“Adalet Nöbeti” başlatan tutuklu yakınları: Cezaevinden cenazeler çıkmasın!
Tutuklu yakınları cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta tutukluların mağduriyetlerine dikkat çekmek “Adalet Nöbeti” başlattı. Nöbette taleplerini dile getiren tutuklu yakınları, bütün ailelere nöbete destek vermeleri çağrısında bulunarak, “Cezaevlerinden cenazeler çıkmasın” dedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed - İHD’nin verilerine göre cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Pandemi süreci ile birlikte tutukluların hastanelere ve tedaviye erişimi kısıtlanırken, yaşanan tecrit tutukluları daha da mağdur ediyor. Bu süreçte hasta tutukluların yaşadığı duruma tepki gösterip çözüm bulunmasını isteyen tutuklu yakınları Diyarbakır Barosu Hizmet Bürosu’nda “Adalet Nöbeti” başlattı. Beşinci gününe giren nöbete katılan tutuklu yakınları talepleri yerine getirilene kadar eylemde olacaklarını ifade etti.
Eşi ve oğlu yıllardır cezaevinde
İlerlemiş yaşına rağmen nöbet eylemine katılan Hasine Güler, Kandıra Cezaevi’nde kalan oğlu Habip Güler ve Hatay T Tipi Cezaevi’nde tutulan eşi Sıddık Güler için adalet istiyor. Oğlunun 16, eşinin de 26 yıldır cezaevinde olduğunu ifade eden Hasine Güler, eşinin iki defa kalbinden ameliyat olduğunu söyledi. Eşinin muayeneye gitmesine rağmen ellerindeki kelepçeyle tedaviyi kabul etmediği için cezaevine geri götürüldüğünü söyleyen Hasine Güler, tutuklulara yapılan uygulamaların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
“Eşim dört ay karantinada kaldı”
Hastaneye gidiş dönüşlerde var olan karantina uygulamasının da işkenceden farkı olmadığını belirten Hasine Güler, “Benim eşim dört ay boyunca karantina da kaldı. Elleri kelepçeli diye tedavi olmuyor ama kelepçeyi yine de çıkarmıyorlar. Yaşlı insan ama ona bu işkenceleri yapıyorlar. Rapor için başvuru yaptık ama raporunu kabul etmediler. Oğlumun da gözleri ağrıyor. Yıllardır cezaevinde ama o da gözünden tedavi edilmiyor. Cezaevlerinde çok ciddi bir baskı var. İki yıldır açık görüşler yapılmıyor. Biz çocuklarımızın ne durumda olduğunu bile bilmiyoruz. Bu tutuklular çok hasta onların tahliye edilmesi gerekiyor. Benim eşim tekerlekli sandalye ile görüşlere çıkıyor. Bu yapılan zulüm değil de nedir?” sözlerine yer verdi.
“Cezaevlerinden cenazeler çıkmasın”
Ahmet Kolakan ve Mahsum Kolakan isimli iki oğlu cezaevinde tutulan Fevziye Kolakan, çocukları için başlattıkları nöbete bütün ailelerin sahip çıkması gerektiğini söyledi. Bu anlamda tutuklu ailelerine çağrıda bulunan Fevziye Kolakan şunları söyledi: “Biz buraya çocuklarımız için geldik. Avukatlardan bütün insan hakları savunucularından destek bekliyoruz. 28 yıldır oğlum içeride. Onlarca hastalığı var. Kalbinden rahatsız, kolestrolü var, buna rağmen yine de tedavi edilmiyor. Ben üç yıldır oğlumun görüşüne gidemiyorum. Oğlumu en son gördüğümde gözlerim kendiliğinden doldu. Oğlumda hal bile kalmamış. Herkes bizlere tutuklulara ses olsun. Onları oradan kurtaralım. Biz dışında bütün anneler de gelsin burada otursun. Çocuklarımızın hakkını savunalım. Cezaevlerinden cenazeler çıkmasın.”
“Yapılan bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz”
28 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan kardeşi Abdulselam Güler için nöbete katıldığını ifade eden İnci Güler Altındağ ise, yaşanan adaletsizliği kınadıklarını söyledi. Sadece tutukluların değil kendilerinin de cezaevi görüşlerinde baskı ve hak ihlallerine maruz bırakıldıklarını dile getiren Güler Altındağ, yapılan hukuksuzluğu kabul etmedikleri için bu nöbeti başlattıklarını kaydetti.
“Adaletsizliğe dur demek için buradayız”
Gerekirse Adalet Bakanlığı’na kadar gideceklerini söyleyen Güler Altındağ, şu ifadelere yer verdi:
“Görüşe gittiğimizde bile diğer tutuklular ile hiç konuşamıyoruz. Kendi yakınımız dışında birine selam verdiğimizde direk iletişim cezası alıyoruz. Sadece el sallayıp geçiyoruz. Biz bu zulmü kabul etmiyoruz, adalet istiyoruz. Cezaevine her gidişimizde tutukluları farklı görüyoruz. Hastaneye gitseler döndüklerinde 15 gün hücrede kalıyorlar. Biz bunları gördüğümüz için buradayız. Herkes bizim çığlımızı duysun, bize destek olsun. Adalet istiyoruz ve bu adaleti sağlayacaklar. Pandemiden dolayı ben iki yıldır abime sarılamıyorum. Biz de insanız ben abimi yıllardır bir cam arkasından görüp konuşuyorum. Buraya adaleti savunmak için geldik. Gerekirse Adalet Bakanlığına kadar da gideriz.”