ELİF AKGÜL

İstanbul- Türk Tabipleri Birliği (TTB) , özlük haklarına ilişkin bir düzenlemenin Meclis’e getirilmesi için son kez uyardı. Beyaz nöbet eyleminin ardından TBMM önünde yaptığı eylemde sağlıkçılar, talepleri kabul edilemezse iş bırakacaklarını dile getirdi.

Düzenleme Meclis’e getirilmediği takdirde 8 Şubat 2022’de G(ö)REV eylemine gideceklerini açıklayan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, ajansımıza yaptığı açıklamada sağlıkçıların meselesinin tüm toplumun meselesi olduğunu ifade ederek, “Sağlıkçılar korunmadığında sağlık hizmeti korunmuyor” dedi.

“Kovid meslek hastalığı olarak görülmüyor”

Taleplerini Ekim ayından beri dile getirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Burada önemli olan sadece ekonomik sorunlar değil. Çalışma koşullarımızda. Salgın sürecinde Kovid-19’a en çok sağlık emekçileri maruz kaldı. En fazla hastayı yitirdiğimiz meslek grubu sağlık ve bu meslek hastalığı olarak kabul edilmiyor” diye konuştu.

Şiddet vakaları artmaya devam ederken şiddeti önleyici bir yasanın hala çıkmadığına işaret eden Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türk Tabipleri Birliği’nin sunduğu tasarının da “kuşa çevrildiğini etkili bir sonuç çıkmadığını ve faillere yönelik cezasızlığın sürdüğünü” ifade etti.

“Mesleki güvencesizlik var”

Çok parçalı ödeme sisteminin “sağlıkçıların insanca yaşayabileceği tek ödemeye geçilmesi” gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, mesleki anlamda güvencesizliğin de ciddi bir sorun olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Neredeyse asgari ücretin yarısı olan emekli aylıkları var. Bunlar kabul edilebilir değil. Bu pandemi sürecinde birinci basamak sağlık hizmetinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz gördük.”

Sağlık hizmetinden çekiliyorlar

Kovid-19 ile ilgili önleyici mekanizma işlemediği için Omicron varyantıyla vaka sayılarının iyice arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bu vakalar arasında sağlık emekçilerinin de olduğunu, sağlık hizmeti sunumundan çekilmek zorunda kaldıklarını bunun da kendi başına sağlık hizmetlerinin aksaması anlamına geldiğini ifade etti.

“Birinci basamak güçlendirilmediğinde, birinci basamakta çalışanlar korunmadıkça sağlık emekçileri hastalanıyor. Sağlık emekçileri şiddetle beraber tükenme noktasına geldi. Mesleği bırakıyorlar, ülkeyi terk ediyorlar, bu bizim hekimsiz kalmamızla sonuçlanıyor” diyen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “kışkırtılmış sağlık talebi” oluşturmak için yapılan düzenlemelerle acil servislerin poliklinik haline geldiğine, bu durumun gerçek acil vakaların sağlık hizmetine erişimini engellediğine dikkat çekti.

Sağlıksızlık dayatılıyor

“Acilde çalışan sağlık emekçileri yoğunluk sebebiyle yeterli yanıt oluşturmadığında şiddete maruz kalıyor” diyen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Ne kadar çok hasta o kadar çok para” anlayışının, hasta garantili şehir hastaneleri uygulamasının, hekimlere performans üzerinden ücretlendirme uygulamasının, “niteliğe değil niceliğe dayalı sağlık hizmetinin” sağlıksızlığı beraberinde getirdiği konusunda uyardı.

Sağşık krizi oluşuyor

“5 dakikada randevu” sisteminin bir hastanın muayenesi için yeterli olmadığını, hekimleri detaylı tetkik yaptırmaya yönlendirdiğini bunun da sağlık ekonomisi üzerinde baskı oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bu durumun sonucunda ödenmeyen ilaç faturaları nedeniyle başka bir sağlık krizinin oluştuğunu ifade etti.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, birinci basamağın güçlendirilmesi, güvencesiz çalışmanın sonlandırılması gerektiğini belirterek gerekli adımlar atılmadığı takdirde 8 Şubat’ta G(ö)REV’de olacaklarını yineledi.