Göçmen kadınlar için çalışıyor: Daha fazla çabaya ihtiyaç var
Fildişi Sahili'nde kurduğu birçok girişim ile göçmen kadınların sorunlarına yanıt olmaya çalışan Faslı Kawthar Moukaf, dernek ve örgütlerin ortak çabalarıyla göçmen kadınlara destek olunması çağrısında bulundu.
HANAN HARITE
Fas- Afrikalı kadınların göç hikâyelerinde, coğrafyanın kimlikle kesiştiği, ötekileştirmenin ve istikrarsızlığın gölgesinde yeni bir yaşam kurma çabası öne çıkıyor. Bu zorluklara rağmen, umut ve kolektif eylemi yeniden tanımlayan kadınların hikâyeleri dikkat çekiyor. Bu kadınlardan biri de Fildişi Sahili'nde yaşayan Faslı Kawthar Moukaf. Göçmen olmanın yalnızca bir yer değişikliği değil, aynı zamanda kimliği, kökleri ve kültürel mirası koruyarak yeni bir topluma entegre olma süreci olduğunu vurgulayan Kawthar Moukaf, Fas kültürünü yaşatmanın ve göçmen kadınları desteklemenin kişisel ve toplumsal güçlenmenin anahtarı olduğuna inanıyor.
İki kültür arasında bir denge sağladı
İlk olarak bir Faslı şirketle iş görüşmesi için Fildişi Sahili’ne giden Kawthar Moukaf, başlangıçta oraya yerleşmeyi düşünmüyordu. Fildişi Sahili'nde evlenen Kawthar Moukaf, yetiştiği kültürden oldukça farklı olan yerel gelenek ve göreneklere uyum sağlamakta başlangıçta zorluklar yaşadı. Ancak kısa sürede, bulunduğu topluma entegre olmanın ve kültürel uyumun önemini kavradı. Bu süreç, sadece kişisel değil, aynı zamanda sosyal bir dönüşümü de beraberinde getirdi. İki kültür arasında denge kuran Kawhtar Moukaf, yeni topluma uyum sağlayarak güçlü bağlar kurdu.
Yaşam deneyimlerinden yola çıkarak bir girişim başlattı
Kawthar Moukaf, Fas kültürünü tanıtmayı ve yaşatmayı amaçlayan “Dar Al Mağrip” adlı projesini hayata geçirdi. Giyimden geleneksel Fas mutfağına kadar uzanan geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bu girişim hem kültürel hem de ekonomik anlamda dikkat çeken bir örnek olarak öne çıktı.
Kendi yaşam deneyimlerinden ilham alarak bu projeyi başlattığını belirten Kawthar Moukaf, “Projeyi kurmaya karar verdiğimde, farklı bir kültürel ve ekonomik çevrede çalışmanın zorluklarının farkındaydım. En büyük sorunlardan biri, Fas’a özgü geleneksel yemekleri sunmak için ihtiyaç duyduğum malzemeleri temin etmekti. Bu ürünler burada kolayca bulunmuyor. Fas’tan ithal etmeye çalıştığımda ise yüksek gümrük vergileri ciddi bir mali yük oluşturuyor. Ayrıca gönderiler bazen geç ulaşıyor, bu da iş akışını aksatabiliyor” dedi.
Tüm bu zorluklara rağmen projesinin başarılı olacağına dair güçlü bir inancının olduğunu kaydeden Kawthar Moukaf, Fas yemekleri sunmaya ve Fas geleneklerini kutlamaya başladığımda, yerel topluluktan olumlu bir etkileşim görmeye başladım. Fas ürünlerine olan talep her geçen gün arttı ve bu da projenin devam etmesine yardımcı oldu. Ancak, farklı bir topluluktaki her yeni projede olduğu gibi yeni bir kültüre uyum sağlamam gerekiyordu. Bu deneyim kolay değildi, ancak bana sürekli çalışmanın ve yüksek kalitede hizmet sunmaya adanmışlığın, yerel kültürle etkileşime girmenin, yeni bir ortamda herhangi bir projenin başarısına katkıda bulunabileceğini kanıtladı” ifadelerinde bulundu.
‘Kendimi ülkemin bir elçisi olarak gördüm’
Faslı kadınların ve genel olarak Kuzey Afrika ile Ortadoğu’dan gelen göçmen kadınların, son yıllarda ilişkilerin gelişmesi ve kültürel ile ekonomik alışverişin güçlenmesi sayesinde Afrika toplumlarında varlıklarını ve kimliklerini oluşturmaya başladıklarını vurguladı. Kawthar Moukaf, “Kendimi her zaman ülkemin bir elçisi olarak gördüm ve burada bulunan her Faslı kadının, özellikle sessizce acı çekenlere destek olmak konusunda oynayacağı bir rol var” dedi.
‘Dijital medyayı kullanarak kadınlara ulaşıyorum’
Özellikle ilk kez gelen ya da evlilik, şiddet veya belge eksikliği gibi nedenlerle zor koşullarda yaşayan genç kadınlar başta olmak üzere, Faslı göçmen kadınlar için önemli bir iletişim noktası haline gelmeyi hedefleyen Kawthar Moukaf, bu amaçla dijital iletişim araçlarını yoğun bir şekilde kullandı. Kawthar Moukaf, "Instagram sayfam aracılığıyla ilk başlarda Fildişi Sahili'ndeki hamile kadınlara, özellikle Fas yemeği bulmakta zorluk çekenlere sürekli destek sağladım. Dijital medya sayfam, yurtdışındaki birçok Faslı kadın için bir buluşma noktası haline geldi. Kadınlar, memleketlerini hatırlatan geleneksel Fas yemeklerini yeme isteklerini benimle paylaşıyor. Sayfanın aldığı yüksek izlenme oranları sayesinde artık bu kadınların birçoğuna ulaşabiliyor ve ihtiyaçlarını karşılayabiliyorum” şeklinde konuştu.
‘Faslı kadınlar kendilerine rehberlik sağlayacak birilerine ihtiyaç duyuyor’
Kawthar Moukaf, Fildişi Sahili'ndeki Fas dükkânlarıyla iş birliği yaparak, kuskus, tajin ve Fas tatlıları gibi meşhur Fas yemeklerini gönüllülük esasına göre tedarik etmeye başladığını söyledi. Kawthar Moukaf, "Bu küçük yardımın, yurtdışında yaşamın zorluklarıyla karşılaşan kadınlar için psikolojik bir destek sunduğunu düşünüyorum. Fas yemekleri, sadece istekleri tatmin etmekle kalmaz, aynı zamanda diasporadaki kültürel bağı ve Fas kimliğini korumanın bir yoludur. Zamanla yardım ettiğim kadın sayısı arttı ve hukuki ile sosyal sorunlar yaşayan kadınlarla karşılaştım. Gönüllü desteği genişlettim. İş hayatı, aile ilişkileri veya evlilik ve göçle ilgili yasal sorunlar nedeniyle zorluk yaşayan kadınlar, kendilerine tavsiye ve rehberlik sağlayacak birine ihtiyaç duyuyor” ifadelerinde bulundu.
Kawthar Moukaf, yaşadıkları ülkelerdeki yasal haklarını anlamalarına yardımcı olmak ve zor zamanlardan geçerken kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortam sağlamak için kadınlara rehberlik etmeye başladığını da dile getirerek, “Özellikle korunmasız koşullarda yaşayan ya da yasal ve sosyal desteğin olmadığı resmi olmayan evliliklerden çocuk sahibi olan göçmen kadınların karşılaşabileceği riskler çok büyük. Annelerin ve çocukların yasal haklarını tehdit eden belgesiz evliliklere özellikle odaklanıyorum” diye kaydetti.
Faslı kadınların desteklenmesinde derneklerin rolü
Kadınların güçlendirilmesi ve sosyal durumlarının iyileştirilmesine yardımcı olmayı amaçlayan çok sayıda gönüllü girişim başlattığını sözlerine ekleyen Kawthar Moukaf, ayrıca, kadınlara acil ihtiyaç duydukları zamanlarda rehberlik, danışmanlık ve sağlık desteği de dahil olmak üzere kişisel destek sağladığını aktardı. Kawthar Moukaf, “Şu anda doğum yapan ve eşiyle ilgili ailevi sorunlar nedeniyle büyük zorluklarla karşı karşıya kalan genç bir Faslı kadına yardım ediyorum. Göçmen kadınların desteklenmesinde derneklerin önemli rolü var. Göçmen kadınlara yönelik kurumsal destekler genişletilmeli. Ancak maalesef Fildişi Sahili'nde Faslı veya Arap kadınlarının haklarını önemseyen bir dernek yok. Göçmen kadınlara yardım sağlayan dernekler veya kuruluşlar olmazsa birçok kızımızı kaybedeceğiz. Gönüllü olarak elimden geleni yapıyorum ama daha fazla çabaya ihtiyacımız var” sözlerine dikkat çekti.
‘Afrikalı kadınlarla önemli dayanışma köprüleri oluşturuluyor’
Fildişi Sahili'nde Mağripli kadınların ekonomik alanda güçlü varlığını takdir eden Kawthar Moukaf,
“Faslı kadınlar Kuzey ve Güney ülkeleri arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin kurulmasında itici bir güçtür. Tüm taraflar arasında iş birliği ve bütünleşme gerektiren ortak zorluklarla karşı karşıya olan Afrikalı kadınlarla önemli dayanışma köprüleri oluşturuluyor. Senegal'de düzenlenen bir kültür festivalinde çok sayıda Faslı ve Tunuslu kadınla karşılaştım. Etkinlik Güney'deki kadınlar arasında fikir alışverişi ve feminist dayanışma için bir platform işlevi gördü. Fildişi Sahili’ndeki kadınlar güçlü ve çalışkan. İster satışta ister küçük bir işte olsun eğitimlerini aksatmıyorlar. Bir erkeğin desteğini beklemiyorlar, bunun yerine bağımsızlıklarını erken yaşta yaratıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Bilgi ve eğitim yoluyla zorlukların üstesinden gelinebilir’
Kawthar Moukaf, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Kadınlar kültürel alışverişin bir parçası olurlarsa, yalnızca kişisel deneyimlerini değil, aynı zamanda kültürel çeşitliliğin gelişmesine katkıda bulunabilecek zengin bir gelenek ve görenek mirasını da yanlarında taşırlar. Çok kültürlü bir ortamda yaşamama rağmen kültürel ve dini kimliğime bağlı kaldım. Ailemde dilime, dinime ve kültürüme bağlı kaldım ve bu değerleri evde korumaya hevesliydim. Gönüllü çalışmalarımı resmi bir derneğe dönüştürmeyi düşündüm. Resmi bir derneğin kurulması, göçmen kadınları destekleyen projeler kurmak amacıyla desteğe erişimi kolaylaştıracaktır. Tavsiyem kadınların öğrenmeye devam etmesi ve sabırlı olmasıdır. 2025 yılındayız ve her şey mevcut ve erişilebilir. Bilgi ve eğitim yoluyla zorlukların üstesinden gelebilir ve daha iyi bir hayat kurabiliriz.”