‘Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin kurulması çocuk haklarına ışık tutabilir’

İnsan hakları aktivisti Nezha Belkashla Fas’ta Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin kurulmasının önemine değinerek, sosyal, ekonomik, demografik ve politik dönüşümler karşısında kurumun sağlayacağı verilerin, karar vericilere ışık tutabileceğini ifade etti.

RAJA KHAYRAT

Fas- Fas'ta Aile Yasası’nda yapılması önerilen değişikliklerin tartışıldığı bu dönemde, Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin kurulması, kadın hareketinin temel taleplerinden biri haline geldi. Kadın hakları savunucularına göre bu konsey, yasa değişiklikleriyle ilgili kadın haklarını güçlendirmek ve kamuoyunda yanlış bilgilerin önüne geçmek için toplumsal bir tartışma zemini yaratabilir.

Fas Demokratik Kadınlar Derneği üyesi ve insan hakları aktivisti Nezha Belkashla, Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin neden hâlâ kurulamadığını ve bu konseyin aile ve çocukla ilgili uluslararası anlaşmalar ile yasalar konusunda nasıl rol oynayabileceğini anlattı.

Ailenin rolü

Nezha Belkashla, ailenin toplumun temel birimi ve sosyalleşmenin temeli olduğunu belirterek, “Aile, toplumsal ve kurumsal değerlerin aktarımında kilit rol oynar. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınmadan söz ederken aileyi göz önünde bulundurmamak mümkün değildir” dedi.

Nezha Belkashla, Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 16’ncı Maddesi’ne atıfla, ailenin toplum ve devlet tarafından korunması gerektiğine ve aile içinde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının önemine dikkat çekti.

Çocuk haklarını koruyan anlaşmalar

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, çocuk haklarının korunması hem aileye hem devlete ait bir sorumluluktur. Bu sözleşme çocukların üstün yararı ve cinsiyet eşitliği ilkesine vurgu yapar.

Ayrıca, Fas Anayasası’nın 32’nci ve 169’uncu maddelerinde Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin kurulması gerektiği açıkça belirtilmiş olsa da, bu kurum hâlâ kurulmuş değil. 2016 yılında çıkarılan 78.14 sayılı yasal düzenlemeye rağmen konsey dokuz yıldır hayata geçirilemedi.

Danışma Konseyinin rolü ne olacaktı?

Nezha Belkashla, bu konseyin kurulmuş olması durumunda, Aile Yasası’ndaki değişiklik tekliflerinden önce toplumdaki büyük değişimlerin, aile yapısının ve kadın-erkek rollerinin gözlemlenebileceğini belirtti. Nezha Belkashla “Ayrıca kadın ve çocukların aile içindeki yerini değerlendirme, yasa tekliflerini analiz etme ve toplumsal diyalogu canlandırma açısından da önemli bir işlev görebilirdi” diye belirtti.

Konseyin hâlâ kurulamamış olmasını siyasi irade eksikliğine bağlayan Nezha Belkashla, kadın haklarını geliştirecek projelerin de aynı kaderi paylaştığını söyledi. Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu gibi önemli mekanizmaların da aynı şekilde ertelendiğine dikkat çeken Nezha Belkashla, “Fas Anayasası, ulusal yasaların uluslararası anlaşmalarla uyumlu olmasını ve kamu politikalarının kadınlar ve çocukların durumunu iyileştirecek şekilde düzenlenmesini öngörse de pratikte bu anayasal hükümler hayata geçirilmiyor” dedi.

Toplumun önceliği değil

Nezha Belkashla, Danışma Konseyi’nin kurulmasının önündeki engellerin başında, siyasi aktörlerin bu kurumu önceliklendirmemesi olduğunu belirterek, hükümet değişikliklerinin projelerin sürdürülebilirliğini zorlaştırdığını, kamu politikalarının ise bütüncül olmaktan uzak olduğunu söyledi.

Konseyin görev ve yetkileri konusunda hükümetle sivil toplum arasında da uzlaşmazlıklar bulunduğunu dile getiren Nezha Belkashla, Paris İlkeleri’ne göre tam bağımsızlık ve sivil toplumun etkin katılımı sağlanmadığı sürece bu tür kurumların etkili olamayacağını ifade etti.

Ailelerin Kırılgan Durumu Raporlarla Ortaya Kondu

Nezha Belkashla, Aile ve Çocuk Danışma Konseyi’nin yürüteceği gözlem ve analizlerin önemine dikkat çekerek, Fas’ın yaşadığı sosyal, ekonomik, demografik ve politik dönüşümler karşısında bu kurumun sağlayacağı verilerin, toplumsal adalet, cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları açısından karar vericilere ışık tutabileceğini ifade etti.

Yüksek Planlama Kurumu, Aile ve Sosyal Entegrasyon Bakanlığı, Ulusal İnsan Hakları Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey ile bazı uluslararası örgütlerin raporlarına atıfta bulunan Nezha Belkashla özellikle kırsal bölgelerde kadın ve çocukların karşı karşıya olduğu yoksulluk, şiddet ve ayrımcılık gibi zorlukların sürdürülebilir kalkınmayı tehdit ettiğini kaydetti.

Nezha Belkashla konsey faaliyette olsaydı, Aile Yasası’na yönelik önerilerin toplumsal ve ekonomik etkilerini tartışmak için kamuoyu oluşturabileceğini ve anayasal kurumlarla birlikte bu sürece demokratik bir zemin kazandırabileceğini söyledi.

Nezha Belkashla özellikle çok eşlilik, çocuk yaşta evlilikler, miras düzenlemeleri, genetik analizle babalık tespiti, din farkı gözetilen evlilikler ve mülk paylaşımı gibi hassas konularda, konseyin toplumsal etkileri değerlendirme ve karar vericileri bilgilendirme açısından önemli bir görev üstlenebileceğini vurguladı.