Filistinli kadınlar iğne-iplikle umudu ve direnişi örüyor
Kahire’de Filistin Kadınlar Derneği öncülüğünde kurulan pazarda göçmen kadınlar, yalnızca el emeği ürünlerini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda hayatta kalmanın ve direnişin anlamını da gözler önüne seriyor.
ASMAA FATHI
Kahire – Filistin Kadınlar Derneği’nin öncülüğünde kurulan çarşılarda, Filistinli kadınlar el emeği ürünleriyle sadece geçimlerini sağlamıyor, aynı zamanda savaşın yıkımlarına karşı kültürel bir direniş sergiliyor. Her bir nakış, acı ve sabrın iç içe geçtiği kişisel bir hikayeyi anlatırken, çarşılar, hafızanın ve dayanışmanın sembolü haline geliyor. Kadınların elinden çıkan çantalar, kumaşlar ve el işleri, kaybedilen vatanın renklerini, toprak kokusunu ve ev sıcaklığını yeniden canlandırıyor. Filistinli kadınlar için bu çarşılar artık sadece birer el sanatları pazarı değil, geçmişin izlerini taşıyan birer “hafıza sahnesi.” Yaratıcılığı bir direniş biçimine dönüştüren kadınlar, her dikişle kimliklerini yeniden kurarken, “yaratmanın yaşamak, üretmenin ise var olmak” anlamına geldiğini vurguluyor.

'Kadınlar direnişleriyle ilham kaynağı oluyor'
Gazzeli Suzanne Radwan, savaşın hayatı üzerinde derin bir etki bıraktığını belirterek, bu süreçte bir nakış sanatçısından, ürünleri aracılığıyla dünyanın her yerine mesaj iletmeye çalışan bir sanatçıya dönüştüğünü söyledi. Nakışlarında Filistin davasını somutlaştırarak herkese ulaştırmak istediğini vurgulayan Suzanne Radwan, “Pazarda yer alan tüm kadınlarla gurur duyuyorum. Kadınların sabrı, direnci ve topraklarına olan bağlılıkları büyük bir ilham kaynağı oluyor. Buradaki kadınlar sadece el emeği ürünleriyle değil, aynı zamanda köklü davalarıyla da buradalar” diye konuştu.

'Kadınlar deneyimlerini iğne ve iplikle anlatıyor'
Filistin Kadınlar Derneği Miras Komitesi Başkanı Nadia El-Ağa, kermese aralarında Filistinlilerin, Sudanlıların ve Mısırlıların da bulunduğu 50'den fazla göçmen kadının katıldığını belirterek, “Sergilenen eserlerin tamamı kadınların el emeğinden oluşuyor. Ürünlerimizi Filistin nakışlarından ve doğal ortamımızdan aldığımız ilhamla oluşturuyoruz. Bu tanıtım tarzını, direnişin sadece silahlarla değil iğne ve iplikle de olabileceğinin somut bir göstergesi olarak görüyorum. Bu pazarlar, kadınların ürünlerini tanıtmasına, ekonomik bağımsızlıklarını oluşturmasına, ihtiyaçlarını karşılamasına ve seslerini duyurmasına yardımcı oluyor. Birçok kadın burada hikayesini ve kişisel deneyimini iğne iplikle anlatıyor” ifadelerinde bulundu.

'Markamla küresel alanda fark yaratmak istiyorum'
Gazzeli Nouran Faraj ise, Gazze’de geçirdiği yedi yıl boyunca kendi markasını oluşturduğunu, bu süreçte makrome ve tığ işi alanında uzmanlaşarak dersler verdiğini anlattı. Çalışmalarının yalnızca makrome ile sınırlı olmadığını, müşterilerinin zihnindeki her fikri gerçeğe dönüştürebildiğini belirten Nouran Faraj, savaş sırasında yaklaşık yedi ay Gazze’de kaldığını, Mısır’a geldiğinde ise derin bir depresyon yaşadığını ve hiçbir şey yapamayacak hale geldiğini söyledi. Gazze’den uzak kalmanın, onu markasını sıfırdan yeniden kurmaya yönlendirdiğini dile getiren Nouran Faraj, savaşın kendilerinden her şeylerini aldığını ancak bu sürecin, kendisini yeniden kalkınmaya, hedeflerine ulaşmaya ve küresel ölçekte fark yaratma hayaline daha sıkı sarılmaya teşvik ettiğini vurguladı.