Fas’ta eğitim kurumlarında şiddet: Öğretmen Hacer El-Ayader katledildi
Fas’ta Fransızca öğretmeni Hacer El-Ayader’in katledilmesine tepki gösteren kadınlar, eğitim ve siyaset alanındaki aktörlerden şiddetin asıl nedenine inilerek, ortadan kaldırılması için adım atılması çağrısı yaptı.

HANAN HARITE
Fas- Fas’taki eğitim kurumları, uzun bir süredir kadın öğretmenler için güvenli alanlar olmaktan çıktı. Fiziksel ve psikolojik güvenliği tehdit eden, giderek artan şiddet dalgası, eğitim sistemindeki kurumsal koruma mekanizmalarının ne denli kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. Bu endişe verici tablonun en çarpıcı örneği ise Fransızca öğretmeni Hacer El-Ayader’in uğradığı saldırıyla yeniden gündeme geldi. Hacer El-Ayader, Fas’ın Erfoud kentinde 27 Mart’ta öğrencilerinden biri tarafından sokakta kesici bir aletle saldırıya uğradı. Ağır yaralanan öğretmen, Fes kentindeki Hasan II Üniversitesi Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Haftalar süren yaşam mücadelesinin ardından, 13 Nisan’da hayatını kaybetti. Saldırı anını gösteren videonun dijital medyada yayılmasıyla kamuoyunda büyük bir öfkeye yol açtı.
Kadın Hakları Dernekleri Federasyonu Başkanı Samira Mouhia, eğitim kurumlarında kadınlara yönelik şiddetin nedenlerine dikkat çekti.
Eğitim kurumlarında şiddet artıyor
Yaşananların münferit olaylar olmadığını vurgulayan Semira Mouhia, güvenli olması gereken alanlarda şiddetin yaygınlaşmasının kaygı verici bir gösterge olduğunu belirtti. Samira Mouhia, "Fas'taki kadın öğretmenler hem kurumlarında hem de dışarıda sürekli olarak saldırılara maruz kalıyorlar. Bu durum, bu olguyu tüm ciddiyetiyle ele almak için kapsamlı bir toplumsal yanıt gerektiriyor. Eğitim kurumları ve özellikle kadın eğitmenlerin güvenliğini garanti altına alacak etkili koruma mekanizmaları bulunmuyor" dedi.
‘Şiddetin köküne inilip, harekete geçilmeli’
Kadın katliamlarına karşı, insan hakları örgütleri, eğitim ve siyaset alanındaki çeşitli aktörlerin katılımıyla açık bir ulusal tartışma yapılması gerektiğini vurgulayan Semira Mouhia, bu yapısal şiddetin altında yatan nedenlerin ortaya konması ve kökenine inilerek ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılması çağrısında bulundu. Semira Mouhia, ayrıca, eğitim personeli ve öğrencilere yönelik koruma ve önleme mekanizmalarının devreye sokulması ile psikolojik destek sağlanmasının önemine dikkat çekti.
Öğretmen Hacer El-Ayader’in katledilmesiyle ilgili sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyleyen Semira Mouhia, "Eğer sorumlular cezalandırılmazsa, bu durum eğitim kurumlarında güvenlik eksikliklerini ve kadınlara yönelik şiddet kültürünü tartışmaya açmak için toplumu harekete geçirecek bir uyanış olmalıdır" sözlerine vurgu yaptı.
‘Dışlanma ve ihmalin sonucu olarak şiddet artıyor’
Genç Kadınlar Demokrasi Derneği üyesi Ibtissam Tabbat da, kadın öğretmenlere yönelik şiddetin, Fas’taki eğitim politikalarının doğasında derin yapısal bir soruna dayandığını belirtti. Yaşananların, yıllarca biriken dışlanma ve ihmalin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ifade eden Ibtissam Tabbat, "Okul şiddeti bu anın bir ürünü değil, aksine yıllardır uygulanan eğitim politikalarının bir uzantısıdır” diyerek, Fas’ta eğitimde reform adı altında bazı dayatmaların da krizlere neden olduğunu ifade etti.
‘Yeni kararlar öğretmenlerin statüsünü iyileştirmeyi amaçlamıyor’
Eğitim sistemindeki gelişmelerin, öğretmenlerin statüsünü iyileştirmeyi amaçlamadığını söyleyen Ibtissam Tabbat, "Eğitim alanındaki yeni kararlar uygulandıkları diğer ülkelerde bile başarısız olmuş. Fas’a uyarlamaya çalıştığımızda ise, eğitim sistemimizi etkileyen sorunların üstesinden gelemediler. Ülkemizde eğitim reformunu gerçekleştirmeye çalışanlar, bunun sadece müfredat reformu anlamına geldiğine inanıyorlardı, ancak bunun yanlış olduğu kanıtlandı. Gerçekte durum böyle değil. Her ülkenin biriktirdiği değerleri, değerler hiyerarşisini ve toplumdaki her bireyin sosyal statüsünü dikkate almayan bir eğitim reformu, bizi çarpık bir eğitim sistemine sürükledi."