ARJÎN DİLEK ÖNCEL

Haber Merkezi- Özgür Kadın Hareketi / Tevgera Jinên Azad (TJA), “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” şiarıyla 1 Ekim’de Amed’ten Ankara’ya doğru yürüyüş başlattı. Yüzlerce kadın mor önlükler giyerek yola koyuldu. Yürüyüş, 7 Ekim’de (yarın) Ankara’da son bulacak. Kadınlar yürüyüş boyunca Riha (Urfa), Dîlok (Antep), Adana ve Mersin kentlerinde durakladı. Her bir kentte yürüyüşçü kadınlar kitlesel bir şekilde karşılandı. Durdukları kentlerde halkın da taleplerini dinleyen kadınlar yola devam ediyor.

Kadınların talepleri

Yürüyüşün temel talepleri arasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması, Kürt halkının dil ve kültür haklarının anayasal güvenceye kavuşturulması, seçilmiş iradenin tanınması ve kadın temsiliyetini güçlendiren eşbaşkanlık sisteminin resmen kabul edilmesi yer alıyor.

Günlerdir yollarda olan kadınlardan biri de Demokratik Bölgeler Partisi ( DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Narin Gezgör. Narin Gezgör, yürüyüşün amacı ve atmosferine ilişkin ajansımıza konuştu.

Kürdistan’ın kalbinden Ankara’ya taleplerini iletecekler

TJA’lı kadınlar olarak Amed’den başlatılan yürüyüşün devam ettiğini söyleyen Narin Gezgör, “Taleplerimizi Kürdistan’ın kalbi Amed’ten Türkiye’nin başkenti Ankara’ya taşımak için yollardayız” dedi.

Yürüyüşte hem Kürdistanlı hem de Türkiyeli yüzlerce kadının olduğunu ifade eden Narin Gezgör, “Hepimiz ortak bir amaç etrafında kenetlendik. Ortak bir ses yükseltiyoruz. En önemlisi gittiğimiz tüm kentlerde de büyük bir coşkuyla karşılanıyoruz” diye belirtti.

Her durakta halkla sohbet ettiklerini, onları dinlediklerini ve bizzat taleplerini not ettiklerini söyleyen Narin Gezgör, TJA’nın taleplerinin aynı zamanda halkın talepleri olduğunu ifade etti.

‘Abdullah Öcalan krizlerin çözümünü ortaya koydu’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının ardından yaşanan gelişmeleri hatırlatan Narin Gezgör, “Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta gerçekleştirdiği ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı yine sonrasında Türkiye halklarına sunduğu ‘Barış ve Demokrasi Menifestosu’ ortak bir arada eşit ve özgür yaşamın tüm koşullarını ortaya koyuyor. Yüzyıllardır halkların içine sürüklendiği savaşın tüm krizlerinden çıkışın yolunu da gösteren bir yerde oldu. O nedenle bu sürecin esas muhatabı olan Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü temel talebimiz” şeklinde konuştu.

Çözüm süreci kapsamında PKK'nin fesih ve silah bırakma kararının ardından yürütülecek süreçte gerekli yasal düzenlemeler ve kamuoyunu bilgilendirmek için Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” ilk toplantısını 5 Ağustos’ta yaptı. 13’üncü toplantısını ise 2 Ekim’de gerçekleştirdi. Komisyon çeşitli hukuk örgütleri, sivil toplum örgütleri ve çatışmalı süreçte mağdur olmuş, çocuklarını ve yakınlarını kaybeden ailelerin dinlenmesi ile sürüyor.

‘Abdullah Öcalan ile görüşme yapılmalı’

Narin Gezgör, komisyon toplantılarının önemine ve sürece katkısına işaret ederek, Kürt halkının haklarının tanınması için anayasal değişikliklerin şart olduğunu vurguladı. Yürüyüşün bir amacının da Kürt halkının anayasal haklarının tanınması olduğunu belirten Narin Gezgör, “1921 Anayasası nasıl ki Kürt halkının haklarını, varlıklarını kabul eden bir yerde olmuşsa, şu aşamada da Meclis’te kurulan komisyon Kürtlerin haklarını, varlıklarını tanıyacak, bu yönlü çalışma ve kararlar alacak bir yerde olmalı. Biz kadınların temel talepleri arasında Sayın Abdullah Öcalan ile görüştürme gerçekleştirmesi, yine Türkiye’de var olan halkların örgütlenme, inanç, varlıklarının tanınması için anayasal değişikliğe gidilmesidir. Bu sürecin de temel muhatabı Abdullah Öcalan olduğu için onunla bir görüşme gerçekleştirilmesini, Abdullah Öcalan’ın çözüm önerilerinin dinlenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Yürüyüşün sonunda Ankara’da, Meclis’te taleplerimizi dile getireceğiz” diye belirtti.

‘Kadınların özgürlük ve demokrasi mücadelesi sürecek’

7 Ekim’de Ankara’da son bulacak yürüyüşün ardından kadın siyasetçi ve aktivistler olarak özgürlük ve demokrasi mücadelesini sürdüreceklerini kaydeden Narin Gezgör, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kürt kadın hareketi ve siyasal çalışma yürüten kadınlar olarak Sayın Öcalan’ın özgür çalışır koşulları yani fiziki özgürlüğü sağlanana kadar benzer eylemsellikler devam edecek.”