Gülistan Sönük: Kayyımların varlığı sürece gölge düşürüyor

Yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, DEM Partili 10 belediyenin hala kayyımlarla yönetildiğini hatırlatarak, kayyım varlığının “Demokratik Toplum Süreci”ne gölge düşürdüğünü belirtti.

ARJÎN DİLEK ÖNCEL 

Amed - Türkiye’de, “Demokratik Toplum Süreci”nin başlamasıyla birlikte önemli gelişmeler yaşanıyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının ardından Kürt Özgürlük Hareketi’nin önce silahlarını yakması, ardından Türkiye sınırlarından güçlerini çekme kararı bu sürecin en önemli iki adımı oldu.

Öte yandan Kürt sorununun demokratik çözümü için Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” 17’nci toplantısını 13 Kasım’da yapacak. Devletin henüz somut bir adım atmaması süreç bakımından eleştirilere de neden oluyor. Halkın gözü devletin atacağı somut adımlarda, entegrasyon yasasının çıkarılması, anadil üzerindeki baskıların kalkması ve yasal bir zemin ile korumaya alınması ve kayyımların geri çekilmesi halkın beklentileri arasında.

DEM Parti’nin 10 belediyesi kayyım ile yönetiliyor

Üç dönemdir (2016-2019-2024) Kürt kentlerindeki belediyelere kayyım atanıyor. DEM Parti, 31 Mart 2024 seçimlerinde toplam 78 belediye kazandı. Ancak Colemêrg (Hakkari), Mêrdîn (Mardin), Êlih (Batman), Dêrsim, Wan, Sêrt (Siirt), Miks (Bahçesaray), Xelfetî (Halfeti), Kağızman, Akdeniz belediyelerine kayyım atandı. Çözüm sürecinin ilerlemesiyle birlikte en temel beklentilerden biri, kayyım sisteminin son bulması ve seçilmiş belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi oldu.

Yerine kayyım atanan belediye eşbaşkanlarından biri de Gülistan Sönük. 2024 31 Mart yerel seçimlerinde Gülistan Sönük, 300 bin seçmenin bulunduğu Êlih’te, oyların yüzde 64,52’sini aldı. Ancak İçişleri Bakanlığı 4 Kasım 2024’te Gülistan Sönük’ü görevden aldı. Yerine kayyım atadı. Gülistan Sönük’ün görevden uzaklaştırılmasına “silahlı örgüte üye olma” suçundan aldığı 6 yıl hapis cezası ve hakkında “silahlı örgüte üye olma suçundan” yürütülen soruşturma gerekçe gösterildi.

‘Kayyımların varlığı sürece gölge düşürüyor’

Ajansımıza konuşan Gülistan Sönük, “Demokratik Toplum Süreci”ne işaret ederek, kayyımların varlığının sürece gölge düşürdüğünü belirtti. “Kayyımların atanması ve hala kayyımlarda ısrar edilmesi dönemin, sürecin ruhuna aykırı” diyen Gülistan Sönük, 1 Ekim’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşmasını hatırlatarak, bu görüntünün toplumda ses getirmesinin ardından 4 Kasım’da belediyelere kayyım atanmasının çelişki olduğunu ifade ederek, “Söylenen ve pratikleri farklı” şeklinde değerlendirdi.

‘Kadınlar için imzalanan tüm protokoller iptal edildi’

Kayyımların kadın kazanımlarına darbe olduğunu belirten Gülistan Sönük: “Bizler atanan kayyumları kadın iradesine karşı bir şiddet biçimi olarak değerlendiriyoruz. Kadınların büyük bir mücadele ve bedelle elde ettiği kazanımlarından biri olan seçme ve seçilme hakkı gasp edildi. Atanan kayyumların ilk pratikleri kadın kazanımlarını ortadan kaldırmak oldu. Êlih’e atanan kayyum 34 kadın emekçiyi telefonlarına bir mesaj göndererek işten çıkardı. Kadın kurumlarında çalışma yürütmek için istihdam ettiğimiz sosyolog kadınların giriş kodları değiştirilip görev alanları dışına, temizlik, park bahçe temizliğine gönderildi. Bununla da yetinmedi, kadınlara psikolojik şiddet uyguladı ve bir kadın emekçi hastanelik oldu. Birçok kadın arkadaşımız mobbinge maruz bırakıldı, bırakılıyor. Yine TÜMBEL-SEN ile yaptığımız sözleşme fesih edildi. Kadınların regl izni ve 25 Kasım, 8 Mart izinleri iptal edildi. Batman Barosu ile şiddete uğrayan kadınlara hukuki destek sağlamak amacıyla bir protokol imzalamıştık ve kayyım atandıktan üç gün bu protokol de iptal edildi” dedi.

‘Halk Önderliğine ve partisine güveniyor, devlete güvenmiyor’

Kayyımların varlığının halkın barış umuduna zarar verdiğini kaydeden Gülistan Sönük, “İlk günden beri bir çelişkili durum vardı. Ama sonra Kürt Özgürlük Hareketi tarafından atılan adımlar oldu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın adımları çok ciddi sürecin önünü açan adımlar oldu. Bu kadar ciddi adımların karşısında devletin halen kayyım politikasında ısrarı güvensizlik oluşturuyor. Biz halkın arasındayız, halk şunu söylüyor; ‘Önderliğimize, partimize sonsuz güveniyoruz, Kürt Özgürlük Hareketi’ne güveniyoruz’ bunun aması var, aması devlettir. Devlete güvenmiyorlar. Meclis’te bir komisyon kuruldu. Adına ‘kardeşlik’, ‘demokrasi’ komisyonu diyorlar. Kardeşlik hukukunda böyle bir şey yok” diye belirtti.

Gülistan Sönük, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir belediye eşbaşkanı ancak kendi görevi ile ilgili bir suç işlerse görevden alınabilir ama bizler görevden alındığımızda hakkımızdaki bir soruşturma bahane edildi. Ya da daha önce alınmış bir ceza bahane edildi. Bizler seçildiğimizde de bu cezalarımız vardı. Hakkımızdaki dava bahane edildi ama biz bu davalar ve soruşturmalar için bir kez bile ifadeye çağrılmadık. Batman Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçeler vermemize rağmen, ifade vermek istediğimizi söylememize rağmen ifademiz alınmadı. Tüm bunlar kayyumların hukuki değil, yasal değil, tamamen siyasi iktidarın keyfi uygulamaları olduğunu gösteriyor. Kürtleri bir şekilde cezalandırılma yöntemi olarak değerlendirebiliriz.”

‘Tek tip, tek renk anlayışıyla çalışmalar yapıldı’

Sürecin samimi ilerlemesi DEM Partili 10 belediyedeki kayyımların geri çekilmesi gerektiğini vurgulayan Gülistan Sönük, kayyımların yarattığı tahribatlara da değindi ve şöyle dedi: “Bugün baktığımızda kentler cinsiyetlendirilmiş, kentlerde bir erkek aklı var. Baktığımız her yerde bir erkek, bir devlet aklı var. Bugün bir tabelaya bile baktığımızda bir ideoloji ile asılmış, bunu neden söylüyorum; Kayyumlar atandıktan sonra birçok kentte restorasyon adı altında tek tip, tek renk anlayışıyla çalışmalar yapıldı. Türk-İslam sentezi renler, Turkuaz renkli tabelalar asıldı. Bunların hepsi çok ince düşünülmüş. Daha önce kayyım gaspıyla karşı karşı kalmış belediyelerin durumu çok daha kötü çünkü her şey erkek aklıyla dizayn edilmiş.”

Gülistan Sönük, Amed Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’nın 8 Kasım’da “Ber bi bajarên jinan” şiarıyla düzenlediği “Kadın Kenti” buluşmasına değinerek, kayyımların yarattığı tahribatı kentlerden tamamen silip, kentleri daha yaşanılır kılmak için çalıştıklarını söyledi.

Gülistan Sönük, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kentleri kadınlarla birlikte tekrar inşa edeceğiz. Bir yandan yeni inşadan söz ederken, diğer yandan var olanın kayyım eliyle yıkımı ve erkekliğin inşa edildiği gerçekliğimiz de var. Belediyeler kayyım gaspıyla karşı karşıya kalmış olabilir ama yine de bu kentlerde çalışmalar yapılacak. Bu noktada ulaşım, sosyal yaşam kadın ekonomisi nasıl olmalı diye tartışmalar yürütüyoruz. Yeni bir inşadan bahsederken, yeniden başlarken ilk düğmeyi doğru iliklemek istiyoruz.”