Gazzeli kadınlar yıkımın ortasında 2026’ya umutla bakıyor

Gazze’de savaşın en ağır bedelini ödeyen kadınlar, yıkım ve yoksulluğa rağmen toplumsal yaşamı ayakta tutuyor. Gazzeli kadınlar, 2026’yı barışın, onurlu yaşamın ve yeniden inşanın başlangıcı olarak görüyor.

NAGHAM KARAJEH

Gazze – Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail saldırılarının başladığı Ekim 2023’ten bu yana bölgede 70 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler raporları, hayatını kaybedenlerin yaklaşık yüzde 70’inin kadınlar ve kız çocukları olduğunu ortaya koyarken, çatışmanın kadınlar üzerindeki yıkıcı etkisini gözler önüne seriyor. Aynı raporlara göre, Gazze’de 557 binden fazla kadın ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya. Gazze’de açlık, temiz suya ve temel hizmetlere erişim her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Gazze’de yaşanan derin insani krize rağmen, kadınlar savaşın en ağır koşullarında toplumsal yaşamın ayakta kalmasında hayati bir rol üstleniyor. Aile içi dayanışmayı örgütlemekten gıda teminine, insani yardımların dağıtımından çadırlar ve gecekondu mahallelerinde eğitimi sürdürme çabasına kadar pek çok alanda ön saflarda yer alan kadınlar, çoğu zaman resmi istatistiklere yansımayan ancak Gazze’nin günlük yaşamını ayakta tutan görünmez bir güç oluşturuyor. Tahrip olan altyapı, çöken sağlık sistemi ve artan yoksulluğa rağmen bu çabalar, kadınların kriz koşullarında sergilediği azmi ve yaratıcılığı gözler önüne seriyor.

Kadınlar 2026’ya umutla bakmak istiyor

Sağlık, su ve eğitim tesisleri de dahil olmak üzere altyapının büyük bölümünün yok edildiği Gazze’de temel hizmetlere erişim her geçen gün daha da zorlaşırken, kadınların sorduğu sorular değişmiyor: Onurlu bir yaşam nasıl mümkün olabilir ve çocuklara daha iyi bir gelecek nasıl sağlanabilir? Birleşmiş Milletler verilerine göre kadınların büyük çoğunluğu çatışma sürecinde farklı türlerde şiddete maruz kalmış durumda. Buna rağmen Gazzeli kadınlar, 2026’yı yalnızca hayatta kalmanın değil, kız çocuklarının eğitime eriştiği, ekonomik olarak güçlenmenin sağlandığı, sağlık hizmetlerinin istikrara kavuştuğu ve insan onurunu merkeze alan dayanışmacı bir toplumsal yeniden inşanın başlangıcı olarak görüyor.

Gazze’de yaşayan kadınlardan Suha Sukkar, yaşanan yıkıma rağmen umudu ayakta tutmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Acı evlerimizi yıkmış olabilir ama azmimizi yok edemez. 2026’da barışın yollarımıza eşlik ettiği, insanların yüzlerine kahkahanın geri döndüğü günleri bekliyoruz. Gazze’deki her kadın, savaşın sona ereceğine ve insanca, onurlu bir yaşamın yeni bir sayfasının açılacağına dair kalbinde bir umut taşıyor” dedi.

‘Çocuklarımız için sürdürülebilir bir eğitim istiyoruz’

Mülteci kamplarında da kadınların kendi yeteneklerine olan inancını kaybetmediğini belirten Suha Sukkar, “Bu yıllar bana umudun, bombalamaların olmadığı günlerle değil, her yıkımdan sonra yeniden ayağa kalkabilme gücümüzle ölçüldüğünü öğretti. Çocuklarımız için sürdürülebilir bir eğitim, insan onuruna yakışır bir sağlık hizmeti ve onurlu bir yaşamı güvence altına alan bir iş istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Gazze’deki kadınlardan Heba Krizem ise, 2026’yı “yeni bir kadın rönesansı” için önemli bir eşik olarak gördüklerini belirterek, “Topraklarımızı terk etmek istemiyoruz, ancak toplumun yeniden inşasında aktif ortaklar olarak kabul edilmek istiyoruz. Kayıplar ve yerinden edilmeler yaşadık ama aynı zamanda güç kazandık, dayanışma içinde örgütlenmeyi öğrendik. Beklentilerimiz somut adımların atılmasıdır. Umudumuz, yeni yılın kadınlara doğrudan fayda sağlayacak ekonomik programların başlangıcı olmasıdır. Kadınların gerçek eğitim ve istihdam olanaklarına erişmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

İman El-Cehl de yeni yıla dair beklentilerini şöyle sıraladı: “Biz sadece raporlarda yer alan sayılar değiliz, yeni bir yıla umutla bakan anneler, kızlar, kız kardeşler ve kadınlarız. 2026’nın barışın, hakların ve refahın yılı olmasını diliyorum. Her kadının yeterli gıdaya eriştiği, kışın soğuğundan korunabileceği bir barınağa sahip olduğu ve savaşın aşağılayıcı koşullarından uzak, onurlu bir yaşam sürebildiği bir yıl olmasını istiyoruz. Umarız 2026, hayatta kalma durumundan inşa etme durumuna geçeceğimiz yıl olur. Gazze kadınlarının ayağa kalkıp topluluklarını elinden tutarak daha parlak bir geleceğe doğru götürdüklerinin hatırlanacağı bir yıl olmasını istiyoruz."