Amed- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile dün (27 Şubat) üçüncü bir görüşme gerçekleştirdi. İmralı Heyeti'nde Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, Cengiz Çiçek, Faik Özgür Erol ve Ahmet Türk yer alırken, heyet görüşme sonrası İstanbul’da Abdullah Öcalan'ın mesajını okudu.

Abdullah Öcalan, mesajında demokratik siyaset yollarının açılması ve Kürt-Türk kardeşliğinden söz ederek, PKK'ye silah bırakma çağrısında bulundu. Yapılan çağrıyı milyonlar canlı izlerken, Kürdistan kentlerinde meydanlarda toplanan on binlerce kişi çağrıyı kitlesel bir şekilde dinledi.

Tarihi çağrının yapıldığı sırada Amed’de Şeyh Said Meydanı’nda tarihi anlar yaşandı. Halk çağrının yapılacağı saat 17.00’dan önce meydanı doldurdu. Büyük bir coşku ve heyecanın hakim olduğu alanda, özellikle özgürlük mücadelesinde yakınlarını kaybeden kadınlar duygulu anlar yaşadı.

Açıklama ile beraber sessizliğin hâkim olduğu alanda halk Abdullah Öcalan’ın mesajına odaklanırken, mesajın bitmesiyle kitle Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen sloganlar attı.

Yıllardır süren mutlak tecrit karşısında yapılan açıklamanın bütün halklar açısından bir fırsat olduğunu belirten Amedli kadınlar, çağrının bütün kesimler tarafından desteklenmesi gerektiğini belirtti.

‘Bu çağrı halklar için bir fırsat’

 

Abdullah Öcalan’ın çağrısının sadece PKK’ye değil, tüm kesimlere yapılan bir çağrı olduğunu vurgulayan tutuklu yakını Ayten Kılıç, çağrının demokrasi için bir fırsat olduğunu söyledi. Ayten Kılıç, “Sayın Öcalan’ın başlattığı bu süreci destekliyoruz. Hangi taraftan olursa olsun biz kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Bu halk yıllardır kimsenin yaşamadığı acıları yaşadı. Bu acılara artık son vermemiz gerekiyor. Her iki taraf için de artık yeter diyoruz. Bu savaşa bir son verilmesi gerekiyordu. Ancak biz barış dedikçe onlar savaş dememeli. Ortak bir barışta buluşalım” dedi.

‘Çözüm için çağrıya kulak verin’

Abdullah Öcalan’ın mesajını dinlemek için Êlih’ten Amed’e gelen Huriye Acer de çağrının yıllarca süren acılara yenilerinin eklenmesine son vereceğini belirtti.

Kürt bir kadın olarak Abdullah Öcalan’ın çağrısını olumlu değerlendirdiklerini ifade eden Huriye Acer şunları söyledi: “Bugün güzel bir gün zulmün duvarını yıktığımız, dünyayı aydınlattığımız ve katliamlara son verdiğimiz bir gün. Biz de bütün dünya insanları gibi kimliğimiz ve varlığımızın tanınmasını istiyoruz. Yıllardır bu halk acı çekiyor ve bu acının sona ermesi için atılan bu adımın arkasındayız.”

‘Halklar savaşa hep beraber dur demeli’

Barış anneleri ile beraber alanda zılgıt ve sloganlarla yerini alan Sultan Özgül, bugünlere direnerek gelindiğine dikkat çekti. Yaşanan acılara rağmen onurlu bir barış istemekten vazgeçmediklerini ifade eden Sultan Özgül, “Kürt halkı bir olmalı ve her türlü zorluğu birlikte atlatmalı” dedi.

Çağrının ulusal birliğe de vesile olacağını kaydeden Sultan Özgül, “Kürt halkı en çok barış noktasında mücadele etti, bugün de bunun somut adımlarını görüyoruz. Bu çağrı herkes için bir çözüm. Türk halkı da artık buna yeter demeli” şeklinde konuştu.

‘Somut adımlarla sonuca ulaşılmalı’

Bu tarihi çağrı sonrası bütün tarafların gerekli adımları atması gerektiğini belirten ve hükümetin bu noktada somut adımlarda bulunması çağrısında bulunan Xezal Kaydu, “Yıllardır bugünü bekliyorduk, artık koşullar oluştu. Tarihi bir gün ve süreçten geçiyoruz. Bizi bugünlere getiren mücadelemiz oldu. Bizler barış için de çok mücadele ettik. Barış inşasına başlanmalı ve somut adımlar atılmalı” ifadelerini kullandı.

Daha önceki ateşkes ve barış süreçlerini hatırlatan Xezal Kaydu, “Önceki dönemlerde olduğu gibi süreç söylemde kalmamalı. Bizler somut adımların atıldığı ve sonuca varan bir çözüm bekliyoruz. Tecrit hala kaldırılmış değil, tecrit kalkarsa sürecin başladığına inancımız artar. Bütün taraflar bu noktada ciddi ve somut adımlar atmalı” açıklamasında bulundu.

‘Kürt halkının ısrarı örnek alınmalı’

 

Çağrıyı dinlemek için Sêrt’ten Amed’e gelen Gülistan Sevim, Kürt halkının barış ısrarının örnek alınması gerektiğini ifade etti. Gülistan Sevim, şöyle dedi: “Bu sorumluluk sadece Kürt halkının değil, barış isteyen bütün halkların sorumluluğudur. Bu kadar acı yaşanmışken bu tarihi fırsat ve süreç göz ardı edilmemeli.