Fas’ta temel hizmet eksiklikleri protesto ediliyor: Kadınların talebi onurlu bir yaşam

Fas’ta temel altyapı eksikliklerine karşı yükselen protestolar, yol, su, sağlık ve eğitim gibi hayati talepleri gündeme taşıdı. Kadınların yer aldığı eylemler, kalkınma politikalarındaki eşitsizliklere ve onurlu yaşam talebine dikkat çekiyor.

HANAN HARITE

Fas- Fas'ın farklı köylerinde son aylarda art arda yaşanan protestolar, ülkedeki temel altyapı eksikliklerini gözler önüne serdi. Hem kadınların hem de erkeklerin katıldığı gösteriler, yol, içme suyu, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim ile asgari yaşam standartlarının sağlanması gibi hayati taleplerin dile getirildiği alanlarda yoğunlaştı. Bu protestolar, yalnızca geçici sıkıntıları değil, aynı zamanda Fas’ın kalkınma politikalarının etkinliği ve bölgeler arası eşitsizlikleri azaltma kapasitesiyle ilgili ciddi soruları da gündeme taşıdı.

Fas'ın merkezindeki Khénifra bölgesinde bulunan Douar Taabith sakinleri, 13 Kasım’da yıllardır çözüme kavuşturulmamış bir talep olan kanalizasyon şebekesinin inşasını talep etmek için il merkezine doğru yürüdü. Protestocular, yaşadıkları sıkıntıların sadece yeterli su temini eksikliğiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda yolların bozulması, kamu tesislerinin yokluğu ve su ile elektrik hizmetlerinin kalitesizliğini de içerdiğini ifade ederek, onurlu bir yaşam talep eden sloganlar attı.

‘Çözüm bulmalı’

Fas'ın merkezindeki Demnate (Azilal eyaleti) Aghandra mahallesinin sakinleri, mahallenin şebekeye bağlı olmasına rağmen içme suyu temininde sık sık yaşanan kesintileri 14 Kasım’da protesto etti. Bu temel hakkın ihlalinin, dışlanmışlık duygularını derinleştirdiğini ifade eden sakinler, sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesini istedi.

Fas'ın kuzeyindeki Taounate eyaletinin Bouarouss sakinleri, susuzluğu ve kötüleşen yaşam koşullarını kınamak için Fez şehrine doğru uzun bir protesto yürüyüşü düzenledi. Yürüyüş engellense de, sakinlerin talepleri su temini, yol altyapısının iyileştirilmesi, ulaşımın sağlanması ve eğitime erişim üzerine odaklandı.

Khenifra vilayetinin Aguelmous beldesine bağlı Ait Azzouz köyü sakinleri de yol ve su eksikliğini protesto etmek için il merkezine yürüyerek, dışlanmadan kaynaklanan acılarını vurgulayan sloganlar attı.

Protestolarda kadınlar öncü

Doğu Fas'taki Figuig vahası ise, su yönetiminin özelleştirilmesine karşı iki yılı aşkın süredir süren protestolara sahne oluyor. Bu, Fas’taki en uzun süreli barışçıl protesto hareketlerinden biri ve kadınlar bu protestolarda önemli bir rol oynuyor. Sadece sembolik olarak katılmakla kalmayıp, yürüyüşlerin ve oturma eylemlerinin ön saflarında yer alarak, su hakkını kolektif ve hayati bir hak olarak savundular.

‘Kadınlar onurlarını savunuyorlar’

Khénifra bölgesindeki Kadın Haklarının Korunması Girişimleri Derneği üyesi insan hakları aktivisti Thuraya Tanani, kadınların bu protestolara katılımının bir tesadüf olmadığını, aksine dağlık bölgelerde kadınların uzun süredir maruz kaldığı dışlanma ve dile getirilmeyen şiddetin bir sonucu olduğunu düşünüyor. Thuraya Tanani, kadınların, su temininden ailelerine bakmaya, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimdeki zorluklara kadar günlük olarak karşılaştıkları temel altyapı eksikliği nedeniyle her şeyden önce "onurlarını savunmak" için sokaklara döküldüklerini belirtti.

‘Yük kadınların omuzlarında’

Kadınların Khénifra bölgesindeki protestolara katılımının, yıllarca süren günlük acıların sonucunda gelişen kademeli bir farkındalıktan kaynaklandığını açıklayan Thuraya Tanani, “Temel hizmetlerin eksikliği nedeniyle yükün büyük kısmını kadınlar taşıyor. Kadınları protestoya iten şey, geçici bir öfke anı değil, derin bir dışlanma ve sosyal adaletsizlik duygusudur" dedi.

Thuraya Tanani, kadın ve kız çocuklarının çoğunun, özellikle kuraklık veya doğum dönemlerinde, sert hava koşullarında uzun mesafeler kat ederek okula veya sağlık merkezlerine ulaşmak zorunda kaldığını ve bu durumun onları sayısız riske maruz bıraktığını belirtti. Thuraya Tanani, "Bu hizmetlerin yokluğu, yeterli ve erişilebilir sağlık tesisleri mevcut olsaydı önlenebilecek ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar sessizliğin reddini yansıtıyor’

Thuraya Tanani, sözlerine şöyle devam etti:

“Kadınlar akademik anlamda siyasi veya hukuki bir eğitim almamış olsalar da, günlük deneyimlerinden kaynaklanan ve ailelerine ve yaşamlarına karşı sorumluluk duygusundan doğan bir farkındalığa sahipler. Bu toplumda kadınlar hala su taşıma, çocuk yetiştirme ve kırsal kesimdeki yaşamın sert gerçekleriyle başa çıkma yükü altında eziliyorlar. Bu görünmez gerçeklik, kadınlar arasında benzersiz bir protesto bilinci yarattı ve onları onurlarını savunmak için sokaklara çıkmaya ittiği. Kadınların protestosu temelde insani bir eylem ve dayatılan sessizliğin reddini yansıtıyor.”

‘Kadınların sesleri duyulmayı hak ediyor’

Kadınların farkındalığının teorik veya ideolojik bir farkındalık olarak değil, onur duygusundan ve kendi vatanlarında insanca yaşama arzusundan kaynaklanan bir farkındalık olduğunu sözlerine ekleyen Thuraya Tanani, kadınların ortaya koyduğu protestonun, onurlu bir yaşam hakkının ve devam eden dışlanmayı reddetmelerinin meşru bir ifadesi olduğunu dile getirdi. Thuraya Tanani, sözlerinin sonunda, "Kadınların sesleri duyulmayı hak ediyor. Kadınların talepleri, adil ve eşitlikçi kamu politikalarına dönüştürülmeyi hak ediyor" dedi.