Arap Kadınları: Jin jiyan azadî yolumuzu aydınlatan koruma kalkanıdır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Jin jiyan azadî’ felsefesinin, kendileri için yollarını aydınlatan bir koruma kalkanı olduğunu dile getiren Arap kadınlar, devrim öncesini kadınlar için kimliksizlik olarak tanımladı ve mücadelenin önemine vurgu yaptı.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü 25 Kasım, dünya kadınları tarafından mücadeleyi büyütme ve dayanışmayı güçlendirme, şiddete karşı farkındalık yaratmak için bir imkan olarak görülüyor. Savaş ve şiddet sarmalında 25 Kasım’ı karşılayan kadınlar, mücadeleyi bir günle sınırlamadan 365 gün mücadele diyor.

Halkların farklılıkları ile ortak yaşadığı Kuzey ve Doğu Suriye’de devrime öncülük eden kadınlar, yaşamın her alanında öncülüklerini sürdürüyor. Mücadele ve eğitimlerle de toplumda devrim içinde bir devrim yaparak ataerkil zihniyeti aşmaya çabalıyor. Kürt kadınları devrim öncesi de inkar, asimilasyon ve ataerkil zihniyete karşı önemli bir mücadele veriyordu. Fakat Arap kadınları açısından bireylerin bir çabası olsa da örgütlü bir mücadeleleri yoktu. Örgütlü mücadeleyi devrim sonrası inşa ettiler. 8 Mart ve 25 Kasım gibi kadınlar için önemli kazanım günleri de devrimle kadınların hayatına girdi.

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizir Kantonu Hesekê Büyükşehir’inde yaşayan Arap kadınlarla, kadına yönelik şiddeti ve 25 Kasım tarihinin kendileri için ne anlam ifade ettiğini konuştuk.

‘Arap kadınları kimliksiz durumdaydı’

Erîşa bölgesinden Hîba Ehmed, ataerkil toplumsal yapılar içerisinde kadınların söz hakkının olmadığını vurgulayarak, "Dini, geleneksel ve aşiret yapılarından kaynaklı Arap kadınları, birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Gördük ki, bu adlar altında Arap kadınları hakları olmayan, kimliksiz ve tanınmamış durumdaydı. Arap kadınları, aşiretler içinde rol sahibi değiller ve aslında her türlü zorlukla karşı karşıya kalıyorlar, çünkü erken yaşta evlilik, namus adı altında öldürme gibi durumlar söz konusu” diyerek kadınların yaşadıklarını hatırlattı.

‘Kadın hareketini Arap kadınları bir özgürlük yolu olarak gördü’

Hîba Ehmed, kadın hareketinin ve Özerk Yönetim’in bu kadınlar için bir koruma alanı olduğunu belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti: "Özerk Yönetim’in kurulması ve kadın hareketlerinin örgütlenmesi ile Arap kadınları önemli adımlar attı ve bu hareketi bir güç, irade, yol ve özgürleşme olarak gördüler. Biz Arap kadınları, kadın hareketi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerine bağlıyız çünkü bu hareket ve ‘jin jiyan azadi’ felsefesiyle hayatımıza ışık tuttuk ve tüm kadın haklarına, kimliklerine, dillerine ve özgürlüklerine sahip çıkmak için mücadele ediyoruz. Arap kadınlar olarak 25 Kasım’ı bugün direniş günü olarak görüyoruz artık.”

‘Biz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerine bağlıyız’

Hol ilçesinden olan Sacîda Muhammed’de Arap kadınlarının okul ve akademilere aktif katılıp kendilerini geliştirmelerini bir devrim olarak tanımlayarak, şöyle konuştu:

"Arap toplumunda kadınların evden çıkması ve toplum içinde yer edinmesi yasaklanmış ve utanç olarak görülmüştür. Bu sürekli kadınları evde tutmaya ve onları köleleştirmeye çalışan bir zorluktur. Ancak Rojava Devrimi’nden sonra çok büyük değişiklikler yaşandı, özellikle Arap kadınları, eğitim alanlarında kendilerini geliştirip toplumlarına katkı sağlıyorlar. Bu, büyük bir devrim ve başarıdır. Çünkü bugün Arap kadınları, YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) gibi örgütlerde yer almakta ve DAİŞ gibi çetelere karşı halklarını savunmakta önemli bir rol üstleniyorlar. Toplumda daha bilinçli hale geliyorlar, kendi eğitimlerini ve toplumu eğitiyorlar. Biz, ‘jin jiyan azadi’ felsefesini, tüm bu zorluklara karşı bir koruma alanı olarak görüyoruz ve direnişimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Biz, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerine bağlıyız çünkü o, özgürlük yolunu bize gösterdi ve bizleri karanlıktan kurtardı. Bu yüzden tüm kadınlara sesleniyoruz; Birlikte, dayanışma içinde ve direnişimizi yükselterek, Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü için ve tüm kadınlar için mücadele edelim.”