DEM Parti Eşbaşkanları: Yangın alanı afet bölgesi ilan edilmeli
Yangında zarar gören Kelekê’yi geniş bir heyetle ziyaret eden DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, alanın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini vurgulayarak, yangının birinci sorumlusunun DEDAŞ olduğunu söyledi.
Haber Merkezi- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, 14 kişinin yaşamını yitirdiği yangın dolayısıyla yangının en çok etkilediği Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ilçesine bağlı Kelekê (Yücebağ) Mahallesi’ne ziyarette bulundu.
Taziye ziyaretinde aynı zamanda DEM Parti Milletvekilleri, Mêrdîn, Wan ve Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, HDP ve DBP il ve ilçe örgütleri, sivil toplum örgütleri ile çok sayıda kişi katıldı. Başsağlığı dileklerinde bulunulmasının ardından eşbaşkanlar açıklama yaptı.
‘Düşmanlıkla yaklaştılar’
İlk olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Halkımızın acısını ilk andan beri paylaşıyoruz. Bu doğal bir yangın değil. Araştırma yapan tüm kurumlar bu olayın normal olmadığını belirtti. DEDAŞ uzun zamandır işkence yapıyor. Olayın başladığı andan itibaren biz köyde halkın içindeydik. Helikopter istedik gece yangının sönmesi için. Ancak sabah buraya kimlerin geldiğini tespit etmek için kameralı helikopter gönderdiler. Yangın söndürmek için helikopter göndermediler. Kurdistan’ın her yerinde acı var ancak el ele vererek bunları aşacağız. Acımız ne kadar ağır da olsa bize düşmanlıkla yaklaştılar. Dijital medyada bu olaya dair alkış çaldılar. Düşmanlıkları çok derin. Tüm vicdan sahibi kurum ve kuruluşlarımız burada ve elinden geleni yapıyor” dedi.
‘DEDAŞ bu cinayetin sorumlularındandır’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da baş sağlığı dileyerek şunları söyledi: “Bu büyük bir acı, büyük bir felaket. Yangına dair ciddi iddialar var ve bu iddiaların iyi araştırması gerekiyor. Yangının DEDAŞ direklerinin yere düşmesiyle başladığını ifade ediyorlar. 14 canımızı yitirdik ve yaralı arkadaşlarımız var. Haraç almasını bilen, elektriği kapatan ama halkın ihtiyaçlarını karşılamayan DEDAŞ bu cinayetin sorumlularındandır. Buranın bir an önce afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. 14 canımız yaşamını yitirdi, yüzlerce hayvan can verdi zarar gördü ve binlerce dönüm arazi hasar gördü. Yine bildiğiniz gibi Saray medyası konuyu çarpıtmayla uğraşıyor. Helikopter iki Kürt gencini tespit ettiği zaman F 6’lar kalkıyor, onlarca helikopter kalkıyor, burada saatlerce arazi yanıyor, içerisinde insanlarımız yanıyor ama maalesef helikopter gelmedi. Bu meselenin de Türkiye kamuoyu tarafından iyi izlenmesi, iyi görünmesi gerekiyor. Söz veriyoruz; bu meselenin kesinlikle peşini bırakmayacağız. Halkımızın acısının yanında olacağız, birlikte dayanışacağız, birlikte paylaşacağız. Halkımızın yaralarını hep birlikte sarmaya çalışacağız.”
‘Depremdeki ihmal silsilesinin aynısı’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise yaşanan acının kelimelerle tarif edilemez olduğunu ifade ederek “Şu an burada yaşadığımız acı Maraş, Antakya depreminde yaşadığımız acı ve ihmal silsilesinin tıpatıp benzeri. Burada yaşamını yitiren bütün canlarımızı saygıyla anıyorum. Ailelerimize, Kürt halkımıza başsağlığı diliyorum. Hastanelerde tedavi gören yurttaşlarımıza acil şifalar diliyorum. İnşallah ölüm sayısında bir artış olmaz. Bunun için dualarımızı eksik etmiyoruz” şeklinde konuştu.
Bölgenin acilen afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğinin altını çizen Tülay Hatimoğulları konuşmasına şöyle devam etti: “Afet bölgesinin gerektirdiği şekilde burada halkımızın yaşadığı mağduriyetin giderilmesi birinci hedef olarak belirlenmelidir. Evet canlarımız gitti yiten canlarımızın ailelerinin acılarını gücümüz yettiğince paylaşmaya çalışıyoruz. Ama bu acı o kadar büyük bir acı ki bu acı ancak toplumsal dayanışma ile ancak kenetlenerek ancak bizleri doğal afetlerle ölüme terk eden sisteme karşı daha çok dayanışarak hafifletebiliriz.”
‘Sorumlu DEDAŞ’
Tülay Hatimoğulları, yangının birinci sorumlusunun DEDAŞ olduğuna dikkati çekerek “Kentlerimizdeki kent koruma oluşumları, platformlar, ekoloji platformlarının yaptığı çalışmalar ve kesin olmayan raporlara göre 55 bin dekarlık alanın yandığı bunun 22-23 bin hektarlık alanın ekili arazi olduğunu gösteriyor. Aynı raporlarda yine görgü tanıklarının tanıklıklarına göre çıkan yangın valiliğin ya da resmi temsilcilerin yaptığı açıklamalarda olduğu gibi anız yakma üzerinden değil elektrik tellerindeki arızalardan kaynaklandığına dair iddialar var. Bu iddialar önemlidir görgü tanıklıklarının tanıklıkları önemlidir. Yargı görgü tanıklarını dinlemek zorundadır. Yerel ve ekoloji platformlarının hazırladığı ve daha sonra kesin olarak sunacağı raporlar bilirkişi olarak kabul edilmelidir. Bunlar önemlidir ve yargı bunu dikkate almalıdır. Bugün yiten 14 canımızın hesabı ancak yargıda gerçekten hakka, hukuka, adalete ve görgü tanıklarının gerçek tanıklıklarına göre verilecek ceza ile ailelerin ve halkımızın yüreği bir nebze de olsa soğutulur” ifadelerini kullandı.
‘Sizlerin yanında olacağız’
Tülay Hatimoğulları konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Burada ikinci en acil talep, bu yangın silsilelerini durmak için de en acil talep DEDAŞ’ın acilen bölgedeki bütün elektrik şebekesini bakım ve onarımdan geçirmesidir. Çağımıza uygun teknolojik yapılanmalara göre yeniden yapılanmalıdır. DEDAŞ bu görevi yapmadığı sürece bundan sonra çıkacak herhangi yangın bundan sonra çiftçilerimizin ve emekçilerimizin yaşayacağı herhangi bir zararın birinci dereceden sorumlusu olacaktır.
Değerli halkımız, DEM Parti olarak bizler hem hukuki süreci hem toplumsal dayanışma bağlamında gücümüz yettiğince sizlerin yanında olacağız. Dün olduğu gibi bugün de büyükşehir belediyelerimiz, diğer belediyelerimiz başta olmak üzere zaten büyük bir görev ve sorumlukla büyük bir görev aşkıyla ve insanları yaşama bağlamak aşkıyla çalışmalarını yürüttüler. Bizler de hem Ankara’da hem bölgede hem merkezi siyasette merkezi hükümeti etkilemek hem de yerellerde yerel yöntemlerimizi bütün çabalarıyla değerli halklarımızın yanında olacağımızın bir kez daha altını çiziyorum. Acılar paylaşarak azalır, bizler büyük bir toplumsal dayanışma ile bu yaşanan büyük felaketi ve acıyı hep birlikte daha da küçültmek ve dayanışmak için buradan da toplumsal dayanışma ağlarımızın en güçlü şekilde bölgeye gelerek, incelemelerini yaparak raporlarını sunarak başta ekoloji hareketi ve bu alanın meslek odaları ve bilirkişileri Türkiye’nin her yerinden buralara gelmeli, burada raporlarını tutmalı, bu dayanışmayı acılı halkımızla birlikte paylaşmalıdır. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha başımız sağ olsun.”
Açıklamanın ardından eşbaşkanlar beraberindeki heyetle birlikte mezarlığı ziyaret etti. Daha sonra da yaralılarda bir araya gelindi.