililer arasındaki güvensizliği daha da derinleştirebilir” diye kaydetti.

‘Farklı guruplar arasında köprü kurmak istiyoruz’

“Konsey olarak daha önce de belirttiğimiz gibi, dini figürleri ve toplum liderlerini bir araya getiren kapsamlı diyalog girişimlerini başlatmak için çalışıyoruz” diyerek sözlerine devam eden Delal Xelil, “Amacımız iletişimi güçlendirmek ve farklı gruplar arasındaki köprüleri yeniden kurmak. Aynı zamanda medya ve dini platformların kışkırtıcı söylemlerden uzak durmasını ve toplumsal birliği savunan, intikamı reddeden sorumlu bir söylemin teşvik edilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

‘Tüm tarafların katılımıyla yeni yasalar çıkarılmalı’

Kıyı ve Süveyda bölgelerinde yaşanan saldırıların ve son aylarda ibadethanelerin hedef alınmasının önemli güvenlik açıklarını ortaya çıkardığını dile getiren Delal Xelil, “Bu durumda halkın güvenini kazanamamak en önemli zorluklardan biri olmaya devam etmektedir. Bugün ihtiyaç duyulan şey, tüm tarafların ve grupların katılımıyla yeni yasaların çıkarılması, adil temsili sağlayan ortak güvenlik komitelerinin oluşturulması, hızlı müdahale edebilen tarafsız güçlerin konuşlandırılması ve okulları, medyayı ve toplum kurumlarını da içeren mezhepçiliğe karşı kapsamlı bir ulusal kampanyanın başlatılmasıdır" şeklinde konuştu.

‘Konsey bir arada yaşamayı koruma programı başlattı’

Konseyin, çeşitli mezhep ve din temsilcilerini sivil toplumla bir araya getiren forumlar ve toplantılar düzenleyerek bir arada yaşamayı koruma programı başlattığını belirten Delal Xelil, programın amacının insani bağları güçlendirmek ve yapıcı diyalog alanları yaratmak olduğunu söyledi. Delal Xelil, “Program ayrıca, kışkırtıcı söylemlere karşı durmayı ve Suriyelilere birlikte yaşamanın ikincil bir seçenek değil, krizlerin üstesinden gelebilecek bir ulus inşa etmenin zorunluluğu olduğunu hatırlatmayı amaçlayan ‘Mezhepçilikle Mücadele’ başlıklı bir medya kampanyasını da içeriyor” dedi.

‘Adil bir gelecek için halkın sesine kulak verilmeli’

Herhangi bir sistemin başarısının temelinde halkın iradesinin yattığını vurgulayan Delal Xelil, meşruiyeti sağlayan ve toplumun istikrarını belirleyen unsurun halk olduğunu söyledi. Delal Xelil, “Küresel deneyim, vatandaşlarının iradesine saygı duyan ülkelerin krizlerle başa çıkabilecek güçlü kurumlar inşa edebildiğini, halkının sesini duymazdan gelenlerin ise bölünme ve çatışmalara sürüklendiğini gösteriyor. Bu nedenle tüm taraflar halkın sesine kulak vermeli, çünkü bu, istikrarlı ve adil bir gelecek inşa etmenin tek yoludur” dedi.