Federal Kürdistanlı avukat: Ruhsatsız silah kullanımı kadın katliamlarını artırıyor

Federal Kürdistan Bölgesi’nde kadınlara yönelik şiddetin giderek arttığını belirten Avukat Dashne Osman Qadir, kadın katliamlarının artışında dijital şiddet, hukuki boşluklar ve bireysel silahlanmanın etkili olduğunu belirtiyor.

HELEN AHMAD

Silêmanî – Federal Kürdistan Bölgesi’nde kadınlara yönelik şiddet giderek artıyor. Bu durum, toplumsal ve hukuki yapılara işlemiş eril bir zihniyetle bağlantılı bir tablo ortaya koyuyor. Erkek egemen yönetim anlayışı kadınların baskı altında tutulmasına zemin hazırlarken, bazı kadın katliamlarının örtbas edilmesi, davaların siyasi müdahalelerle yönlendirilmesi ve faillerin düşük cezalarla serbest kalması dikkat çekiyor.

Bireysel silahlanma katliamları artırıyor

Avukat Dashne Osman Qadir, kadın katliamlarının mahkemelerde en tehlikeli olgular arasında değerlendirildiğini söyleyerek, gayri resmi bilgilere göre Federal Kürdistan Bölgesi’nde bir yılda 50’den fazla kadın katliamının olduğunu söyledi. Dashne Osman Qadir, kadın katliamlarının artmasının nedenleri arasında aile içinde eğitim düzeyinin düşük olması ve evlerde ruhsatsız silah bulundurulması olduğunu kaydetti. Kadınların evlerinde hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kaldığını aktaran Dashne Osman Qadir, ruhsatsız silahların kadın katliamlarında sıkça kullanıldığını ve bunun büyük felaketlere yol açtığını vurguladı.

Dijital şiddet

Kadınlara yönelik en yaygın şiddet türlerinden birinin dijital şiddet olduğunu vurgulayan Dashne Osman Qadir, bu tür saldırıların hızla arttığını belirtti. Dijital şiddetin birçok kadını intihara sürüklediğini ve kadın katliamlarını artmasına yol açtığını dile getiren Dashne Osman Qadir, kadınların çevrimiçi ortamda cinsel taciz ve tehditlere maruz kaldığını söyledi. Dashne Osman Qadir, dijital medyada kadınlara yönelik uygunsuz paylaşımların Federal Kurdistan Bölgesi’nde “sessiz bir şiddet biçimi” haline geldiğini kaydetti.

Federal Kürdistan Bölgesi'nde hukukun üstünlüğünün olmamasının kadın katliam sayısında artışa yol açtığına dikkat çeken Dashne Osman Qadir, “Bu koşullarda hukukun kadınlar için bir güç kaynağı olamayacağını görüyoruz. Oysa bölgede tek gerçek güç kaynağının hukuk olması gerekiyor. Davaların siyasi partiler tarafından etkilenebildiğini biliyoruz, ancak biz bu gerçekleri ortaya çıkarmaktan ve değiştirmek için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Ayrıca, 2008 tarihli 6 sayılı Elektronik Cihazların Kötüye Kullanımı Kanunu’nun güncellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Taciz, şiddet ve katliam vakalarına karşı daha güçlü ve etkili yasalar getirilmesi şart” dedi.

Ayrıca Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde mahkemelerde, katliam davaları genellikle 1969 tarihli Irak Ceza Kanunu’nun 111., 405. ve 406. maddeleri uyarınca ele alındığını söyleyen Dashne Osman Qadir, “Ancak şunu söylemeliyim ki, ağır ceza gerektiren az sayıdaki katliam davalarında tutuklamalar uygulanıyor. Federal Kürdistan Bölgesi’nde kadın katliamlarıyla mücadelede bizi sevindiren tek şey, ‘namus’ adı altında yaşanan kadın katliamlarını hiçbir şekilde gerekçelendirmeyen kapsamlı bir yasanın, yani 2002 tarihli 14 numaralı Kanun’un yürürlükte olmasıdır. Irak Ceza Kanunu’nun 409. maddesi her ne kadar bu yaklaşımı zayıflatmış olsa da, bölgede geçerli olan yasa açık: Bir kadın ‘namus’ gerekçesiyle katledildiğinde fail ömür boyu hapis ya da ölüm cezasıyla yargılanır” diye belirtti.