Fas’ta kadınlara ‘eve dönün’ çağrısına yanıtı yine kadınlar verdi
Fas eski Başbakanı Abdülilah Benkiran’ın kadınların kamusal yaşamdan çekilmeleri çağrısına kadınlar yanıt verdi. Kadınlar, haklarına yönelik söylemleri kabul etmediklerini belirtti.

HANAN HARET
Rabat - Fas’ta eski Başbakan Abdülilah Benkiran’ın kadınlara “evlerine dönmeleri” çağrısı yapması, ülkede kadın-erkek eşitliği konusunda tartışmalara neden oldu. Kadınlar Abdülilah Benkiran’ın kadınların çalışmalarının uygun olmadığı açıklamasını “gerici ve tehlikeli” buldu.
Abdülilah Benkiran’ın söylemleri Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ekonomik ve sosyal zorlukların kadınları yeniden geleneksel rollere itmeye başladığı bir dönemde geldi. Kadın hak savunucuları zorluklarla elde edilmiş kazanımların korunması ve kadınların kamusal alandaki varlığını zayıflatacak her türlü söylemin reddedilmesi gerektiğini vurguluyor.
‘Kadınlar bakım rollerine itilmek isteniyor’
Kadın Hakları için Mücadele ve Yurttaşlık Derneği yaptığı yazılı açıklamada, bu tür ifadelerin bölgesel ölçekte kadın haklarını kültürel, dini veya ekonomik gerekçelerle baskı altına alma girişimlerinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirtti. Dernek, Abdülilah Benkiran’ın sözlerini “siyasi ve ahlaki bir gerileme” olarak nitelendirerek, Fas’ın imzaladığı uluslararası sözleşmelere, özellikle Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne (CEDAW) uyulması çağrısında bulundu. Derneğin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Toplumsal krizin nedeni kadınların kamusal alandaki varlığı veya zorunlu da olsa ekonomik katılımı değil. Sorun, adil ekonomik alternatifler ve gerçek bir sosyal koruma sağlamayan kamu politikalarındadır. Kadınları zorla bakım rollerine geri itmek çözüm olamaz.”
‘Kadınların yeteneklerini geliştirmek zorunluluktur’
Kadın güçlendirme ve psikososyal destek alanında çalışan sivil toplum gönüllüsü Samira Labid, ‘kadının yeri evde’ anlayışını pekiştiren söylemlerin birçok kadının eğitim, iş ve kişisel gelişimden uzaklaşmasına neden olabileceğini belirtti ve “Kadınları desteklemek, kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak şart” dedi. Samira Labid, şu değerlendirmede bulundu:
“Biz sahada çalışan bir sivil toplum olarak biliyoruz ki, kadın eğitim ve ekonomik bağımsızlığın önemini ancak bunları kaybettiğinde anlıyor. Bizim görevimiz ona bu hakların değerini hatırlatmak ve ülkenin kalkınmasında eşit ortak olduğunu göstermek.”
Kadınların aile içi rollerinin önemini reddetmediklerini ancak asıl meselenin “kadının nerede olması gerektiği” değil, “kendi hayatına dair seçim özgürlüğü” olduğunu vurgulayan Samira Labid, engellerin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.
Haklar hala kırılgan
Fas eski Başbakanı Abdülilah Benkiran’ın sözleri geniş tepki toplasa da, kadın haklarının hâlâ kırılgan olduğu ülkede toplumsal cinsiyete duyarlı kamu politikaları da net değil. Bu durum açıklamayla da bir kez daha gün yüzüne çıkarken, kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsiliyetinin zayıf olması da bu kırılganlığı pekiştiriyor. Fas’taki tartışma, bölgesel ölçekte de benzer bir bağlamda yürütülüyor. Kadınların kamusal alandaki yerinin, artan popülist politikalar, gerileyen modernleşme söylemleri ve kültürel muhafazakârlığın yükselişi karşısında korunması; yalnızca “biçimsel eşitlik” değil, aynı zamanda herkes için daha adil bir gelecek mücadelesi olarak görülüyor.