Gazeteci Nezahat Doğan: Barış gazeteciliği sorumluluk ve cesaret gerektiriyor
Tüm dünyada yürütülen barış süreçlerinde medyanın nasıl tavır aldığı ve kullandığı dil belirleyici unsurlardan biri. Gazeteci Nezahat Doğan, Türkiye’de barış dilinin kurulamadığını anlattı.

ELİF AKGÜL
İstanbul- Türkiye’de 1 Ekim 2024’ten itibaren başlayan sürece ilişkin tartışmalar sürerken, gazeteci Nezahat Doğan, medyanın kullandığı dilin bu sürecin geleceğini belirleyen en kritik unsurlardan biri olduğunu söyledi. Nezahat Doğan, barış gazeteciliğinin “savaş tamtamcılığının kolaylığına karşı, sorumluluk ve cesaret gerektiren bir alan” olduğunu vurguladı.
‘Barış gazeteciliği savaş gazeteciliğinden ayrılmalı’
Gazeteci Nezahat Doğan, Türkiye’de 1 Ekim’den itibaren başlayan sürecin barış olarak tanımlanmasına rağmen “barış dilinin kurulamadığını” söyledi. Nezahat Doğan, “Barışın konuşulup ama barışın ne anlam ifade ettiğinin anlatılmadığı, demokratikleşme adımlarının ne olması gerektiğinin ifade edilmediği, sadece ‘terörsüz Türkiye’ denilerek hem iktidar hem muhalif medyada nefret dilinin hâkim olduğunu görmek mümkün” dedi.
‘Medyanın dili değişmeden barış toplumsallaşamaz’
Nezahat Doğan, “Medyanın dili değişmediği bir yerde barışın toplumsallaştırılabilmesinin önünde de bir sekte var” diyerek iktidarın dili değiştirmesinin öncelikli adım olduğunu belirtti. Kolombiya çözüm örneğini hatırlatan Nezahat Doğan, “Barış müzakereleri başladığında hükümet o dönemi ‘çatışmalı süreç’ olarak ifade etti, dil böyle değişti” dedi.
‘Çözüm sürecinde barış dili hakimdi’
Türkiye’de bir önceki çözüm süreci deneyimine işaret eden Nezahat Doğan, “2013-2015 döneminde Dolmabahçe sürecini barış süreci olarak ifade edebiliyorduk. Çünkü iktidarın dili de o zaman barış dili üzerineydi ve bu medyaya da yansıyordu. Bugün geldiğimiz yer nefret dili” diye konuştu.
‘Barış gazeteciliği en zor iş’
Nezahat Doğan, “Barış gazeteciliği en zor iş. Bu aynı zamanda bir sorumluluk ve cesaret gerektiriyor. Hak temelli haberciliğin çok daha net ortaya konması gereken bir durum” şeklinde konuştu. Nezahat Doğan, toplum bu konuda bilgilendirilmediği sürece daha ciddi ve ağır sonuçlarının olacağını ifade etti.
‘Kürt sorununun çözümü demokratikleşmenin parçası’
Nezahat Doğan, “Kürt sorununun çözümünün bu ülkeye neler getireceğini, nasıl tartışılması gerektiğini sormak ve anlatmak barış gazeteciliğinin asli sorumluluğudur. Elli yıllık çatışmanın sonucunda halkların özgürlük alanlarını yaşayabileceği zeminin olmazsa olmazı hukuk ile birlikte demokrasinin içselleştirilmesidir” ifadelerini kullandı.
Nezahat Doğan, son olarak “Barış gazeteciliği dili kurduğumuz, topluma doğru bilgiyi verdiğimiz, toplumu da doğru yönde tartıştırdığımız, merak edilen sorularını sordurduğumuz bir yerden okunabilir” dedi.