RAFIF ESLEEM

Gazze- Filistin Gazeteciler Sendikası, 19 Temmuz günü Gazze Şeridi'nde “Açlığa hayır, sessizliğe hayır, ihanete hayır, fahiş fiyatlara ve sömürüye hayır” sloganıyla eylem düzenledi.  Gazeteciler bu eylem ile açlığın hem gazeteciler hem de kuşatma altındaki Filistin halkı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekmeyi amaçladı. 

Açken haber yapan gazeteciler 

Gazeteci Duâ Mıslih, Gazze'deki tüm gazetecilerin, aylardır süren ve derinleşen kıtlığın sona erdirilmesini talep etmek için bir araya geldiğini ifade etti. Uluslararası, insani ve hukuki kurumların sessizliğine karşı bu protestonun insani bir sorumlulukla tüm halk kesimlerini kapsadığını vurgulayan Duâ Mıslih, gazetecilerin olayları sahada aç karnına takip ettiğini ve kamera görüntülerinden bile yüzlerindeki solgunluk ve zayıflığın görülebildiğini belirtti. 

İsrail güçlerinin, Gazze Şeridi’ni tamamen abluka altına alarak ve sınır kapılarını kapatarak, halkı aç bırakmayı bir silah olarak kullandığını söyleyen Duâ Mıslih “Bu kuşatma, topraklarını terk etmeyen ve zorla göç ettirme planlarına direnen Gazzelilere bir ceza niteliği taşıyor” dedi. 

Ayrıca, yüzlerce Filistinli ailenin evsiz kaldığını ve şehrin sokaklarına onlarca çadır kurulduğunu, ancak Gazzelilerin hâlâ topraklarını terk etmeyi reddettiğini dile getiren Duâ Mıslih “Protesto, Filistin Yasama Meclisi önünde bir grup gazetecinin başlattığı bir dayanışma eylemiydi. Ancak dakikalar içinde yüzlerce kişi protestoya katılarak Bilinmeyen Asker Meydanı’na doğru kendiliğinden bir yürüyüşe dönüştü. Bu da halkın savaş ve açlığa karşı verdiği kolektif bir haykırışın göstergesiydi” diye belirtti. 

Duâ Mıslih, pazarlarda yiyecek bir şey bulunamadığını, çocukların açlıkla boğuştuğunu, unun kilosunun 70 dolara, şekerin ise 120 dolara çıktığını söyledi. Açlık ve yetersiz beslenme vakalarının arttığına dikkat çeken Duâ Mıslih, bayılmaların sokakta yaygınlaştığını, hastaların iyileşemediğini ve pek çoğunun yaşamını yitirdiğini kaydetti. Duâ Mıslih son olarak,“Bu, Gazze halkının kurtarılması için son çağrıdır” dedi. 

‘Müzakereler de bir öldürme yöntemi’ 

Gazeteci Esîl Matar, hem savaşı hem de açlığı sona erdirmek için düzenlenen bu dayanışma gösterisine katıldığını belirtti. Dünyanın Gazzelileri ekranlardan ölüme terk ettiğini ve her gün işlenen yeni katliamların arttığını vurgulayan Esîl Matar, ABD’nin açıklamalarının ve İsrail’in sözde müzakerelerle ilgili yalanlarının, kıtlığı ve ölümleri daha da derinleştirdiğini söyledi. Esîl Matar, bu açıklamaların halk üzerinde tam bir boğucu kuşatma oluşturduğunu ifade etti. 

Esîl Matar insan haklarıyla ilgilenen uluslararası kurumlara seslenerek, İsrail’e baskı yapmaları ve Mısır’daki sınır kapısında bekleyen tonlarca gıda ve malzemenin Gazze’ye girişine izin verilmesi gerektiğini dile getirdi. Esîl Matar, “Kadınların, yaşlıların ve çocukların protestoya katılması, halkın ne kadar çaresiz olduğunu ve bu yürüyüşe son umut gözüyle baktıklarını gösteriyor” dedi. 

‘Bu Gazze’nin son çığlığıdır’ 

Lânâ es-Sehhâr, protesto gösterisini görüp kendiliğinden katıldığını söyledi. Kendisi ve 9 çocuğuyla birlikte sokağa yemek bulmak umuduyla dışarı çıktıklarını ama hiçbir şey bulamadıklarını ifade eden Lânâ es-Sehhâr, “Dünya, aç çocukları ve kadınları izliyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor” şeklinde konuştu. 

Lânâ es-Sehhâr devamında şu uyarıyı yaptı: 

“Bu Gazze'den yükselen son çağrıdır. Bundan sonra burada ne vatandaş kalacak ne de hareket edebilecek biri. Ne kuzeye ne güneye ne doğuya ne batıya kaçış kalmadı. Şu an Gazze'de kurtuluş için bir ışık yok. Kurşunla ölmeyenler açlıktan ölecek.” 

Lânâ es-Sehhâr, fırsatçılık yapan tüccarların fiyatları fahiş oranlarda artırarak halkın açlığından faydalandığını, halkı gözeten hiçbir vicdanın kalmadığını da sözlerine ekledi.