Adalat Omar: Gerçek inanç kadınlar olmadan vatan olmayacağı inancıdır

“Jin, Jiyan, Azadî” sloganının artık sadece bir çığlık değil, özgürlük ve onur için mücadele eden kadınlara yönelik küresel bir çağrı olduğunu vurgulayan Adalat Omar, “Gerçek inanç, kadınlar olmadan vatan olmayacağı inancıdır” dedi.

BERAA CALÎ

Rakka - Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınlar, öncülük ve siyasi katılımda kritik bir rol üstleniyor. Kadınlar, Özerk Yönetim sistemi içinde farklı alanlarda öncü pozisyonlar alarak, dengeli ve kapsayıcı bir toplum inşa etmede aktif rol oynuyorlar.

Aynı zamanda mali bağımsızlıklarını güçlendirmek ve ekonomik özgürlüklerine ulaşmak için kendi projelerini hayata geçiriyorlar. Buna karşın, rollerini baltalamaya ve kazanımlarını hedef almaya çalışan egemen güçlerin sistematik saldırılarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Kadınların öncülük ettiği Rojava Devrimi, onları zayıf gösteren geleneksel bakış açılarına güçlü bir yanıt niteliğinde. Bu süreç, kadınların haklarını ve toplumlarının kazanımlarını savunmadaki kararlılıklarını ve gerçek değişim yaratma kapasitesini ortaya koyuyor, daha adil ve eşitlikçi bir gelecek inşa etme yeteneklerini doğruluyor.

Rojava Devrimi’nin yarattığı dönüşüm

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Kadın Konseyi Başkanı Adalat Omar, kadınlar öncülüğünde gelişen Rojava Devrimi’nin Suriye krizinin başlangıcından bu yana büyük bir dönüşüm yarattığını vurguladı. Özellikle Cizîr, Kobanê ve Efrîn’de Özerk Yönetim’in ilanıyla birlikte kadınların özgürleşmesine odaklanıldığına dikkat çeken Adalat Omar, Rojava Devrimi’nin kadınların mücadelesi ve direnişinden kaynaklanan özgün bir karaktere sahip olduğunu ifade etti.

‘Askeri alanda kendilerini kanıtladılar’

Adalat Omar, “Kadınlar, özellikle askeri alanda olmak üzere çeşitli alanlarda yetkinliklerini kanıtladı ve bu alanı sadece erkeklere ait gören ideolojilere meydan okudu. Özgürlüklerini kısıtlayan zorluklara, acılara ve geleneksel sınırlamalara, ayrıca Türk işgali, Baas rejimi, Suriye geçici yönetim ve IŞİD’in saldırılarına rağmen, kadınların direnişi güç ve kararlılıkla devam ediyor” dedi.

‘Kadın davası artık coğrafi sınır tanımıyor’

Adalat Omer, 2014 yılında IŞİD’e karşı verilen mücadelede kadınların aktif rol oynadığını belirterek, “Kendi hareketimizi kurduk ve karşılaştığımız tehditlerle başa çıkma becerimizi gösterdik. Kadın davası artık coğrafi sınır tanımıyor; bu küresel bir mesele. Kuzey ve Doğu Suriye’den yükselen ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganımız, İran, Fransa, Hindistan, Lübnan ve Irak’a kadar ulaştı” diye kaydetti.

Suriyeli kadınların mücadelesinin küresel feminist hareketlerle bağlantısını vurgulayan Adalat Omar, “Kadın devrimimiz sadece askeri bir direniş değil, aynı zamanda geleneksel yapıları yıkmayı ve toplumu adalet ve eşitlik temelinde yeniden şekillendirmeyi amaçlayan siyasi ve sosyal bir projedir” şeklinde konuştu.

Her alanda elde edilen başarılar

Kuzey ve Doğu Suriye bölgesindeki kadınların çeşitli alanlarda kayda değer başarılar elde ettiğine dikkat çeken Adalat Omar, sözlerine şöyle devam etti:

“Askeri alanda, toplumsal güvenliği artırmak amacıyla Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) ve Kadın İç Güvenlik Güçleri (HPC-JIN) kurulmuştur. Siyasi alanda ise eş başkanlık sistemi benimsenirken, kadınlar Yürütme Konseyi, Adalet ve Halklar Konseyi gibi organlarda tabandan tepeye kadar yüzde 50 eşit temsil oranıyla yer alıyor. Ayrıca her organda kadınlara ayrılan özel ofisler bulunuyor. Kongra Star, Zenûbiya Kadın Topluluğu ve Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi gibi bağımsız kadın örgütlerinin yanı sıra, kadın sorunlarıyla ilgilenen çok sayıda kurum da aktif olarak çalışmalar yürütüyor.

Hukuki alanda da önemli adımlar attık; velayet, boşanma ve miras konularında kadınların haklarını korumak için yasalar çıkarıldı. Aile Kanunu kapsamında kadına yönelik şiddet açıkça suç sayıldı. Bu, kadınların adalet önünde eşit haklara sahip olmasının önünü açan tarihi bir adımdır. Ayrıca kadınların karar alma süreçlerinde daha etkin olabilmeleri için kadın komünleri ve meclisleri kurduk. Bunun yanı sıra, kadın özgürlük ideolojisini bilimsel temelde geliştirmek amacıyla Jineoloji Akademisi gibi uzmanlaşmış kurumlar açtık. Kadınların farklı alanlardaki yeteneklerini geliştirmek ve toplumsal farkındalığı artırmak için sürekli eğitim programları düzenliyoruz. Bu çalışmalar, kadınların hem kendi yaşamlarında hem de toplum genelinde daha güçlü bir konuma gelmesini sağladı."

‘Mücadele sınırları aştı’

Adalat Omar, Özerk Yönetim Yürütme Kurulu Eş Başkanı Îlham Ehmed’in Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesinin, Kürt kadınlarının küresel ölçekteki etkisini gösteren önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Adalat Omar, “Îlham Ehmed, Özerk Yönetim projesini kararlılıkla savunarak herhangi bir otoriter eksene dahil olmayı reddeden bir duruş sergiledi. Bu adaylık, kadınların barış inşasındaki rolünün uluslararası düzeyde tanınmasının bir göstergesidir. Kürt ve Suriyeli kadınların davasını Birleşmiş Milletler ve Avrupa gibi uluslararası forumlara taşıyarak, mücadelemizin sınırları aştığını ve artık küresel feminist hareketin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösterdik” diye kaydetti.

Kadın örgütlenmesinin, demokratik konfederal bir projenin inşasında temel bir rol oynadığını vurgulayan Adalat Omar, ulusal düzeyde herhangi bir devrimin başarısının kadın birliğinden geçtiğini ifade etti. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadın devrimi deneyiminin, yalnızca bölgeyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Adalat Omar, bu deneyimin diğer Suriye şehirlerine ve dünyaya aktarılması çağrısında bulundu.

Adalat Ömer, sözlerinin sonunda “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının artık sadece bir çığlık değil, onur ve özgürlük için mücadele eden her kadına yönelik küresel bir çağrı haline geldiğini söyledi. Bu sloganı kapsamlı bir devrimin başlangıcı olarak tanımlayan Adalat Omar, gerçek inancın kadınlar olmadan vatan olmayacağı inancında yattığını belirtti.