Gazze’de su altında kalan çadırlarda kadınların mücadelesi
Faten Al-Shawa ve 14 yaşındaki kızı Nada, Gazze’deki şiddetli fırtına ve yıkım altında yaşam mücadelesi veriyor. Çadırlarda soğuk, çaresizlik ve güvenlik eksikliğiyle baş başa kalan anne ve kızın tek isteği güvenli bir çadırlarının olması.
NAGHAM KARAJEH
Gazze- Gazze Şeridi’nde yerinden edilmiş yüz binlerce insan, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan, yıpranmış ve barınmaya elverişsiz çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Şiddetli fırtınalar ve aşırı yağışlar, bu geçici barınakları suyla dolu ve savunmasız hale getirerek aileleri soğuk ve çaresizlikle baş başa bırakıyor. Altyapı eksikliği ve kalıcı çözümlerin yokluğu, özellikle kış aylarında sivillerin güvenli barınma, mahremiyet ve temel insan haklarına erişimini tehlikeye atıyor. Bu durum, uluslararası insani hukukun öngördüğü sivilleri koruma yükümlülüklerinin ciddi biçimde ihlal edildiğini ve insani krizin derinleştiğini gözler önüne seriyor.

Yaşadıklarını hayal edemezdi
Gazze Şeridi’ni vuran şiddetli bir fırtına, yüz binlerce yerinden edilmiş insanı etkiledi. Çoğunluğu kadın ve çocuk olan bu kişiler, yaşanmaya uygun olmayan çadırlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Dört kız çocuğu annesi 30 yaşındaki Faten Al-Shawa, “Gece yarısı uyandığımda kendimi su birikintisinin içinde buldum. Bizi zar zor koruyan çadır çökmüş, tahta direkleri yere saçılmıştı. Soğuk dondurucuydu ve su her yere sızıyordu. Eşyalarımızı ve yataklarımızı tamamen sular altında kalmadan toplamaktan başka çarem yoktu. Yerimden edildiğim günden bu yana hayatımın en zor günüydü diyebilirim. Hayatımın istikrar ve rahatlıktan böylesine savunmasız ve yoksun bir hale dönüşeceğini asla hayal etmemiştim” dedi.

‘Hayatın tüm yükünü tek başıma taşıyorum’
Tek başına birçok sorumluluk üstlendiğini anlatan Faten Al-Shawa, “İsrail tarafından hedef alınan evimizi kontrol etmeye çalışırken eşim ağır şekilde yaralandı ve felç oldu. Artık hayatın tüm yükünü tek başıma taşıyorum. Gece yarısı hiçbir yardım almadan ıslak yatağı, ağır battaniyeleri ve çadır direklerini tek başıma taşıdım. O anlarda dayanılmaz bir ağırlığın altında ezildiğimi hissettim. Bu sadece eşyaların ağırlığı değildi, adaletsizliğin ve çaresizliğin ağırlığıydı. Neden tüm bu aşağılanma? Bu adaletsizlik ne kadar daha sürecek? Kuşatma, yerinden edilme ve açlık yetmiyor mu?” diye sordu.
‘Çadırlarda mahremiyet yok’
Gazze’de yaşanan fırtına ve yıkım, yerinden edilmiş insanların güvenli barınak eksikliğini gözler önüne sererken, Faten Al-Shawa, özellikle kadınların yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
“Çadırlarda mahremiyet yok. Bizi koruyacak duvarlar, kapatacak kapılar yok. Yalnız kalabileceğimiz bir alan bile bulamıyoruz. Buradaki kadınlar sürekli baskı altında yaşıyor, çocukları için duydukları korku ile bu acımasız koşullarda onurlarını koruma çabası arasında gidip geliyorlar. Fırtına, kamplardaki kadınların çektiği acıları daha da artırıyor, çadırları adeta su tuzaklarına dönüştürüyor ve soğuğu şiddetlendiriyor. Gerçek bir alternatif yok, hayatta kalmak için başka seçeneğimiz bulunmuyor. Şu an tek dileğim, tüm mevsim koşullarına dayanabilecek, bizi soğuktan koruyabilecek bir çadır istiyoruz. Bundan başka bir şey istemiyorum, sadece çocuklarımın ıslanmadan uyuyabilmesini istiyorum."

‘Böyle yaşamayı hak etmek için ne yaptık?’
Faten Al Shawa’nın 14 yaşındaki kızı Nada Al Shawa ise, yaşadıkları koşulların çocukluğunu elinden aldığını söyleyerek, “Böyle yaşamayı hak etmek için ne yaptık? Kışın başından bu yana soğuktan titriyoruz ve başka seçeneğimiz olmadığı için ıslak bir yatakta uyumak zorunda kalıyoruz. Gelirimiz daha iyi bir çadır ya da bizi soğuktan koruyacak battaniyeler almaya yetmiyor” sözlerine dikkat çekti.
Eğitim ve hayallerinin de savaşla birlikte yok olduğunun altını çizen Nada Al-Shawa, “Okumayı çok severdim, yeni diller öğrenirdim ve okulumla çok ilgilenirdim. Bugün bir defter bile alamıyorum, okul ücretlerini ödeyemiyorum. Sınıf arkadaşlarımı düşünüyor, geçmişteki akademik başarılarımı hatırlıyorum. Şimdi ise cerrah olma hayalim için yas tutuyorum. Savaş bizi her şeyimizden etti, çocukluk hayallerimiz bile kurtulamadı” dedi.
Çadırın sular altında kaldığı geceyi de anlatan Nada Al-Shawa, "Çadır şiddetli rüzgara dayanamadı. Bu sırada çocukların en büyüğü olduğum için eşyaların taşınması için anneme yardım ettim. Annem biriken suyu tahliye etmeye çalışıyordu. Eşyalarımızın tümü ıslandı, onları kurtarmak için başka yere taşımaya çalıştık. Çok zorlu bir geceydi” şeklinde konuştu.