Haber Merkezi - Asya’nın temiz en büyük göllerinden biri olarak kabul edilen Wular Gölü, Bandipora Bölgesi, Jammu ve Keşmir ile Hindistan havzasında bulunuyor. Gölün büyüklüğü mevsimsel olarak 12 ila 100 mil kare (30-260 kilometre kare) arasında değiştiği tahmin ediliyor. Keşmir’in Hindistan yönetiminde olan Himalayalarla çevrili Wular Gölü, Asya'nın en büyük tatlı su göllerinden biri. Her türlü balık, göl kestanesi ve yem üreten göl, göçmen su kuşlarının yaşam alanı olarak bilinmesinin yanı sıra çevredeki 40 köyde yaklaşık 32 bin haneye nesiller boyu yaşam sağlıyor. Maalesef göl 1950’li yıllardan bu yana uygulanan politikalar nedeniyle kısmen kurudu.

Şimdi felaket yaşanıyor

Şimdi yaşam tehlike altında. Bilhassa kıyısına ekilen söğüt tarlaları bu kurumayı hızlandırırken şimdi insan eliyle yok olmayla yüz yüze. Çevresel felaket gölün kıyısında yaşamlarını balıkçılıkla sağlayan ailelerin hayatlarını da tehlikeye atıyor. Wular Gölü çevresindeki kadın balıkçılar, bu bölgedeki kirliliğin artması nedeniyle gölün durumunun daha kritik hale gelmesi ve birçok balık türünün yok olmasına yol açması nedeniyle geçim kaynaklarını kaybetmekten endişe ediyor. Yıllar içinde bazı balık türlerinin soyu tükenirken, uzmanlar diğerlerinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.

“Acı çekiyoruz”

Geçim koşullarından ve balıkların azalmasından memnun olmayan Lankashpura köyünden 45 yaşındaki balıkçı Hajre Begum “Gölün durumu çaresiz olduğu için geleceğimiz belirsiz. O göl ölürse biz de onunla birlikte ölürüz. Acı çekiyoruz çünkü geçim kaynağımız çok kötü durumda. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak etkileniyoruz” diyor. Hajre Begum,  köylülerin sadece geçim kaynaklarını kaybetmediklerini aynı zamanda gölün kurumasından kaynaklanan hastalıklarla da yüz yüze kaldıklarının altını çiziyor. “Geçimimiz kuruyor, bu gölün korunmasını istiyoruz. Göl kurursa bir sürü hastalık da yayacak” diyerek şimdiden sineklerin taşıdığı hastalıkların yaygınlaştığını aktarıyor.

İş bulmak zorunda kalıyorlar

Wular Gölü balıkçılarından Ayşe Begüm, "Önceden iyi bir gelirimiz vardı" derken şimdiyse gelirlerinin yüzde 70’ini kaybettiklerini, gölün kuruması ile paralel olduğunu söylüyor. Ayrıca gölün korunması, ziyaretçilerin de gölü koruması gerektiğini aktarıyor. Gölün içinden piller, çöpler topladıklarını ve ziyaretçilerinin bölgeyi kirleterek ayrıldıklarını eleştiriyor. Gölde yapılan balıkçılığın ağırlıklı olarak kadınlar tarafından yapıldığının aktaran köylüler şimdi kendilerine iş bulmak zorunda kaldıklarını ve gölün tamamen kuruyacak olursa yeni yerleşim yeri bulmak zorunda kalabileceklerini dahi söylüyorlar. Yapılan araştırmalar da tatlı su gölünün geleceğinin tehlikede olduğunu ortaya koyuyor.