Dêrazor’da eşbaşkanlık sistemi ile kadınlar daha güçlü
Kadının güçlendirilmesi yolunda köklü bir dönüşümü simgeleyen eşbaşkanlık sistemi, Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde toplumsal ve kültürel engelleri aşarak kadına siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda öncülük rolü kazandırmada başarılı bir model oldu.

ZEYNEP XELİF
Dêrazor- Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama yolunda tarihi bir adım olarak eşbaşkanlık sistemi, kadının güçlendirilmesinde benzersiz bir örnek sundu. Dünyada ilk kez bu düzeyde uygulanan eşbaşkanlık sistemi kadın ve erkeğin karar alma süreçlerinde eşit ortaklığını garanti altına alarak adil ve dengeli bir toplum inşasına katkı sağlıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de uygulanan bu sistem ile özgür, demokratik bir toplum inşasında kadınlar öncülük yapıyor.
Kadın özgürlüğü yolunda nitelikli sıçrama
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrazor Kantonu Yürütme Meclisi yönetim üyesi Rehmet Elî, eşbaşkanlık sisteminin uzun yıllar süren dışlanmadan sonra kadının güçlendirilmesinde nitelikli bir dönüşüm yarattığını belirtti. Toplumsal ve kültürel kısıtlamalar nedeniyle kadınların siyasi ve idari katılımının engellendiğini hatırlatan Rehmet Elî, sistemin uygulanmasında ciddi zorluklarla karşılaşıldığını vurguladı.
Rehmet Elî, toplumun ataerkil yapısının başlangıçta güçlü direnç gösterdiğini, ancak kadınların adalet ve eşitliğe olan inancı sayesinde engellerin aşıldığını belirterek, “Bugün bambaşka bir tablo var; Dêrazor’da kadın, siyasi karar mekanizmalarında, ekonomik kurumlarda, toplumsal meclislerde ve hatta askeri alanlarda aktif. Bu kazanımlar zor bir sosyal ortamda elde edildi” dedi.
Dêrazor’da kadınların eşbaşkanlık sistemine katılım oranının yüzde 25 olduğunu, bu oranın geleneksel bir toplum yapısında önemli bir başarıyı temsil ettiğini söyleyen Rehmet Elî, eşit temsiliyete ulaşma hedefinin sürdüğünü ifade etti.
‘Yıllarca süren bir mücadelenin sonucu’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncesinin, kadınlarda fikri bir dönüşüm yarattığını ve bağımlılığı reddeden, eşitlik isteyen yeni bir kadın bilincinin oluşmasına katkı sunduğunu vurgulayan Rehmet Elî, Suriye devriminin özünde bir kadın devrimi olduğunu belirtti. Rehmet Elî, “Kadın kazanımları bir lütuf değil, yıllarca süren mücadelenin ürünüdür” dedi.
Rehmet Elî, bu demokratik modelin Suriye’nin yeni yapısında benimsenmesi gerektiğini, böylelikle ayrımcılık ve dışlamadan uzak, adil bir toplumun inşasında olumlu etkiler yaratacağını ifade etti.
‘Eşbaşkanlık kadını özgürleştiren ve eşitliği tesis eden küresel bir modeldir’
Öz Savunma Güçleri üyesi Meryem El-Ehmed, eşbaşkanlık sisteminin dünyada benzeri olmayan bir model olduğunu ve yalnızca Kuzey ve Doğu Suriye’de uygulandığını hatırlattı. Meryem El-Ehmed bu sistemin, kadının özgürleştirilmesini ve kamusal hayatta tam rol almasını hedefleyen Özerk Yönetim projesinin en önemli başarılarından biri olduğunu ifade etti.
Abdullah Öcalan’ın özgürlükçü fikirlerinin, bu sistemin temelini oluşturduğunu belirten Meryem El-Ehmed, Dêrazor’daki kadınların belediyelerden meclislere kadar tüm kurumlarda aktif roller üstlenebildiğini söyledi.
“Eşbaşkanlık sistemi, kadına sadece sembolik bir varlık kazandırmadı; onun doğrudan yönetimde yer almasını sağladı” diyen Meryem El-Ehmed, bu modelin gerçek cinsiyet eşitliği sağladığını ve toplum yönetiminde katılımcı bir yapı yarattığını dile getirdi.
Bu projenin yalnızca Kuzey ve Doğu Suriye’ye özgü kalmaması, başta Ortadoğu olmak üzere diğer ülkelerde de uygulanması gerektiğine dikkat çeken Meryem El-Ehmed, kadınların cesaretli ve kararlı olmalarını, haklarından vazgeçmemelerini istedi. Meryem El-Ehmed devamında şunları ekledi: “Güçlü kadın, güçlü toplum yaratır. Özgürlük ve eşitlik yolculuğunda zayıflığa yer yok.”
‘Eşbaşkanlık adalet ve eşitliğin pratikteki halidir’
Zenubya Kadınlar Topluluğu üyesi Zehra El-Taye, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadının binlerce yıl süren kayıplarını telafi ederek konumunu ve haklarını geri kazandığını belirtti. Zehra El-Taye, kadının eşbaşkanlık modeliyle kamusal hayata tam katılım hakkı elde ettiğini ifade etti.
Demokratik ve özgürlükçü düşüncenin somut bir uygulaması olan bu sistem sayesinde kadınların eğitim, hizmet ve toplumsal alanlarda karar verici konumlara geldiğini belirten Zehra El-Taye, Abdullah Öcalan’a “kadına yeniden hayat verdiği” için teşekkür etti.
Ancak kadının hâlâ karar mekanizmalarının merkezinde tam anlamıyla yer almadığını vurgulayan Zehra El-Taye, bu nedenle kadınların öncülük konumlarına sıkı sıkıya sarılmaları ve kararlarını kendilerinin vermeleri gerektiğini şu sözler ile ifade etti: “Eşbaşkanlık bir slogan değil, adalet ve eşitliğin pratikteki halidir.”
Kadınların güçlü, kararlı ve adaletin savunucusu olmaları gerektiğini söyleyen Zehra El-Taye, güçlü kadının güçlü nesiller yetiştirdiğini ve sağlam toplumun, konumunun bilincinde olan bir kadınla başlayacağını dile getirdi.
Hejin’deki Demokratik Halklar Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Heba El-Gannam, Abdullah Öcalan’ın temellerini attığı eşbaşkanlık sisteminin dünyada eşi benzeri olmayan bir örnek olduğunu söyledi. Heba El-Gannam bu sistemin, kadın ve erkek arasında karar alma süreçlerinde gerçek bir ortaklığı somutlaştırdığını belirtti.
'Kadın bu sistemin temel direklerinden’
Toplumsal ve kültürel engellere rağmen kadının ısrarı ve iradesi sayesinde yönetim kademelerinde yer bulduğunu vurgulayan Heba El-Gannam, şöyle konuştu: “Bugün Dêrazor Kantonu’nda kadınlar eşbaşkanlık görevlerinde bulunuyor, stratejik karar alma süreçlerinde aktif rol alıyor. Bu ilerleme, kadının sistemin bir parçası değil, temel direklerinden biri olduğunu gösteriyor.”
Kadının bu sistemdeki rolünün şekli değil, kurucu olduğunu vurgulayan Heba El-Gannam, “Kadın artık karar süreçlerinde yer alıyor, toplumun tamamını etkileyen politikaların belirlenmesinde söz sahibi” diyerek, bunun toplumun dönüşümünün mümkün olduğunu kanıtladığını ifade etti.
Yeni Suriye’de bu modelin yaygınlaştırılmasının, adil ve dengeli bir toplumun inşası açısından önemli bir adım olacağını kaydeden Heba El-Gannam, kadınların haklarına sahip çıkmaları ve geleceğin inşasında aktif rol almaları çağrısında bulundu.
Heba El-Gannam konuşmasını şöyle tamamladı: “Biz Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar olarak inanıyoruz ki, eşbaşkanlık mücadelemizin sonu değil, yeni bir evresidir. Kadının güçlendirilmesi ve toplumsal rolünün pekiştirilmesi için bu modeli tüm Suriye’ye yaymak istiyoruz. Güçlü kadın, güçlü ve dayanıklı bir toplumun temelidir.”