'Önder Apo’nun barış ve demokratik toplum çağrısı, Gazze için de bir çözüm olabilir'

Fırat Kantonu Kongra Star üyesi Xunav Xelîl, “Gazze’de yaşanan açlık, tüm insani standartların ve kuralların ihlali anlamına geliyor” diyerek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı Gazze’ye yönelik de bir çözüm yolu sunduğunu vurguladı.

BERÇEM CÛDΠ 

Kobanê- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırıların bilançosu giderek ağırlaşıyor. Savaş, açlık, zorunlu göç ve sağlık hizmetlerinden mahrumiyet gibi etkenler Gazze’yi kritik bir eşiğe getirdi. İsrail’in saldırıları büyük bir yoğunlukla sürerken, Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre şu ana dek 60 binden fazla insan yaşamını yitirdi, 100 binden fazla kişi ise yaralandı. Dünya Sağlık Örgütü ve Gazze Sağlık Bakanlığı’nın 27 Temmuz’da paylaştığı verilere göre, İsrail saldırılarının yol açtığı açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 154’e ulaştı. Bu kişilerin 89’u çocuktu. Öte yandan, Gazze’deki açlık krizine ilişkin birçok uluslararası kuruma ciddi uyarılarda bulunuldu. Gazze’nin büyük bir felakete doğru sürüklendiği ve 21. yüzyılda benzeri görülmemiş bir insani dramın yaşandığı vurgulandı.

Bu bağlamda, Fırat Kantonu Kongra Star Sağlık Komitesi yönetim üyesi Xunav Xelîl, Gazze’deki durumu değerlendirerek yaşananların küresel hegemon güçlerin paylaşım savaşlarının bir sonucu olduğunu ifade etti.

Toplum, küresel hegemon güçlerin paylaşım savaşlarında yok edici bir silah olarak kullanılıyor

Fırat Kantonu Kongra Star Sağlık Komitesi yönetim üyesi Xunav Xelîl, değerlendirmesinin başında hegemonik güçlerin toplumlar üzerindeki politikalarına ve müdahalelerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugün yaşanan olaylar ve çatışmalar, Üçüncü Dünya Savaşı'nın tüm hızıyla ve en şiddetli haliyle sürdüğünü gösteriyor. Hegemonik ve egemen güçlerin uyguladığı politikalar ile çıkar hesapları sonucunda toplumda derin insani, ekonomik ve ahlaki yozlaşmalar yaşanıyor. Hegemonik güçler, halkları ezmek ve toplumu yalnızca hayatta kalmaya zorlamak istiyor."

Xunav Xelîl konuşmasının devamında, küresel hegemonik güçlerin toplumları baskı altına alma yöntemlerine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu güçler, halkları ezmek, yok etmek ve sindirmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Ancak bu şekilde hegemonyalarını pekiştirip iktidarlarını sürdürebiliyorlar. İnsanları temel toplumsal sorunlardan ve var olan sistemleri sorgulamaktan uzaklaştırmak amacıyla sürekli savaşlar ve çatışmalar yaratılıyor. Böylece halk, yalnızca karnını doyurmak ve yaşamını sürdürmek gibi en temel ihtiyaçlara odaklanmak zorunda bırakılıyor.”

‘Bu yüzyılın en büyük ayıbı, Gazze’de yaşanan kıtlıktır’

Xunav Xelîl, değerlendirmesini sürdürerek Gazze’deki insani krize dikkat çekti. Xunav Xelîl, şu ifadeleri kullandı: “Bu kritik dönemde birçok ülke ve halk ağır kayıplar yaşadı. Bu bölgelerden biri de eşi benzeri görülmemiş bir felaketle karşı karşıya olan Gazze. Her gün binlerce insan açlıkla mücadele ediyor; yüzlerce çocuk, kadın, genç ve erkek hayatını kaybediyor. 21. yüzyılda hâlâ açlıkla karşı karşıya olmamız büyük bir utanç kaynağıdır. Barış, istikrar, eşitlik ve özgürlükten söz ettiğimiz bir çağda, bazı toplumlar hâlâ açlık politikalarıyla katlediliyor.”

‘Ne ateşkes başarılı oluyor ne de insani yardım Gazze’ye ulaşıyor’

Xunav Xelîl, Gazze'nin hâlen abluka altında olduğunu hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu: “Her gün yoğun saldırılar gerçekleşiyor ve insanlar durmaksızın hayatını kaybediyor. Ne yazık ki iktidardaki güçler artık insani standartları ve uluslararası kuralları tanımıyor; bu kuralları açıkça ihlal ediyor ve tüm dünya buna sessiz kalıyor. İnsan haklarını korumaya yönelik yasa ve anlaşmalardan söz ettiğimizde, bu belgelerin aslında ahlaki ve vicdani ilkelere dayandığını görüyoruz. Ancak bu ilkeler pratikte uygulanmıyor. Bazı ülkeler Gazze’deki ablukayı kırmak ve Filistin halkına insani yardım ulaştırmak için çaba gösteriyor. Fakat ne yazık ki bu girişimler sonuç vermiyor: Ne ateşkes sağlanabiliyor ne de yardım konvoyları Gazze’ye ulaşabiliyor.”

Katliamlarla haritalar değiştiriliyor

Xunav Xelîl, yalnızca Gazze’de değil, dünyanın birçok bölgesinde benzer politikaların uygulandığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Gazze’de yaşananlar, toplumların ve halkların bir kez daha egemen güçlerin iktidar mücadelesinin kurbanı haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Filistinliler, bu güçler arasındaki savaşın sonucunda açlık ve susuzluk nedeniyle yaşamlarını yitiriyor. Elbette yalnızca Gazze değil; benzer durumlar Afrika’da da yaşanıyor. Yoksulluk ve açlık geniş bir coğrafyayı etkiliyor. Suriye’de ise hâlâ istikrarsızlık ve insani kriz devam ediyor.

Genel olarak bakıldığında, egemen güçler ile yerel iktidar odakları arasındaki bu çatışmalarda, haritalar katliamlar, zorunlu göçler, açlık, hastalık ve benzeri yollarla yeniden çiziliyor. Toplumlar sistematik olarak yok edilmeye çalışılıyor.”

Ortadoğu’nun çözüme ihtiyacı var

Xunav Xelîl, konuşmasının sonunda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum çağrısına dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Zaman zaman sözlü açıklamalar ya da bireysel tepkiler ortaya çıkıyor. Ancak bu tutumların çoğu, aynı proje ve politikanın bir parçası hâline geliyor. Eğer gerçek bir irade olsaydı, Gazze’deki kriz çoktan çözüme kavuşturulmuş olurdu. Bu trajedi artık sona ermeli. Eğer Gazze için somut adımlar atılmazsa, yarın başka ülkeler de benzer acılarla karşı karşıya kalacaktır. Bu yöntemlerle istikrarlı, güvenli ve barışçıl bir dünya inşa edemeyiz. Aksine, hegemonik güçler 24 saat toplumları yok etmeye yönelik hareket ediyor. Bu nedenle, Önder Apo’nun Barış ve Demokratik Toplum çağrısı, günümüzde yaşanan tüm çatışmaların çözümünde hem bir anahtar hem de bir ilaç niteliğindedir. Dünya halklarının bu çağrıyı dikkate alacağına ve hayata geçireceğine inanıyoruz. Eğer bu gerçekleşirse, tüm bileşenler, etnik kimliklerin, inançların, cinslerin ve renklerin kimlikleriyle birlikte, eşit ve özgürce yaşayabildiği bir sistem mümkün olacaktır.”