RONÎDA HACÎ

Hesekê- Türk devletinin 8 Temmuz’da Şengal’de bir aracı Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile hedef alması sonucu, Çira TV ve Çira FM çalışanlarının olduğu 3 kişi yaralandı. Saldırıda yoldan geçen ve aynı aileden olan 4 kişi de yaralandı. Saldırıda ağır yaralanan gazetecilerden Mirad Mîrza 11 Temmuz’da yaşamını yitirdi. Kuzey ve Doğu Suriye'nin Cizîr Kantonu'nun Hesekê kentindeki Êzidî kadınlar, Şengal’de gazetecilere yönelik saldırıyı kınayarak, "Hiç kimse hakikatin sesini kapatamaz” dedi.

‘Gerçeğin sesine kimse engel olamaz’

Suriye Êzidî Kadınlar Birliği Üyesi Hediya Şemo, 2014 fermanına dikkat çekerek, “2014 yılında DAİŞ çeteleri Êzidî halkına yönelik bir ferman gerçekleştirdi ve Barzani ailesinin ihaneti de o dönemde gerçekleşti. Peşmergeler geri çekildi, bunun sonucunda binlerce kadın katledildi ve kaçırıldı. Şengal’de yaşananlar kamuoyuna yansımasın diye gazeteciler hedef alındı. Şengal'den gazeteci Sîlêman Ehmed’in tutuklanmasına ve son olarak Çira TV muhabiri Mirad Mîrza'nın hedef alınmasına kadar birçok örneği var bunun.  Gazetecilerin hedef alınması sadece Şengal ile sınırlı değil, devrimin yaşandığı her yerde saldırılar oluyor. Rojava'daki devrim Şengal'den farklı değil, dolayısıyla nerede direniş ve mücadele varsa orada saldırının da olduğunu görüyoruz. Gazeteciler toplumun aynasıdır ve devrimin gelişmesinde en önemli role sahipler. Dolayısıyla saldırılarla bu kesimi zayıflatmak istiyorlar. Ancak biz de diyoruz ki, gerçeğin sesine, rengine kimse engel olamaz” şeklinde konuştu.

‘Yaşamımızı yeniden inşa ediyoruz’

Suriye Êzidî Kadınlar Birliği Üyesi Saad Hiso ise basının kamuoyunun sesini yansıttığını söyleyerek, bu nedenle hedef alındığını kaydetti. Türk devleti ve ortaklarının Êzidî halkının gelişmesini istemediğini dile getiren Saad Hiso, “Tüm bu politikalar Kürt halkını yok etmeye dönüktür. Ayrıca Kürt davasına ihanet edenlerin kimler olduğunu çok iyi biliyoruz. Onlara çağrımız; uyanık olun ve düşmanın elinden ellerinizi çekin. Kürt toplumunun geleceğine sahip çıkmalarını istiyoruz. Biz Êzidî toplumu olarak direniş hattını seçtik ve Önder Öcalan'ın düşünce ve fikirlerine bağlıyız. Eğer YPG ve YPJ olmasaydı, fermandan sonra Êzidî toplumu olmayacaktı. Şimdi Şengal’de ve her yerde örgütleniyoruz. Yaşamımızı yeniden inşa ediyoruz. Şehit Nûjiyan ve Mirad'ın mücadele çizgisini devam ettireceğimizin sözünü veriyoruz" ifadelerinde bulundu.