Cumartesi Anneleri: Kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri, eylemlerinde 31 yıl önce Sêwereg’te (Siverek) askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sorarak, “Kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

İstanbul- Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenledikleri eylemlerinin 1028’ncisini Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdi.

Açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş’ın yanı sıra çok sayıda hak savunucusu katıldı.

Cumartesi Anneleri, bu haftaki eylemde 31 yıl önce Riha’nın Sêwereg (Siverek) ilçesinde askerler tarafından gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.

 Açıklamada konuşan Taşkaya’nın oğlunun eşi Ayşe Taşkaya, Sêwereg’te müteahhitlik yapan Hüseyin Taşkaya’nın 42 yaşında, 4 çocuk babası olduğunu söyleyerek, ilçenin Bucak Aşireti’nin hakimiyetinde olmasından kaynaklı birçok hak ihlallerinin yaşandığını anımsattı.

Bucak Aşireti’nin hedefi olmuştu

Ayşe Taşkaya, “Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan 13 Ağustos 1997 tarihli Susurluk Raporu'nda, güvenlik güçlerinin bölgedeki operasyonları tamamen Bucak Aşireti’ne devretme eğiliminde olduğu ve aşiretin silahlı mensuplarının ‘devlet içinde devlet’ görünümünde oldukları belirtilmişti” dedi. 

Taşkaya’nın Sêwereg’te hak ihlallerini eleştirdiği için Bucak Aşireti’nin hedefi haline geldiğini hatırlatan Ayşe Taşkaya, “Baskı ve tehditlerin yoğunlaşması üzerine ailesini İstanbul’a taşıdı. Kendisi de işlerini toparlamak amacıyla amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 tarihinde, amcasının Siverek’in Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen asker, polis ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Onu askeri araca bindirerek götürdü” diye belirtti.

 Emniyet: Sedat Bucak’a sorun

Taşkaya ailesinin, oğullarının durumunu sormak için jandarma, emniyet, savcılık ve valiliğe başvurduğunu aktaran Ayşe Taşkaya, “Yaptığımız başvurulardan sonra askeri yetkililer gözaltından kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polise teslim edildiğini iddia etti. Emniyet ise ‘bizde yok Sedat Bucak’a sorun’ diyerek sorumluluktan kaçındı. Dönemin DYP Milletvekili, aşiret reisi ve korucubaşı Sedat Bucak ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor’ dedi. Ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı ve Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı. Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı olayın soruşturulması ve suçluların cezalandırılması görevini yerine getirmedi. Hüseyin Taşkaya’nın akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gözaltına alınmasını ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosya için takipsizlik kararı verdi. Gözaltında kaybedilişinin 31’inci yılında bir kez daha hatırlatıyoruz: Hüseyin Taşkaya’nın gözaltına alındığı kayıtlara geçirilmedi. Bugüne kadar akıbeti ve nerede olduğu konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Taşkaya’yı kaybedenlere suçlarını gizleme, izlerini örtme ve sorumluluktan kaçma imkânı tanındı” ifadelerini kullandı.Ayşe Taşkaya, kayıplar için adalet isteyeceklerini belirterek “1028’inci haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz; Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçeği ortaya çıkarmak, suçtan sorumlu kişi ve kuruluşları tespit etmek ve cezalandırmak savcıların ve mahkemelerin görevidir. Bu görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Açıklama kayıplar için meydana karanfil bırakıldıktan sonra sona erdi.