ZEYNEP XELİF

Dêrazor- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı tüm dünyada yankı buldu. Bu tarihi çağrı büyük bir heyecanla karşılanırken, Ortadoğu coğrafyasında çatışma süreçlerinin nasıl sonlanacağına dair de tartışmaların önünü açtı.

Dêrazorlu kadınlar Abdullah Öcalan’ın çağrısının sahiplenilmesini isterken aynı zamanda tecridin sona ermesini ve özgürlüğünün sağlanması taleplerini dile getirdi. Hatice El-Abdullah, Abdullah Öcalan’ın çağrısının savaş, çatışma ve siyasi mücadelelerin ağır bedellerini ödemiş bir şehir olan Dêrazor’da geniş yankı bulduğunu anlattı.

Hatice El-Abdullah, "Acıların ortasında yaşayan kadınlar olarak, bu çağrıya gerçekçi ve açık fikirli bir şekilde yaklaşıyoruz, çünkü bu çağrı bölge tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor" dedi.

‘Gerçek barış irade gerektiren kolektif bir kararlılıktır’

Hatice El-Abdullah, Abdullah Öcalan’ın çağrısına desteğini açıklayarak çağrının köklü değişiklikler yaratacağını dile getirdi. Hatice El-Abdullah, konuşmasına şu sözlerle devam etti:  

“Gerçek barış, tüm tarafların siyasi ve toplumsal iradesini gerektirir. Önder Öcalan'ın söylemindeki bu değişimi, özellikle de silahlardan vazgeçip anlaşmazlıkları çözmenin bir yöntemi olarak siyaseti benimsemesini takdir ediyoruz. Hiçbir toplum, diyalog ve uzlaşma için alan yaratılmadan toparlanamaz ya da savaşın enkazından kalkamaz. Gerçek barış, yalnızca bir niyet beyanı değil; tüm tarafların gerçek siyasi ve toplumsal iradesini gerektiren kolektif bir kararlılıktır."

Kadınlar sürece katılmalı

Hatice El-Abdullah, Dêrazor gibi kırılgan ve toplumlar arası güvenin zayıf olduğu ortamlarda çağrının politik olarak uygulanmasının önemine işaret etti. Süreç içinde atılması gereken adımların konuşulduğunu hatırlatan Hatice El-Abdullah, Türkiye’nin bu konu da hazır olup olmadığının hala bilinmediğini ifade etti. Hatice El-Abdullah, kadınların ve sivil toplum alanının sürece aktif bir şekilde dahil edilmesini istedi.  

‘Barış uzun bir yolculuk’

Hatice El-Abdullah, süreçle birlikte Abdullah Öcalan’ın da özgürlüğünün toplumsal açıdan önemine dikkat çekerek "Bu ilke, kadınların sesinin duyulduğu ve toplumsal adaletin yeniden tesis edildiği adil bir toplum inşasının temel taşını oluşturmaktadır. Adil bir barışın tek taraflı olarak inşa edilemeyeceğini; aksine, somut adımlar, geçmişle hesaplaşma ve gelecek için güvenceler gerektiren uzun bir yolculuk olduğunu hatırlatıyoruz" diye konuştu.  

Bölgenin karşı karşıya olduğu siyasi ve toplumsal yapı düşünüldüğünde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısı tüm zorluklara rağmen Dêrazor ve diğer kentlerden halklara umut veriyor. Kadınlar bu tarihi çağrı karşısında sorumlulukla adım atılmasını istiyor.