Abluka ve savaş Gazze’de insani krizi derinleştiriyor

Gazze’de devam eden savaş insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan temel ihtiyaçların maliyetini yükseltti ve halk bombalanan bankalardaki parasına da ulaşamıyor. Tüm bu yaşananlar yaşamı daha da zorluyor.

NAGHAM KARAJEH

Gazze- Bir buçuk yılı aşkın süredir Gazze Şeridi, yıkıcı bir abluka ve devam eden bir savaşın pençesinde yaşıyor. Bu durum her çalışmayı, yaşamın her alanını etkilediği kadar bankacılık sistemini de etkiledi. Bankaların kapanması ve para çekme makinalarının sistematik bombardımanlarla devre dışı kalmasıyla, bankacılık sistemi neredeyse tamamen çöktü. Bu durum, nakit sıkıntısı oluşturdu. Paralarına ulaşmak isteyen yurttaşlar, komisyon oranı yüzde 40’a kadar çıkan aracılara başvurmak zorunda kalıyor.

Bu finansal çöküşün ortasında, yerel para birimi de ek bir yük haline geldi. Nakit banknotların yıpranmışlığı ve piyasa tarafından kabul edilmemesi, sivillerin her geçen gün yaşam mücadelesini zorlaştırıyor.

Kadınlar iki kat acı çekiyor

Gazze’deki yüz binlerce Filistinli kadınlardan biri olan Duha Musleh’in üç kız çocuğu var. Duha Musleh abluka ve savaşın kadınların boğazına bir çift keskin kılıç gibi dayandığını anlatarak, "En kötü şeyin bombalanmak olduğunu sanıyordum, ta ki paramın da elimden alınacağını ve onu ancak yarısı başkalarına gittikten sonra görebileceğimi anlayana kadar" diye belirtti.

Savaş başlamadan önce, Gazze’de bir kuaför açmak için girişim başlattığını belirten Duha Musleh, bu hayalin onun birikimiyle attığı ilk büyük adım olduğunu söyledi. Duha Musleh, 
"Kuaför açmak benim hayatımın hayaliydi. Ailemin geleceğini kurmak için ilk adımdı. Ama savaş her şeyi mahvetti. Merkez kapandı, her şey durdu" dedi.

Tüm zorluklara rağmen Duha Musleh hâlâ hayalinden vazgeçmiş değil. Bir kuaför açma hayali için çaba harcayan Duha Musleh, karşılaştığı engellerin gün geçtikçe arttığını ifade ederek şunları söyledi: "Yeniden çalıştırmak çok zor.

Hammadde kıt, fiyatlar akıl almaz. Merkezdeki zararları onarmam bile mümkün değil çünkü piyasadaki alternatifler çok pahalı. Şu anda attığım her adım bana sadece maddi değil, ruhsal olarak da çok ağır geliyor. Her şey yük oldu ama yine de pes edemem. Hayalim hâlâ yaşıyor, bir gün bu merkezi tekrar inşa edip hedeflerime ulaşacağım."

Bankaların kapanmasıyla finansal çöküş yaşandı

"Artık sahip olduğumuzun yarısını, yalnızca ona ulaşabilmek için vermek zorundayız" diyen 
Duha Musleh, yaşadığı mali yıkımı şu sözlerle dile getirdi: "Kırk yıldır biriktirdiğim tüm tasarruflar, bir anda yok oldu. Harcadığım için değil, nakit çekmek için aracılara verdiğim yüksek komisyonlar yüzünden. 100 dolar almak istiyorsam, sadece 60’ını alabiliyorum, geri kalanı hiçbir hakları olmadan alıyorlar. Çalışıyorum, üstelik çok zor koşullarda. Maaşımı alıyorum ama hemen yarısını nakit alabilmek için komisyona ödüyorum. Başka seçeneğim yok, tüm kapılar kapalı."

Filistin Para Otoritesi’ne göre, 2023 Ekim’inde savaşın patlak vermesinden bu yana Gazze’deki banka şubelerinin yüzde 93’ü İsrail bombardımanıyla yıkıldı. 94 para çekme makinasından 91’i devre dışı kaldı. Halk, yüzde 40’a varan komisyonlarla çalışan karaborsa aracılara mahkûm bırakıldı.

Göç hikayeleri ve hayatta kalma savaşı

Savaşın başında, Duha Musleh’in ailesi Gazze’nin güneyine göç etti. Üç kızıyla birlikte ailesine ulaşmaya çalışan Duha Musleh iki gün boyunca yollarda kaybolduğunu ve yaşadıklarını şu şekilde anlattı: "Ne tarafa gittiğimi bilmiyordum. Kızlarımı harabeler arasında sürüklüyordum. Bir caminin köşesinde uyuduk. Ne su ne yiyecek ne battaniyemiz vardı. Dünyanın dibine inmiş gibiydim."

Duha Musleh zorla yerinden edildiği günlerini, Gazze'nin güneyinde bir çadırda kaldığı geceye dönük şunları söyledi: "Gece sakindi. Uykuya dalmak üzereydik. Kızım yerde bir şeyin hareket ettiğini fark etti. Büyük bir yılandı. Çığlık atmadım. Çılgınca etrafta bir şeyler aramaya başladım ne sopa ne bir şey vardı. Ellerim titreyerek ağır bir cisim buldum ve yılana tekrar tekrar vurdum. Kızlarımı hayatta tutmam gerekiyordu. Bu ilk değildi, her gün yılanlar çadırın etrafında. Ben de öldürmeye çalışıyorum, yeter ki kızlarım zarar görmesin."

Tekelleşme ve yıpranmış banknotlar

Parasına ulaşabildiğinde bile yıpranmış banknotlar sorunu ile karşılaştığını anlatan Duha Musleh, "Elimize verdikleri kağıtlar yırtık, satıcılar kabul etmiyor. Şikâyet ettiğimde ya al ya bırak diyorlar. Geri götüremem, alternatifim yok. Bir şey satın almaya çalıştığımda satıcılardan aşağılayıcı sözler duyuyorum. Kendi paramızla dileniyoruz. Yalvarıyoruz ki biri bu parayı kabul etsin de geri çevirmesin" dedi.

‘Her şeye rağmen direniyorum’

Yıllardır kızlarının geleceği için para biriktiren Duha Musleh, tüm birikimlerinin yok olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Fiyatlar çıldırmış durumda. Bir kilo un, bir günlük çalışmama denk. İçme suyu için kilometrelerce yürüdüğümüz oluyor. Su pahalı, çünkü her gün ihtiyaç. Bu şekilde nasıl yaşayayım? Emeklerimin meyvesini bile saklayamıyorum."

Tüm bu yaşadıklarına rağmen, direnmeye çalıştığına işaret eden Duha Musleh devamında şunları söyledi: "Çok düşünüyorum, ne zamana kadar sürecek? Her şey bana karşı. Ne elektrik ne para ne yemek ne de bağırabileceğim bir alan var. Eski püskü çadırlarda ve hasarlı evlerde canlı canlı gömülüyoruz. Attığımız her adımda bir savaş veriyoruz. Direnmek hiç bedava olmadı. Kanımızla, gözyaşımızla ve bankaların kapısında kırılan hayallerimizle ödüyoruz bu bedeli."