Amed’den Narin’in katledilmesine tepki: Sessiz kalmayacağız

Narin Güran’ın 19 günün sonunda katledilmiş halde bulunmasına tepki gösteren Amedli kadınlar, “Bizi katleden hayvanlar değil, erkekler. Bu vahşetin devam etmemesi için herkes ayaklanmalı” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed-Amed’in Rezzan (Bağlar) ilçesine bağlı Tavşantepe (Çulî) Köyü’nde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın 19 gün sonra cenazesi bulundu. Narin’in anne, babası ve kardeşlerinin de aralarında olduğu 24 kişinin gözaltına alındığı dosyada, gizlilik kararı ve yayın yasağı devam ediyor.

Kamuoyunda büyük tepkiye neden olan katliamın gerçekleri hala gün yüzüne çıkarılmazken, kentte çok sayıda STK, siyasi parti ve Diyarbakır Baro’su dosyayı takip ediyor. Yaşanan sürece yaptıkları yürüyüş ile tepki gösteren Amed halkı, attıkları sloganlarla da katillerin bir an önce bulunmasını istiyor. Yürüyüşe katılan kadınlar, “Bu ülke kadınlar ve çocuklar için güvenli değil. Dışarı çıkmaya korkuyoruz” sözleri ile yaşanan bu şiddet ve katliam sarmalına çözüm bulunması, gerekli mekanizmaların devreye konulması talebinde bulundu.

‘Çocuklarımızı kirli ellere bırakmak istemiyoruz’ 

  

Türkiye’nin kadın ve çocuklar için güvenilir olmadığını söyleyen Çınar Topuz, “Yeryüzündeki bütün çocuklar bizim. Yeryüzünde ki bütün çocukları korumalıyız. Bugün Narin’in başına gelenler yarın öbür gün bütün kadınların başına gelebilir. Bunun için bu yürüyüşe katıldım. Ciddi anlamda yaralıyız, akıbetin böyle olacağı belliydi. Kim kimi koruyor bilmiyoruz. Gülistan Doku, Narin, Leyla hiç fark etmiyor. Önce hayvanları öldürmekle başladılar, daha sonra insanları ve çocukları katlettiler. Belki tek tek belki de zamanla ama bu toplu katliamdan başka bir şey değil. Buna bir dur demek gerekiyor. Çocuklarımızı kirli ellere bırakmak istemiyoruz. Bunun içinde direneceğiz. Herhangi bir parti ya da ideolojiye bağlı olmaksızın buradayım, katliama karşı her şeyi yapmak yine sessimizi yükseltmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın umudunu yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Türkiye ne kadınlar ne çocuklar ne de hayvanlar için güvenilir bir ülke değil. Bu sorun toplumsal bir sorun. Bunun üstesinden gelmeliyiz. Bu direnişi büyümek gerekiyor” dedi.

‘Bir çocuğum olduğu için üzülüyorum’

  

Aileler olarak çocuklarının güvenliğinden kaygı duyduklarını ifade eden Emine Aykan, “Bir çocuk annesi olarak kızımı tek başına dışarı çıkaramıyorum. Okulda sosyal hayat diyorlar ama sosyal hayat yok maalesef. Tek başına gönderdiğimizde ya ölüyorlar ya da öldürülüyorlar. Onun Narin’i varsa benim de Ecrin’im var. Ne desek boş, o yüzden mücadele etmek için buradayım. Koruma altında olan bir köyde bir çocuğun 19 gün sonra bulunması bizi çok korkutuyor. O yüzden ben bir anne olarak çok korkuyorum” diye belirtti.

‘Bu katliamlara karşı susmayacağız’

  

Feleknaz Amedi de katliama karşı direnişi büyütmek gerektiğini kaydederek şöyle konuştu: “Evimizde sürekli ona ağladık. Çok çirkin, adaletsiz ve haksız bir olay, bu katliama karşı herkesin ayağa kalkması gerekiyor. Bu vahşete kimse sessiz kalmasın. Çocuklar daha fazla taciz ve tecavüze maruz bırakılmasın. Bu kaç oldu? Kaç çocuğun faili cezasız kaldı. Bu suçlar artık kimsenin yanına kalmasın. Bu topraklarda adalet olsaydı, hak hukuk ve vicdan olsaydı ilk günden suçlular yakalanırdı. Bu vahşete kimse sessiz kalmasın. Bu ilk değil, iki değil son vahşet değil. Bu katliamı lanetliyoruz. Bunu yapanı da ortağı olanı da kınıyoruz. Bu katliamlara karşı susmayacağız. Bu vahşet durana kadar da mücadele edeceğiz. Savcıların o hâkimlerin bunu kabul etmemesi gerekiyor.”

‘Eril politikalar toplumu çürütüyor’

  

“Genç bir kadın olarak, kendimi hiçbir şekilde güvende hissetmiyorum” diyen Roza Kolakan ise “Eril ve ataerkil politikalardan dolayı kendimi iyi hissetmiyorum. Narin Güran bunu yaşadıysa benim ya da kardeşimin bunu yaşayamayacağının bir garantisi yok. Yaşanan olaydan dolayı çok sinirliyim. AKP-MHP iktidarının politikalarına karşı buradayız. Tekrardan yeniliyoruz İstanbul Sözleşmesi yaşatır, katliam yasasına hayır diyoruz. Yaşamdan yana olduğumuzu her alanda göstermeye devam edeceğiz. Bizler hayvanlardan değil, bu erkeklerden ve bu politikalarla beslenilen katillerden korkuyoruz. Bunlara karşı her daim burada olacağız. Mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

‘Yaşadığımız ülke güvenli değil’ 

  

Yürüyüşe katılan Tülay Kendi de şunları vurguladı: “Yaşanan olaylardan dolayı çok üzgünüz. Narin gibi binlerce çocuğumuz var. Bu katliamların ve bu şiddetin sona ermesini istiyorum. Yaşadığımız ülke güvenli değil. Özgür bir şekilde yaşamımızı sürdüremiyoruz. Bu katliamlar son bulsun. Bütün ülke ayaklansın ve bu şiddetin artmasına engel olsun. Artık yeter!”