DFG’nin 2024 raporu: 118 gazeteci gözaltına alındı, 26’sı tutuklandı
DFG’nin 2024 yılı gazetecilere yönelik raporun göre 118 gazeteci gözaltına alındı,26’sı tutuklandı. 67 gazeteciye 149 yıl 9 ay hapis cezası, 5 bin 260 habere erişim engeli getirildi.
Amed - Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 2024 yılı gazetecilere yönelik hak ihlali raporunu açıkladı. Aynı zamanda 5’inci kuruluş yıldönümünü de kutlayan DFG’nin açıklamasına, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), DİSK Basın-İş ve gazeteciler katıldı. DFG binasında yapılan açıklamada "Gazetecilik suç değildir" pankartı açıldı.
Raporun Kürtçesini DFG üyesi Bilal Güldem ve Türkçesini de DFG Yönetim Kurulu (YK) üyesi Medine Mamedoğlu okudu.
DFG’nin kurulduğu günden bu yana gazetecilere yönelik haksızlık ve baskılara karşı mücadele ettiğini dile getiren Medine Mamedoğlu, "Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, aradan geçen 5 yılda önemli çalışmalara imza atarak, gazetecilik alanında bir referans kuruluş haline geldi. Hem mesleki hem de hukuksal anlamda birçok meslektaşımıza dokunabildik. Bu vesileyle bu çalışmalarda emeği geçen yönetici ve üyelerimiz ile desteğini bizden esirgemeyen tüm dostlara bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyor, DFG’nin kuruluşunu bir kez daha kutluyoruz” dedi.
118 gözaltı
2024 yılında da gazetecilik mesleğiyle birlikte basın ve yayın kurumlarına yönelik baskı ve yasakların yoğun bir şekilde yaşandığına dikkat çeken Medine Mamedoğlu,“Henüz yılın ilk iki ayında gazetecilere dönük hem İzmir’de hem İstanbul’da operasyonlar gerçekleştirilerek, çok sayıda meslektaşımız gözaltına alındı. Bu da bize iktidarın, 2024 yılında yargı sopasını gazetecilerin üzerinden hiç eksik etmeyeceğini gösterdi. Öyle de oldu. Şubat ayında İzmir’de 8 gazeteci, Nisan ayında Kürt Gazeteciler Günü’nün hemen akabinde İstanbul’da 9 gazeteci, Kasım’da sadece haber yaptıkları için ve bu haberler karşılığında telif aldıkları için çoğunluğu serbest çalışan 14 gazeteci, Aralık’ta ise Wan ve İstanbul’da meslektaşlarının katledilmesini protesto eden 41 gazeteci gözaltına alındı. Bu kapsamda 2024 yılında 118 gazeteci gözaltına alındı. Gözaltına alınan 118 gazeteciden 26’sı tutuklandı” diye belirtti.
Yargılamalar
Gazetecilere yönelik şiddetin de sürdüğü yıl boyunca, yaşanan hak ihlalleri Medine Mamedoğlu, şöyle sıraladı: “Meslektaşlarımızdan 91’i haber takibi sırasında engellenirken, 62’si kötü muameleye maruz kaldı. 47 gazetecinin saldırıya uğradı, 79 meslektaşımız tehdit edildi. 74 gazeteciye soruşturma açılırken, 55 kişinin soruşturması davaya dönüştü. 442 dosyada gazeteciler yargılanırken, 67’sine toplam 149 yıl 9 ay hapis cezası verildi. İstanbul’da Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın fotoğraflarını taşıdıkları için 7 gazetecinin tutuklanması ile birlikte Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı 43’e ulaştı.
Gazeteciliğe yönelik baskı ve ihlaller devam ederken, iktidar bununla da yetinmeyerek 9’uncu yargı paketiyle birlikte ‘etki ajanlığı’ adlı maddeyi yasalaştırmayı amaçladı. Bu madde ile gazetecilik bir kez daha kıskaca alındı. Siyasi iktidar başta olmak üzere güç odaklarını rahatsız edecek bilgileri topluma aktaran her bir gazeteci bu madde kapsamında yargılanacak, hapsedilecekti. Elbette bu madde sadece gazetecileri kapsamayacak, dijital medya platformlarında fikir ya da bilgi paylaşımı yapan herkes bu kapsamda yargılanabilecekti. Meslek örgütleri ve kamuoyu, bu maddeye karşı önemli bir direnç gösterdi, maddenin yasallaşmasının önüne geçti. Ancak AKP iktidarı, tepkilerden dolayı maddenin ismini ‘Casusluk Yasası’ yaparak, tekrar Meclis’e sundu. Yine meslek örgütlerinin direnci ile karşılaşan iktidar, geri adım attı.
5 gazeteci katledildi
AKP-MHP iktidarının ifade ve düşünce özgürlüğüne saldırıları sadece Türkiye sınırları içerisinde kalmayıp gazetecilik faaliyetlerini sürdüren Kürt gazetecileri hedef almıştır. Kürtlere karşı savaşı, Federe Kürdistan’a taşıyan iktidar, Federe Kürdistan’daki ortağı KDP ile gazetecilere dönük kapsamlı bir baskı politikası uyguladı. Bu saldırıları özetlersek; 8 Temmuz’da Türkiye SİHA ile Şengal’de ÇIRA TV Muhabiri Medya Hasan, ÇIRA FM Muhabiri Mirad Mîrza ve araç sürücüsü Xelef Xidir’a saldırdı. Saldırıda Mirad Mîrza yaşamını yitirdi.11Temmuz’da KDP, Zoom Medya muhabiri Hejîn Fetah, bir kameraman ve kendilerine eşlik eden şoförü alıkoydu. Federe Kurdistan’a fotoğraf çekmek amacıyla giden Fotoğrafçı Murat Yazar, 14 Temmuz’da Zaxo’da KDP asayişi tarafından gözaltına alındı. 23 Temmuz’da Süleymaniye asayişi, Rojnews muhabiri Dêrin Rehîm’i gözaltına alarak ekipmanlarına el koydu. 23 Ağustos’ta Türkiye, Süleymaniye'nin Seyyid Sadık bölgesinde sivil bir aracı bombaladı. Bombalanan araçta bulunan gazeteciler Hêro Bahadîn ve Gülistan Tara hayatını kaybetti. Ve son olarak 19 Aralık’ta Türkiye’ye ait SİHA’lar, Kuzey ve Doğu Suriye’nin Tişrîn bölgesinde üzerinde ‘basın’ yazan bir araca saldırıda bulundu. Bu saldırıda gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin yaşamını yitirdi.
Erişim engelleri
Sansür politikaları, BİK, RTÜK ve mahkeme kararları ile adeta bir cezalandırma aracına dönüştü. Erişim engeli, toplatma ve program durdurma cezaları ile basın ve ifade özgürlüğü ağır bir hal aldı. Bu kapsamda 2024 yılında, 501 internet sitesi kapatılırken 5 bin 260 habere erişim engeli getirildi. Yılın son üç ayında ise toplatma kararları devreye konularak 50 gazete ve dergi için toplatma kararı verildi.
Erişim engelinden sanal medya da nasibini aldı. Ağustos ayının ikinci gününde milyonlarca kullanıcısı olan Instagram kapatıldı. Yine Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam gazetesi gibi özgür basın geleneğini temsil edilen siteler defalara erişim engeli ile karşı karşıya kaldı. 2024 yılında bin 92 sanal medya içeriği erişime engellendi.”
Gazetecilerin de saldırılara karşı direniş gösterdiğini ifade eden Medine Mamedoğlu, "2024 yılında sansürden haber takibinin engellenmesine, tutuklamalardan basın ve medya organlarına yönelik baskılara kadar tüm engellemelere rağmen, gazeteciler karşı karşıya kaldıkları saldırılara direndi. Gülistan Tara, Hêro Bahadîn, Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın katledilmesi ile özgür basının sesi kısılmak istense de güçlü bir dayanışma ruhu çıkarak, saldırılara karşı birleşik bir mücadele verilmiştir. Başta özgür basın emekçileri olmak üzere onurlu gazeteciler bu saldırılar karşısında kalemi, fotoğraf makinesi ve kamerasını hakikatten yana tutarak, gerçeğin karartılamayacağını ortaya koydu. Bizler de kurulduğumuz günden bu yana söylediğimiz gibi ‘Özgür basın özgür toplum’ demeye devam edeceğiz" ifadesinde bulundu.