‘İran'daki halklar değişimi getirebilir’

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısının ardından farklı tepkiler dile getirildi. Afganistan deneyiminden yola çıkarak saldırıları değerlendiren kadın hakları savunucusu Yalda Ahmad, “İran halkları değişimi getirebilir” dedi.

BAHARAN LAHİB

Afganistan- İsrail'in İran'a yönelik saldırısının başlamasıyla birlikte tüm dünyada analistler farklı senaryolar üzerinde yorumlar yapıyor. Analistler sürecin belirsizliğine dikkat çekiyor.

İran’da saldırılar devam ederken ülkede rejime muhalefet edenlere yönelik geliştirilen baskılar ise üst düzey noktada. Ülkede İsrail saldırılarında yetkililerin hayatını kaybettiği gün muhalif olan kimi kişiler de idam edildi. İran’da yaşanan gelişmeler son zamanlarda özellikle Afganistan’da yaşananlar arasında benzerlikler kurularak tartışılıyor.

Afganistan’da halkın 7 Ekim 2001'de ABD saldırısıyla yaşadığı deneyime benzer şekilde; terörle mücadele ve insan haklarını savunma adına ülkeyi bir yıkım, yolsuzluk ve şiddet uçurumuna sürükleyen bir saldırı şeklinde yorumlanıyor.

İran ve Afganistan benzerliği

ABD ve NATO'nun Afganistan'daki askeri varlığından sonraki yirmi yıl boyunca kadınlara yönelik yaygın şiddet, entelektüellere yönelik geliştirilen eylemler, yapısal ve ahlaki yozlaşma, uyuşturucu üretimi ile kullanımında eşi benzeri görülmemiş artış, aşırı dinci okulların kurulması, etnik ve dini çatışmaların kışkırtılması gibi olgular şekillendirildi. Gelinen son noktada ise ABD'nin Afganistan'dan çekilmesiyle ülke bir kez daha Taliban'a teslim edildi. Bir yönetim biçimi olarak İran’a benzer bir yapı Afganistan’da yeniden yaratıldı ve ilk hedef alınanlar da kadınlar ve aydınlar oldu. Böylesi bir deneyimle Afganistan halkı bugün aynı senaryonun İran’da yaşandığını düşünüyor. Ancak elbette İran’da geliştirilen ‘jin, jiyan,azadî’ ayaklanmasının İran için daha umut verici bir noktada durduğu belirtiliyor.

Bundan sonra ne olacak?

Ortaya çıkan tabloyu ajansımız için değerlendiren psikolog ve kadın hakları aktivisti Yalda Ahmad, "İsrail'in İran'a saldırmasıyla rejimde değişiklikler olması mümkün; belki de rejim çökecek ve yok olacak. Ama önemli olan bundan sonra ne olacağı; İran halkının kaderi ne olacak? İktidarı kim ele geçirecek? Bu saldırının İran halkı için sonuçları ne olacak?” şeklinde konuştu.

Yönetimine müdahale edilen ülkelere bakıldığında olumlu bir anlamda deneyim görülemediğini söyleyen Yalda Ahmad, “Hiçbir ülke, kendi çıkarlarını düşünmeden başka bir ülke için bir şey yapmaz. Önemli olan, bundan sonra İran halkının başına ne geleceğidir” dedi. ABD'nin Afganistan'a saldırısı ile İsrail'in İran'a saldırısı arasındaki farkla ilgili olarak ise şunları söyledi:

"Bir bakıma, ABD'nin 24 yıl önce Afganistan'a gerçekleştirdiği saldırı ile İsrail'in bugün İran'a gerçekleştirdiği saldırı arasında bir fark var. ABD'nin gerçekleştirdiği saldırı, kendisi doğrudan bir rol oynadı ve terörle mücadele, insan hakları ve kadın hakları getirme adı altında Afganistan'a girdi. Hükümeti Afganistan'ı kötüden de kötü hale getiren ve daha fazla sefalet ve soruna neden olan bir grup suçluya verdi.”

‘Temel olan İran halkının kendisidir’

ABD’nin İran’a açıktan ve doğrudan bir müdahalede şimdilik bulunmadığını ifade eden Yalda Ahmad, “Saldırıdan yana olmadığını ve bir rolü olmadığını söylese de dolaylı olarak büyük bir rolü var. İsrail'in ABD'nin desteğiyle saldırdığı herkes için açık ve net. Emperyalist ülkeler birlik ve beraberlik içinde. Esir uluslara, yoksul uluslara karşı işledikleri her suçu, tam bir birlik içinde işliyorlar" dedi. Yalda Ahmad, ABD'nin Afganistan'daki yirmi yıllık varlığı sırasında yaşadığı deneyim hakkında ise şöyle konuştu:

“Bir Afgan kadın olarak, başka hiçbir ülkenin kurtarıcı olamayacağını ve başka bir ülkeye mutluluk ve refah getiremeyeceğini söyleyebilirim. İran rejiminin katil ve zalim bir rejim olduğu açıktır. Cinayetleri ve barbarlığı zirveye ulaşmış bir rejimdir. İran halkı bıktı, herkes bu rejimin düşmesini ve çökmesini istiyor. Ancak çok önemli olan, temel bir rol oynayan şey İran halkının kendisidir. Ne İsrail ne Amerika ne de başka bir ülke İran'a barış, huzur ve mutluluk getiremez, İran halkı dışında.”

‘Değişimi getirebilecek İran halkı’

Ülkede ABD olmadan öncede Taliban gerçekliğine işaret eden Yalda Ahmad, “ABD, terörle mücadele etmek, Taliban'ı ortadan kaldırmak, kadın ve insan haklarını güvence altına almak için geldiğini söyledi. Ancak 24 yıl boyunca Afganistan halkı terörizmin ortadan kalkmadığını, aksine daha da şişmanladığını gördü. Ve bir gecede her şey çöktü. Taliban iktidara geri döndü ve bugüne kadar, felaket yönetimlerini sürdürmeleri, hain emirliklerini güçlendirmeleri ve Afganistan'daki kadınlara ve insanlara karşı suç işlemeleri için haftada 40 milyon dolar yardım alıyorlar. Bu yüzden, bu değişimleri yönetebilecek ve değişimi getirebilecek İran halkı ve İranlı savaşçıların dışında bir kurtarıcı yok" diye ifade etti.

‘Hiçbir ülke güvende değil’

Yalda Ahmad, savaşın Ortadoğu ve dünya genelindeki etkilerine de değinerek “Bu savaş ve devam eden kriz, Ortadoğu ve diğer ülkeler üzerinde derin etkilere sahip olacak.

Çünkü bu ülkeler birbirine bağlı. Emperyalizm ve emperyalist güçler suçlarını sürdürmek için buna ihtiyaç duyuyor. Zaman zaman bu ülkelerin, özellikle de ABD'nin saldırmak için bahaneler bulduğunu görüyoruz. Afganistan'a yapılan saldırıdan Irak, Suriye ve bugün İran'a kadar. Tüm bunlar utanç verici ve trajik varoluşlarını sürdürmek içindir. Tarihsel deneyim, bu eğilimin devam edeceğini ve diğer ülkelerin de güvende olmayacağını göstermiştir” dedi.

‘Kurtuluşun yolu mücadele’

Yalda Ahmad, son olarak İran halkına da bir mesaj verdi ve şöyle konuştu:

“24 yıl önce Amerikan saldırılarını deneyimleyen ve ülkemizde sonuçlarını gören bir Afganistanlı kadın olarak mesajım, onları İran halkı dışında kimsenin kurtaramayacağıdır. Bilinçli olan insanlar, çoğunluğu, katil İran rejimine karşı savaşan ve mücadele eden insanlar, ülkelerine refah ve barış getirebilecek olanlardır. Onların ayaklanmaları, İran'ın korkunç hapishanelerindeki direnişleri ve günlük mücadeleleri kurtuluşlarının yolu olabilir. Ne Amerikalılar ne İsrailliler ne de başka bir ülke İran halklarına barış, huzur ve refah getirebilir.”