Gazze’de ‘Trump planı’ Filistinliler için ne anlatıyor?

ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni barış planı Gazze’de Gazze’de kalanları kurtaracak mı, yoksa Filistin kararının dışarıdan daha fazla vesayet altına alınmasına mı yol açacak?

NAGHAM KARAJEH

Gazze- ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için yeni bir ‘barış planı’ 2020’de ilan edilen “Yüzyılın Anlaşması”ndan bu yana en ‘iddialı girişim’ olarak tanımlandı. Ancak bu plan şiddet, tehcir ve yıkım içinde ortaya atıldı. Gazze’de savaş sürüyor, altyapı çökmüş, yollar kapalı, on binlerce kişi mülteci kamplarında sıkışıp kalmış durumda.

Planın ana başlıkları ise şöyle sunuluyor: Derhâl ateşkes, esir ve rehine değişimi, kademeli İsrail çekilişi, direniş gruplarının askeri altyapısının dağıtılması, uluslararası gözetim altında “teknik” bir geçici Filistin yönetimi, istikrarı sağlamak için uluslararası güçlerin konuşlandırılması ve bağışçı ülkelerin finanse edeceği kapsamlı bir yeniden imar programı. Ayrıca uluslararası izleme ve denetim mekanizmaları öngörülüyor. Ancak tüm bu vaatler, uygulama garantileri, zamanlama ve mekanizmaların belirsizliğiyle gölgelenmiş durumda. Dolayısıyla şu soru öne çıkıyor: Bu plan Gazze’de kalanları kurtaracak mı, yoksa Filistin kararının dışarıdan daha fazla vesayet altına alınmasına mı yol açacak?

Her siyasi tartışmadan önce sahadaki tabloya bakmak gerekiyor. İsrail ordusunun zorunlu göç ettirme emirleriyle kuzeyden güneye kaçış, hayati önem taşıyan Raşid Caddesi’nin kapatılması, kadın ve çocukların da bulunduğu göçmen kafilelerinin hedef alınması, hastanelerin, su arıtma tesislerinin, mülteci kamplarının bombalanması; açlık ve susuzlukla kıvranan, ölümle yaşam arasında sıkışmış mahalleler bulunuyor. Bu ortamda siyaset dili, annelerin, yaralıların ve çocukların sesinin yanında eksik kalıyor. İşte bu nedenle üç Gazzeli kadın aktivistin sözleri, insanı merkeze koyan bir tablo çiziyor.

'Bizi ilgilendiren Gazze’de kalanların hayatı'

Aktivist Silvya Hasan, gördüğü acıların ağırlığıyla şöyle konuşuyor: 
“Bizler amacın ne olduğunu bilmiyoruz. Filistin halkının geri kalanını mı kurtarmak istiyorlar, yoksa işgal devletini mi? Gazze’de yaşayan bizler için tek mesele var: savaşın bitmesi, soykırımın durması. Trump planının sonuçları umurumuzda değil; önemli olan hayatta kalmaya çalışan insanların güvenliği.”

Silvya Hasan, siyasi planlara işaret ederek “Belki plana ‘evet’ denebilir ama bazı değişikliklerle, yoksa müzakereler sadece daha fazla kan ve yıkım getirir. Şu an Raşid Caddesi kapalı, insanlar sürülüyor, hastaneler vuruluyor, aç susuz insanlar öldürülüyor. Böyle bir tabloda siyaset konuşulmaz; Filistin kanı, tüm partilerden ve hiziplerden daha değerlidir” diyor.

'Plan tek sığınak olabilir'

Aktivist Sabrin el-Harazin ise farklı bir açıdan bakıyor: 
“Plan, halkımızın bombardıman ve yıkım nedeniyle en çok tüketildiği, yorgun düştüğü bir anda ortaya çıktı. Filistinli yurttaş eğer bu plana destek veriyorsa, bu kan ve zorunlu göçün durması isteğinden kaynaklıdır. Çünkü plan iki ucu keskin bıçak. Olumlu tarafı savaşı durdurup yeniden imarı başlatabilir, Filistin devletine giden yolu açabilir; olumsuz tarafı ise bizi yüz yıl geriye götürebilir. Trump’ın planı, Gazze halkı için siyonist projeleri durdurmaya yönelik tek sığınak olabilir.”

'Batı ve Amerika’nın çıkarlarını birleştiriyor'

Aktivist Nelly el-Mısri de “Trump planı, Gazze’de Batı ve Amerikalıların çıkarlarını birleştiriyor. Biz savaşı ve kan gölünü durdurmayı istiyoruz. Ama biliyoruz ki bu planın ağır bedelini biz ödeyeceğiz. Kabul etmek zor, reddetmek daha da zor” şeklinde konuşuyor.  

‘Katliamı hemen durdurun’

Gazze’de aktivistler ve sivillerin ortak kanaati şu: hiçbir plan, öncelikle derhâl katliamı durdurmadıkça anlam taşımıyor. İnsani koridorlar açılmalı, zorunlu göç durdurulmalı ve dışarıdan dayatılmış bir yönetim reddedilmeli. Taraftarlar planı kanın durması ve yeniden imarın başlaması için fırsat görüyor, karşı çıkanlar ise uluslararası denetim kılıfıyla Filistin iradesinin gasp edilmesinden endişeli. Yıkılmış sokaklarda, mülteci kamplarında ve acil servislerde tek bir haykırış duyuluyor: “Katliamı hemen durdurun!”