NAGHAM KARAJEH

Gazze- İsrail saldırıları nedeniyle 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi'nde devam eden savaş, binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olurken, aynı zamanda yine binlercesinin defalarca yerinden edilmelerine neden oldu. Gazze'deki kadınlar zor koşullar altında yaşam sürerken, her geçen gün yeni sorumluluklar ve ek yükler üstleniyor. En temel yaşam ihtiyaçlarından yoksun olan kadınlar, düşünülemeyecek zorluklarla karşı karşıya kalıyor.

Kadın hakları aktivisti Zarifa Abu Kura, savaşın aile içi şiddeti de artırdığına dikkat çekerek, dayanışmanın önemini vurguladı.

İnsanlar göçe zorlandı

Kadın hakları aktivisti Zarifa Abu Kura, savaşın patlak vermesinden bu yana kadınların hayatının altüst olduğunu söyleyerek, “Savaşın başlamasıyla İsrail güçleri Gazze Şeridi için tahliye emri verdi. Buna yanıt olarak Gazze halkı kentin sadece kuzeyine doğru gitti. İnsanlar için güvenli bir sığınak olarak tanıtılan Han Yunus bölgesine göç etmeye zorlanan Gazzeliler, Refah şehrinde yaşamaya başladı. Ancak insanların acıları göç ettikleri yerlerde de devam etti” dedi.

‘Yerinden edilmeler başlı başına bir felaket’

Tekrarlanan ve giderek kötüleşen yerinden edilmelerin kadınlar üzerinde yıkıcı etki yarattığını kaydeden Zarifa Abu Kura, “Ani yerinden edilmeler başlı başına bir felaket. Savaştan etkilenen ailelere herhangi bir planlama yapma veya uygun alternatifler bulma fırsatı verilmedi. Savaş koşulları giderek kötüleşti ve yerinden edilenlerin sayısı kısa sürede iki katına çıktı. Savaşın başlamasıyla akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş, insanların ulaşım sorunu yaşamasına neden oldu. İnsanlar kaldırımlarda uyumak zorunda kaldı. Yüzbinlerce yerinden edilmiş insanın yaşadığı Han Yunus ise, böceklerle, yılanlarla, farelerle dolu çorak bir çöl. Oradaki hayat, sonsuz bir cehennemde yaşamaya daha yakın” sözlerine dikkat çekti.

Kadınlara bitmek bilmeyen sorumluluklar yükleniyor

Bahsettiği zorlukların resmin sadece bir parçası olduğunu vurgulayan Zarifa Abu Kura, “Kadınların yakacak odun toplamaya zorlanması talihsiz bir durum. Psikolojik ve fiziksel baskıyı artıran uzun günlük görevler listesine bu görevler de eklenince, bu kaotik ortamda hayat bir kabusa dönüşüyor. Temel ihtiyaçların eksikliğinin bir sonucu olarak en büyük bedeli kadınlar ödüyor. Kadınlar zorluklara karşı mümkün olan her yola başvurdu, ancak iş artık tek başına yükü azaltmak için yeterli değil. Kayıp, yaralanma ya da işsizlik nedeniyle geçimini sağlayan kişinin ailede bulunmaması, kadınları ailenin tüm işlerini yönetmekten sorumlu hale getiriyor. Yüzlerce kadın ailelerinin günlük ihtiyacını sağlamak için çalışmak zorunda kalıyor. Kadınlar bitmek bilmeyen günlük ev işlerinden dolayı fiziksel rahatsızlıklar yaşıyor” diye belirtti.

Kadınlar için dayanışma çağrısı

Zarifa Abu Kura, savaş nedeniyle kadın merkezlerinin yıkıldığını ve çoğuna sağlanan finansmanın kesildiğini söyleyerek, bu durumun kadınların acılarının eşi benzeri görülmemiş bir şekilde ağırlaşmasına yol açtığını kaydetti. Gazzeli kadınların acılarının hafifletilmesi için kadınların acil eylem planı başlatmasını isteyen Zarifa Abu Kura, “Gazze Şeridi'ndeki kadınlar hiçbir destek olmadan tek başlarına büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu durum feminist dayanışmanın ve kolektif çalışmanın önemini vurguluyor. Bu dayanışma olmadan kadınların bu zorluklara dayanamayacakları dikkat çekiyor” ifadelerinde bulundu.

‘Destek kampanyaları başlatılmalı’

Savaşın sadece evleri yok etmekle kalmadığını, aynı zamanda kolektif çaba gerektiren insani değerleri ve onurunu da yok ettiğini belirten Zarifa Abu Kura, son olarak şöyle konuştu: “Kadınların umudunu yeniden tesis etmek, toplumdaki rollerini artırmak için yoğun destek kampanyalarının başlatılması gerekiyor. Kadınların toplumdaki konumlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olmalıyız. Aile içi şiddet, kadınların günlük olarak karşılaştığı yeni zorluklardan biri. Yaşam koşulları zorlaştıkça aile içi şiddet oranları da artıyor. Gazzeli kadınların kampanyalarla desteklenmesi gerekiyor. Kadınlara sadece maddi değil, şiddetin azaltılması için aynı zamanda psikolojik ve sosyal destek de verilmelidir. Gazze Şeridi'ndeki kadınların çektiği acılar, yıllar süren savaşlar ve kuşatmalarla daha da kötüleşen zorlukların ve krizlerin sonucudur. Mevcut savaş, Gazze Şeridi'ndeki kadınların yaşam koşullarının kırılganlığını ortaya çıkardı ve onları daha da zora soktu. Kadınlar yeteneklerini aşan zorluklarla doğrudan yüzleşmek zorunda kaldı. İnsanlık dışı hale gelen bir ortamda kadınların yaşamlarını bir nebze olsun onurlu bir şekilde sürdürmelerini sağlamalıyız.”