Federe Kürdistan’da yasalar ve mahkemeler kadınlar aleyhine işletiliyor
Kadın hakları savunucuları, Federe Kürdistan Bölgesi’nde kadına yönelik şiddetin sadece kültürel değil, siyasi ve hukuki boyutlarıyla da sistematik hale geldiğini vurguluyor.
HELİN AHMED
Silêmanî- Kadına yönelik şiddetin farklı biçimlerde derinleşerek devam ettiği Federe Kürdistan Bölgesi’nde, hukukçular ve kadın aktivistler mevcut yasaların ve yargı uygulamalarının kadınlar aleyhine işlediğine dikkat çekiyor. Şiddetin kültürel, siyasi ve hukuki boyutlarıyla sistematik bir hale geldiğini belirten uzmanlar, özellikle mahkemelerde kadın dosyalarının aşiret uzlaşmalarına yönlendirilmesinin şiddeti meşrulaştırdığını vurguluyor.
Kadınlar ise bu tabloya karşı örgütlenmenin ve toplumsal bilincin güçlendirilmesinin hayati önem taşıdığını ifade ederek, “Geleceğin huzurlu yaşamını biz kuracağız” mesajı veriyor.
‘Yasalar kadınlara karşı şiddet uyguluyor’
8 Mart Ağı Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Razawe Guli, kadınlara karşı yasalar üzerinden şiddet uygulandığını belirterek “Yasa ve toplumsal düzenlemeyle ilgili konularda demokratikleşme yolunda ilerleyen her toplumda hukukun üstün olması gerekir. Yasaların, bireyin haklarını temel alacak şekilde düzenlenmesi demokratik bir devletin temel görevidir. Kadınlar ve çocukların haklarının korunması amacıyla hazırlanmış bir dizi yasa vardı; ancak bu yasalar ya iptal edildi ya da yürürlükten kaldırıldı. Bu durum bize kadınlara karşı ayrımcılık içerdiğini gösterdi. Demokrasi olmayan toplumlarda yasalar bireylere karşı şiddet üretir. Tıpkı 2025 yılı 1 No’lu Kişisel Statü Yasası gibi: Caferi kişisel statü yasasının uygulanması, bizzat yasayla şiddetin üretildiği anlamına geliyor. Yasa, toplumda barış ve güvenliği sağlamak yerine toplumsal sorunlar ve şiddet yaratıyor. Sonuç olarak yasalar üzerinden kadınlara ve çocuklara karşı şiddet ve baskı uygulanıyor” şeklinde konuştu.
‘Mahkemeler aşiret uzlaşmasına kapı aralıyor’
Razawe Guli, yetkililerin kadınlara yönelik şiddet istatistiklerini gizlediğini belirtti. “Bugün kadınlar mahkemelerde de şiddetle karşı karşıya kalıyor,” diyen Razawe Guli, şöyle devam etti:
“Birçok dava mahkemede sonuçlandırılmak yerine yasa yoluyla ‘arabuluculuk’ adı altında aşiret uzlaşmasına yönlendiriliyor. Kadınların sorunları mahkemede çözülmüyor; aileler aşiret uzlaşmasına başvuruyor. Bu süreçte de kadınlara yönelik şiddet uygulanıyor. Mahkemeler kadın davalarını yasa kapsamında çözmediği sürece kadınlar şiddete maruz kalmaya devam edecek. Kadınlar bu durumu değiştirmek için çaba göstermelidir.”
‘Haklarımızı savunmak geri çekilme ile sonuçlanıyor’
Razawe Guli değerlendirmesine şu sözlerle devam etti:
“Şiddetin azaltılması toplumun ve bireyin bilinç düzeyine bağlıdır. Kürt kadınları tarihin her döneminde şiddetle karşı karşıya kalmıştır. Bu şiddet hala toplumun tüm bireylerinin hayatını etkiliyor. Ancak kadınlar bu şiddetin sürmesine izin vermedi; şiddeti azaltmak için mücadele etti. Fakat bugün şiddete karşı durma konusunda geri adımlar atılıyor. Eskiden bir çocuk ya da kadın toplum içinde şiddete maruz kaldığında insanlar buna izin vermezdi. Ama bugün şiddet artmış durumda. Eskiden zorla evlendirme daha azdı, bugün ise daha da yaygınlaştı. Bu durum, haklarımızı savunma mücadelesinin geri çekilmesine neden oluyor. Biz bireylerin bilinçlenmesi yoluyla şiddetin azaltılması için çalışıyoruz. Amacımız, gelecekte kadınların ve çocukların erkek egemen zihniyetten uzak, huzurlu bölgelerde yaşamalarını sağlamaktır. Biz geleceğin huzurlu yaşamının yaratıcıları olmak istiyoruz.”