Qamişlo- Heyet Tahrir El-Şam’ın (HTŞ) Suriye’nin geçici yönetime gelmesiyle birlikte, hiçbir halkın ya da inancın hakları tanınmadı. HTŞ’nin geçici olarak Şam’ın yönetimini devraldığı dönemde, farklı inançlara sahip gruplara yönelik her türlü insanlık dışı uygulama hayata geçirildi. Bu politikalar, onların cihatçı ve aşırı milliyetçi yüzünü bir kez daha ortaya koydu.

HTŞ’nin nihai amacı, inançları ve kimlikleri tamamen yok sayarak, Suriye’de radikal İslam’ı hayata geçirmek olarak ifade ediliyor. Suriye İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanı Evîn Cuma, konuyla ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 

‘Katliamların önü açıldı’

HTŞ'nin radikal İslamcılardan oluştuğunu ve başından beri Suriye'de tek bir millet, tek din ve tek mezhep kurmak istediğini söyleyen Evîn Cuma, “Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Komutanı ile imzalanan anlaşma bölgeyi ve tüm bileşenleri korumak üzerineydi. Anlaşma imzalanmış olmasına rağmen herhangi bir değişiklik görmedik. Tüm inançların hakları bu yapı içinde kabul edilmedi, kadın ve çocukların hakları net değil. Bu nedenle katliamların önü açılmış durumda. Şu ana kadar Suriye’de gerçek ve adil bir çözüm hayata geçirilmiş değil” ifadelerinde bulundu. 

‘Atılan adımlar hayatı zorlaştırıyor’

Alınan kararların sorunlu hale geldiğini ve halka sıkıntı yarattığını dile getiren Evîn Cuma, Suriye’nin kıyı kesimlerinde yaşanan katliamla ilgili bir komite kurmaları gerektiğini ancak şu ana kadar hiçbir şey yapılmadığını, binlerce kişinin katledildiğini ve yerinden edildiğini hatırlattı. Evîn Cuma bölgedeki sorunlar hakkında, "Katliamın sorumlusunun kim olduğu hala belirsiz. Atılan adımlar hayatı zorlaştırıyor. Bölgedeki güvenlik durumu istikrarlı değil. Çok sayıda sorun var ve şu ana kadar bir çözüm bulunamadı. Yönetimde tüm bileşenlerin temsilcileri olmalı ama kimse seçilmedi. Bu yaklaşım yeterli değil ve bir çözüm yaratmıyor" sözlerine dikkat çekti.

‘Saldırılar resmi olarak kabul edilmedi’

Ayrıca Suriye'deki insan hakları ihlalleri, suç ve olayların belgelenmesi hakkında da konuşan Evîn Cuma, şunları söyledi: “Suriye’nin kıyı kesimlerinde yaşanan ihlallerle ilgili birçok olay kaydedildi ve bunların çoğu BM’ye ulaştırıldı. Özellikle Alevi toplumu birçok belge gönderdi. Ayrıca Heyva Sor a Kurd’un kıyı kentlerine yaptığı ziyaretler sırasında bizlere birçok ihlal belgesi ulaştırıldı. Suriye’nin kıyı kentlerinde ve ülkenin farklı kentlerinde binlerce kayıp ve katliam var. Şimdiye kadar yaşanan katliamlar ve saldırılar resmi olarak kabul edilmedi.”

‘IŞİD'in yeniden canlanma tehlikesi hala devam ediyor’

Sözlerinin sonunda Birleşmiş Milletler'e seslenen Evîn Cuma, "Bu olaylara ve suçlara ciddi yaklaşmalılar. Suriye'deki unsurlar tek bir mezhep haline gelip yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Kadınlar için de tehlikeler var. Anayasa'nın doğru bir şekilde ele alınması gerekiyor. Sahil kesimlerde işlenen katliamların başka yerlerde de yaşanmaması için engellenmesi gerekiyor. Çünkü IŞİD'in yeniden canlanma tehlikesi hala devam ediyor" uyarısında bulundu.