‘Arap ülkelerinde kadına yönelik ihlaller gizleniyor’
Arap ülkelerinde erkek-devlet sisteminden kaynaklı kadınların yaşadığı ihlallere dikkat çeken insan hakları savunucusu Sawsan Al-Jaadi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kendileri için bir direniş günü olduğunu söyledi.

İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Dünya Kadınlar Günü, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadın haklarını ve başarılarını vurgulamayı amaçlayan bir etkinlik olarak her yıl kutlanıyor. Arap ülkelerinde ise 8 Mart tarihi kadınların statüsünü iyileştirmede önemli gündemleri ön plana çıkartıyor. Arap ülkelerinde çalışma yaşamından siyasete, toplumsal yaşamdan ekonomiye kadınlar her alanda çeşitli ihlallere maruz kalırken, erkek-devlet sisteminden kaynaklı kadınlar şiddetin her türünü yaşıyor.
‘Haklarda önemli bir düşüşe tanık oluyoruz’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair ajansımıza değerlendirmelerde bulunan kadın hakları aktivisti Sawsan Al-Jaadi, kadınların karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çekti. Arap ülkelerinde hükümetlerin 8 Mart’ta kadın haklarını savundukları iddiasıyla kimi programlar düzenlediklerini kaydeden Sawsan Al-Jaadi, “Arap ülkelerindeki hükümetler sözde kadın hakları alanında çalıştıklarını göstermek için kimi programlar sunuyor, ancak bu sadece kendi iç kamuoyunda imajlarını güzelleştirmeden başka bir şey değildir. Tüm Arap ülkelerinde kadın haklarında önemli bir düşüşe tanık oluyoruz. Bu düşüş örneğin Tunus’ta Temsilciler Meclisi’nde ve diğer seçilmiş konseylerde kadınların temsil oranında azalma yaşandı” diye belirtti.
‘Yasalar sahada uygulanmıyor’
Tunus’ta kadın işçilerin yaşadığı ihlallere dikkat çeken Sawsan Al-Jaadi, “Kadın işçilerin haklarını koruyan kimi kanunlar olsa da kadınlar çalışma yaşamında birçok ihlale maruz kalıyor. Çünkü yasalar sahada uygulanmıyor. Çıkardıkları kanunlarla 'kadın haklarını destekliyoruz, koşulları iyileştirmek istiyoruz' diyorlar, ancak karşılığını sahada göremiyoruz. Tunus'ta kadınların statüsüne ilişkin yaşanan ihlaller, Libya gibi diğer Arap ülkelerindeki feministler tarafından konuşuluyor. Erkek egemen bir sistemde kadınların siyasete girmesi engelleniyor. Bu durum sivil toplumun çalışmalarını etkilerken, kadınların haklarına erişmesine de fırsat vermiyor” şeklinde konuştu.
‘Resmi söylem ve gerçeklik arasında uçurum var’
Libyalı kadınların haklarına ulaşmak için mücadele verdiklerini kaydeden Sawsan Al-Jaadi, “Mısır'da durum daha iyi değil, belki daha da kötü, çünkü hâlâ tutuklamalar var, ifade özgürlüğü hâlâ kuşatılmış durumda, buna ek olarak genel insan hakları savunucularına yönelik devam eden kısıtlamalar Arap ülkelerinin çoğunda mevcut. Irak'tan Ürdün’e, Fas’tan diğer ülkelere cinsiyete dayalı bir ayrımcılık yaşanıyor, kadın katliamları artıyor, failler hak ettikleri cezayı almıyor, kadına yönelik şiddetin birçok biçimi yaşanıyor, çocuk yaşta evlendirmelerin önü alınmıyor. Tüm Arap ülkelerindeki resmi söylem ile kadınların gerçekliği arasında uçurumlar var” diye belirtti.
‘Gerçekler tam tersi’
Arap ülkelerindeki hükümetlerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklamalar yaptıklarını kaydeden Sawsan Al-Jaadi, sözlerine şöyle devam etti:
“Arap ülkeleri 8 Mart'ta kadın haklarını desteklemek için çalıştıklarını söylüyorlar, ancak gerçek tam tersi. Arap ülkelerindeki hükümetler, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirmiyor ve sahada uygulamaya koymuyor. Hükümetler kadınların ilerlemesini engelleyen gerçek sorunların varlığını kabul etmiyor. Açık sözlü olmak bu ülkelerde kadınların yaşadığı gerçekliğin küçük bir kısmını bile değiştirmeye yeter. Çatışmaların ve savaşların yaşandığı ülkelerde kadınlar yerinden ediliyor, katlediliyor, çadırlarda en temel ihtiyaçlardan mahrum kalıyor, sağlık hakkına ulaşamıyor. Gazzeli kadınlar da bir buçuk yıl süren İsrail saldırılarından dolayı büyük acılar yaşadılar. Filistinli kadınların tüm zorlu koşula rağmen ortaya koydukları direnişi selamlıyoruz.”
‘İhlaller rejimler tarafından gizleniyor’
Sudanlı kadınların yaşadığı ihlallere de değinen Sawsan Al-Jaadi, "Sudanlı kadınları ve maruz kaldıkları korkunç toplu tecavüzleri unutmamalıyız, çünkü tecavüz birçok yerde ve şehirde kullanılan bir savaş silahı haline geldi. Bu ihlaller çoğu durumda rejimler tarafından gizleniyor ve olması gerektiği gibi öne çıkarılmıyor. Tüm dünya ülkelerine çağrım; kadınların sorunlarıyla ilgilenin, onları destekleyecek gerçek çalışmaları ortaya koyun. Öte yandan sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin en doğru ve en çok vurgulanmaya değer olduğuna inanıyorum. Çünkü 8 Mart sivil toplum örgütleri ve kadınlar için kutlamadan öte bir direniş günüdür. 8 Mart’ta meydanlara çıkarak kadınların yaşadığı ihlalleri anlatıyor ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması için taleplerimizi yükseltiyoruz” dedi.