Büşra Ali: Kadınlar geçmişin mücadele deneyimleriyle özgür geleceğe doğru yol alacak
Birinci, ikinci ve üçüncü dünya savaşlarını değerlendiren NADA İttifakı’ndan Büşra Ali, dünyanın ve Ortadoğu’nun içinden geçtiği bu hassas süreçte kadınların geçmişin mücadele deneyimleriyle özgür geleceğe doğru yol alacağını kaydetti.
MALVA MUHAMMED
Haber Merkezi - Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın İttifakı (NADA) Genel Koordinatörü Büşra Ali, Üçüncü Dünya Savaşı’nı ve Ortadoğu’da yaşanan süreç hakkında ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerinin başında birinci, ikinci ve üçüncü dünya savaşları arasındaki farklılıklara dikkat çeken Büşra Ali, “Birinci ve ikinci dünya savaşlarında ordular ve kaba bir askeri savaş hali vardı. Ancak Üçüncü Dünya Savaşı'nda ise birden fazla askeri biçim var. Üçüncü Dünya Savaşı’nda para karşılığında kandırılan insanlar savaşa gönderiliyor. Vekalet savaşları paralı askerler üzerinden yürütülüyor” diye belirtti.
‘Yeni ekonomik projeleri hayata geçirmeye çalışıyorlar’
Her kutup veya ittifakın kendi ekonomik krizini sona erdirecek bir ekonomik projeyi hayata geçirmeye çalıştığını kaydeden Büşra Ali, “Bildiğimiz üzere yok olan birçok enerji kaynağı var. Yeni ittifaklar bölgesel güçlerin yanı sıra küresel, hegemonik ve kapitalist güçlerin de işine yarayabilir. Ortadoğu bölgesinde faaliyet gösteren çeşitli ittifaklar var ve bunların her biri belirli bir ekonomik proje düşünüyor. Yeni enerji kaynaklarının önünün açılması için savaşlar yürütülüyor. Üçüncü Dünya Savaşı aynı zamanda sivillere karşı bir savaş, yani sadece askeri güçler hedeflenmiyor. Örneğin Gazze Şeridi’nde tanık olduğumuz savaşta çoğunlukla kadın ve çocuklar katledildi. Aynı durum Kuzey ve Doğu Suriye’de de yaşanıyor. Demokratik Suriye Güçleri (QSD) bahane edilerek, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal planları uygulanmak isteniyor. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarında yaşamını yitirenler arasında gazeteciler, sanatçılar, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar vardı” sözlerine yer verdi.
‘Amaçları insanları kimliksizleştirmekti’
Ortadoğu'da devam eden savaş planlarının kağıt üzerinde yazılanlar gibi gerçekleşmeyeceğini kaydeden Büşra Ali, “Ortadoğu’ya yönelik savaş planlarının bu kadar uzun süreceği belki de planlanmamıştı. Amaçları daha ziyade enerji yollarını açmak, insanları kimliksizleştirmek ve bölünme yaratmaktı. Dünya savaşlarından önce bölge halkları arasında yapay siyasi sınırlar çizilmemişti, günümüzde bilinen pek çok ulusal devlet de yoktu. Aksine, sınırları olmayan imparatorluklar, dolaşım ve hareket özgürlüğü vardı. Birinci dünya savaşıyla birlikte yapay sınırlar çizilmeye başlandı ve ulus devletler oluştu” diye kaydetti.
‘Halk hareketlerine kadınlar öncülük ediyor’
Bunun ilk etapta kadınlara karşı ilan edilmemiş bir toplumsal cinsiyet savaşı olduğunu vurgulayan Büşra Ali, “Tunus’ta, Yemen’de, Mısır’da, Türkiye’de ve Suriye’de başlayan halk hareketlerine kadınlar öncülük ediyor. Bu güçler, göç, katliam, taciz, tecavüz ve daha birçok ihlali uygulayarak kadınların iradesini kırmaya çalışıyor. Dolayısıyla kadın bedenini bir savaş aracına dönüştürmek istiyorlar. Ortadoğu tamamen farklı, uzun vadeli bir küresel savaşla karşı karşıyadır. Dünyanın dört bir yanında kadınlar, erkek egemen zihniyet nedeniyle ötekileştiriliyor ve rollerinden dışlanmaya çalışılıyor. Kadınlar meşru haklarından uzak tutulmak isteniyor. Küresel, bölgesel, hatta yerel düzeyde feminist mücadelelerin bir birikimi var. 21’inci yüzyılda kadınların farkındalığı gözle görülür biçimde arttı. Kadınlar artık daha bilinçli ve eskisi gibi değil” dedi.
‘Kadınlar yapay sınırları aşarak ortak mücadelede buluşuyor’
Kadınların yaşadıkları toplumdaki değişimlerinden örnekler veren Büşra Ali, “Tunuslu kadınların elde ettiği kazanımlar birçok ülkedeki kadına da ilham kaynağı oluyor. Filistin, Mısır, Kürt kadın hareketleri de eşi benzeri olmayan bir direniş halinde ve önemli kazanımlar elde etmiştir. Yapay sınırları aşan kadınlar meşru haklarını geri almak için ortak mücadelede buluşuyor. 21’inci yüzyılda biz kadınlar, küresel düzeye ulaşan ittifaklar ve ağlarla mücadelemizi büyütüyoruz” diye belirtti.
‘Yasal haklar kağıt üstünde kalıyor’
Emperyalist güçlerin taktik olarak kadınlar şahsında toplumu yok etmek istediğini söyleyen Büşra Ali, “Küresel kapitalist sistemin kadınları dışlayan ve ötekileştiren ataerkil bir sistem olduğunu unutmamalıyız. Ortadoğu’nun kimi ülkelerinde kadınlara dair yasal haklar bulunuyor, ancak sadece metinler üzerinde kalıyor ve sahada karşılığı olmuyor. Irak’ı ele alacak olursak kadın parlamenter sayısı çok az ve Kişisel Statü Kanunu ile çocuk yaşta evlendirmelerin önü açıldı. Irak, Yemen, Mısır ve Sudan'da kadınlar birçok baskı yöntemiyle karşı karşıya ve kadın mücadelesini çarpıtmaya yönelik sistematik taktik ve politikalar bulunuyor. Kadın mücadelesine karşı propaganda yapılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadınlar özgürleşmedikçe halklar da özgürleşmeyecek’
Kadınların erkek egemen zihniyete karşı direnişinin devam ettiğini kaydeden Büşra Ali, sözlerini şöyle tamamladı: “İran ve Rojhilat Kurdistan’da kadınlar öncülüğünde başlayan ‘Jin, jiyan, azadî’ halk ayaklanması tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Tüm dünya şunu iyi bilmelidir; kadınlar özgürleşmedikçe halklar da özgürleşmeyecek. Tüm sorunların çözümü kadınların yaşadığı sorunların çözümünden geçiyor. Bu anlamıyla bölgesel ve uluslararası düzeyde kadın ağları ve ittifaklarına yönelik bir eğilim söz konusudur. Dünyanın ve Ortadoğu’nun içinden geçtiği bu hassas süreçte kadınların rengini her zamankinden daha güçlü bir şekilde yansıtması gerekiyor. NADA olarak bizler de kadınlar arasındaki ortak mücadeleyi güçlendirmek, kadınların ittifaklarını sınırların ötesine taşımak istiyoruz. Kadınlar geçmişin mücadele deneyimiyle özgür geleceğe doğru yol alacak.”