DEM Parti Kadın Meclisi: Kadını aile içinde tanımlayan politikayı reddediyoruz
DEM Parti Kadın Meclisi ve kadın örgütleri temsilcileri Meclis’te yaptıkları açıklamada, AKP’nin politikalarının kadınları kimliksizleştirmeye dönük olduğunu belirtilerek, “Kadını yaşamın öznesi olarak görmeyen politikayı reddediyoruz” dedi.
![](https://jinhaagency1.com/uploads/tr/articles/2025/02/20250210-823x463cc-ank-10-02-25-dem-kadin-meclisi-aciklama-jfif-crdownload6c4692-image.jpg)
Ankara- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, kadın örgütleriyle birlikte iktidarın düzenlediği “Aile yılı” planı ve kadın kazanımlarına yönelik saldırılarına ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, AKP’nin kadın haklarına ağır saldırıları sonucunda patriyarkal kapitalizmin güç kazandığını belirterek, “Kadının olduğu her yere aileyi yerleştirdi. Ailenin güçlendirmesi politikasının ifade ettiği her politika da bir kez daha kadın hakları, kazanımları gasp ediliyor” dedi.
Nafaka hakkı
Daha sonra Kadın Dayanışma Vakfı üyesi Avukat Candan Dumrul, konuştu. Kadınların nafaka hakkına yönelik saldırılara dikkat çeken Candan Dumrul, Meclis’in ve yargının nafaka konusunda adım atması gerektiğini vurguladı. “Nasıl ki başka meseleleri konuşuyorsak; nafakanın da aynı şekilde konuşulması gerekir” diyen Candan Dumrul, bu konuda çözüme kavuşturulmayan birçok sorun olduğunu belirtti.
‘Aile yılı’ ilan edilmesi saldırıları artırdı
Candan Dumrul’dan sonra Halkevci Kadınlar Üyesi Çiğdem Serin konuştu. İktidarın 2025 yılını “Aile yılı” olarak ilan etmesinin ardından kadın kazanımlarına yönelik saldırılarını daha da arttırdığını belirten Çiğdem Serin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 15 Mayıs Dünya Aile Günü’nde “Ailenin güçlendirilmesi korunması ve vizyon planını” hayata geçirmeye çalıştığını ifade etti. Çiğdem Serin, “Bu eylem planında ailenin güçlendirilmesi, kadınların güçlendirilmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin önüne geçiyor” dedi.
‘Kadını kimliksizleştirmek istiyorlar’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) temsilcilerinden Avukat Esin İzel ise, kadınların hayatlarına, kimliklerine ve varoluşlarına pek çok saldırının gerçekleştiği vurgusunu yaparak, “Özellikle iktidarın aileci politikaları, kadını kimliksizleştirmek istedikleri politikaların kendisidir. Kadını yaşamın öznesi olarak görmeyen, sadece aileye ve erkeğe bağlı ve bunun içerisinde bir varlık tanımlayan bu politikayı reddettiğimizi ifade ediyoruz” dedi.
Son olarak DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya konuştu. Adalet Kaya, şunları ifade etti: “Bugün burada birlikte sesimizi büyütüyoruz. Kendilerinin de belirttiği gibi bugün ülkede kadınlar hayatlarına kimliklerine, bedenlerine ve varoluşlarına dönük pek çok saldırı altındadır. İktidarın aileci politikaları kadınları kimliksizleştirmek isteyen politikaları kendisidir. Kadını özne olarak görmeyen yaşamın dinamiği olarak görmeyen sadece aileye bağlı onun içerisinde bir varlık olarak tanımlayan bu politikayı reddediyoruz.
Diğer yandan nafaka hakkı ya da başka pek çok hakkımız için mücadele veriyoruz. Evde, işyerinde, sokakta yaşamın her alanında kadınlar yaşamlarını sürdürebilmek için hayatta kalmak için mücadele ediyor. Bu mücadeleyi verirken biz onlara destek olmak isteyen bu mücadeleyi büyütmek isteyen yoldaşları olarak seslerini büyütmek için mahkeme salonlarında, alanlarda, sokaklarda her yerde kadın yoldaşlarımızla birlikte bu sesi büyütmek istiyoruz. Dün Diyarbakır’da barış ve özgülük için bir miting düzenledik DBP ile birlikte DEM Parti olarak. Dün orada emniyetin yasakladığı bir amblem vardı. Tahmin edersiniz Tevgera Jinen Azad (TJA) amblemiydi. Yasaklı olarak listelenmiş ve alana izin verilmeyen bir amblemdi. Ben bunu göstermek istiyorum. Çünkü önem veriyoruz buna, bu amblemin miting alanına girmesine izin vermedi Diyarbakır Valiliği, Tevgera Jinên Azad nedir, TJA 2016 yılından beri Türkiye’nin her kentinde kadınların hak mücadelesine destek veren kadınların şiddetsiz bir yaşam içerisinde var olmasını isteyen bir kadın hareketidir. Yani Kürt kadın hareketi, özgür kadın hareketidir. Ben Diyarbakır Vekili olmadan önce TJA aktivistiyim, bu unvanı taşıdığımız için kendimi gururlu ve onurlu hissediyorum.
Bu ülkenin demokratikleşmesi için öncülük ediyoruz
Biz kadınlar sadece haklarımız için varoluşumuz için bir mücadele vermiyoruz. Öte yandan bu ülkenin demokratikleşmesi için bu ülkedeki bütün yurttaşların eşit yurttaşlık haklarını alabilmesi için öncülük ediyoruz alanlarda meydanlarda mücadeleyi büyütüyoruz. Diğer yandan biz kadınlar kadın aktivistler kadın platformları kadın kurumları bütün bu mücadeleyi verirken en önemli mücadeleyi veriyorlar. Yani barış aktivizmini yürütüyorlar, barış için mücadele veriyorlar. Bugün tam da gündemimiz buyken biz diyoruz ki kadınlar verdikleri mücadeleyle bu ülkenin demokratikleşmesinin ve barışın gelmesinin mücadelesini de veriyorlar. Biz biliyoruz ki barışın öncülüğünü de yine kadınlar yapacak, bu ülkenin demokratikleşmesini de kadınların eşit yurttaşlık hakları için verdikleri mücadele sağlayacak. Jin jiyan Azadi felsefesiyle sizleri selamlıyorum.”