Colemêrgde halk kararlı: Kayyım atayarak Kürtleri bitiremezsiniz
Atanan kayyıma dair halkın tepkisi ve mücadelesi sürerken, yaşanan sürece dair değerlendirmede bulunan DEM Parti Şirnex Milletvekilli Newroz Uysal, “İnkâr politikası yüz yıldır devam ediyor” dedi.
MEDİNE MEMEDOĞLU
Colemêrg- Colemêg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın 3 Haziran tarihinde gözaltına alınarak, yerine kayyım atanması ardından tepkiler gelmeye devam ediyor. DEM Partili Eşbaşkan Mehmet Sıddık Akış, 5 Haziran’da görülen duruşmasında “örgütü yöneticiliği” iddiasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezası verilerek, tutuklandı.
Colemêg’e çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi, siyasi parti temsilcilerinin de yer aldığı heyetler giderken, halk da 4 gündür sokakları terk etmeyerek, direniyor. Kayyımı göndermeden eylemlerini sona erdirmeyeceklerini dile getiren halk, kamuoyuna ise dayanışma çağrısında bulunuyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Şirnex Milletvekilli Newroz Uysal atanan kayyıma dair, “Savaşa savaşa Kürt halkını bitiremezler” yorumunda bulundu.
‘İnkâr ve yüzleşmeme durumu asırlardır sürüyor’
Atanan kayyımları sadece irade gaspı olarak tanımlamamak gerektiğini aktaran Newroz Uysal, Türk devletinin geçmiş yıllardan bu yana Kürt halkının kendisini yönetmesini engellemeyi amaçladığını dile getirdi. Kayyımların bir varlık sorunu ve sömürge mantığı olduğunu kaydeden Newroz Uysal, “Kayyımlar çok tarihsel çok derin ve genel politikayı yine belleği yansıtan bir yaklaşım. Bugün burada verilmiş olan karar aynı zamanda Kürt inkârı, Kürtlerin kendini yönetme ve bütün talepleri ile devletin yeniden yüzleşmesi ve karşı karşıya gelmesi demek. Bu durum aynı zamanda geçmiş seçim sürecinden bugüne kadar devam ettirildi. Kısmen devletin bu çözüm noktasında ikna olduğu zamanlarda ki yumuşamayı saymazsak, yüz yıldır Türkiye’de ki Kürtlerin yaşamış olduğu politika aynı biçimde sürdürüldü. Bugün de bunun farklı bir versiyonunu izliyoruz” dedi.
‘Diyalog ve çözüm taleplerine soykırımla yanıt verildi’
Yaşanan süreçte herhangi bir yumuşama ya da normalleşmenin yaşanmadığına dikkat çeken Newroz Uysal, yüzyıllardır devam eden soykırım politikalarının devam ettiğini söyledi. Newroz Uysal konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “31 Mart’tan sonra ki süreci çok sayıda kişi değerlendirdi. Yapılan görüşmeler sonrası bugün yumuşa denilen süreçte yeni bir mutabakat mı sağlanıyor, bu mutabakat milli bir mutabakat mı yoksa gerçekten iktidarın ders alarak alacağı bir mutabakat mı olacağını herkes gözlemliyordu. İlk günden itibaren partimiz her daim çözüm ve diyalog çağrısında bulundu. Bu çağrı karşısında soykırım dediğimiz uygulamalarla bu iradeyi yok etmeye çalışan bir sistem karşımıza çıktı. Kobane Davası yine Kürdistan’daki askeri operasyonlar bunun bir yansımasıdır. İmralı tecridinde ısrar yine bunun bir yansıması. Daha geçen hafta onlarca genç gözaltına alınıp tutuklandı. Devlet her daim bu baskı operasyonlarını sürdürdü. Bu politikalarla Kürt halkının özgürlük mücadelesini ve örgütlülüğünü ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bugün bu kayyım üzerinden yaratmış oldukları açıklama, baskı hali ve abluka hali yine hukuku yok sayma gibi örnekler bununla bağlantılıdır. Siyasi darbe dediğimiz her şey bununla bağlantılıdır. Bu nokta da ortaya çıkması gereken husus budur.”
‘Örgütlü ve talepte ısrarcı olmak gerek’
Kayyım rejimi ile savaş politikalarına karşı halka ve demokratik kesimlere çağrıda bulunan Newroz Uysal, “Devlet Kürt halkı ile savaşa savaşa Kürtleri bitiremez, kayyım ataya ataya Kürt halkının iradesini yok edemez. Yavaşlatabilir, kendine zaman kazanıyor olabilir ancak er ya da geç devlet Kürt halkının bu talebi ile karşılaşacak. Ve bu er ya da geç bir çözüme kavuşmak zorundadır. Devlet bir çözüme yaklaşmıyorsa halkımızın örgütlü, talebinde ısrarcı ve sesini yükseltmesi gerekir. Atılan bu kayyımı sadece kabul etmiyoruz üzerinden değil, halkla beraber bu iradenin gerekliğini ortaya çıkarmak için buradayız. Mücadele etmeye ve halkın yanında yer almaya devam edeceğiz” sözlerini kullandı.